Bölüm 24

2.6K 235 27
                                    

Merhaba sevgili ejderha okuyucularım. Evet yb gerçekten çok geç geldi ama benin mazur görün lütfen. Sınav hafta vardı ve şimdi ise bilgi yarışması için hazırlanıyorum. Bu bölümü zar zor yazdım. Kısa olması bu yüzden. Artı bugün benim doğum günüm. Bu nedenle özel bir bölüm yayimlayayim dedim. Umarım begenrsiniz. Evet sizi çok beklettim özür dilerim tekrar. Bu arada karar verdim artık face deki sayfadan kısa kısa paylaşmışlar yapacağım. Yani fragman gibi. Umarım hosjnuca gider. Face sayfasinin link ilk bölümlerde var. Bakarsanız bulursunuz. Ayrıca Miray, Esra ve Can için parodi hesaplar açıldı. Onlara da mesaj atabilirsiniz. Veya benimle de konusabilirsiniz. Neyse sizi çok tutmayayim. Sanırım sabırla yeni bölümü okumayı bekliyorsunuz. Neyse ben gittim. Size iyi okumalar. Yb haftaya gelecek merak etmeyin.

Not: hafif hüzünlü bir sarki açarak okuyun lütfen.

Miray

Nefesim rahatlamıştı. Kalbim rahatlamıştı. Rahatça nefes alıp verebiliyordum. Yavaşça gözlerimi açtım. Odamız boştu. Yatakta sadece ben vardım. Etrafı görmeden bakarken uyandığımızda olanları düşündüm.

Uyandığımda resmen odamda ve sarayda kaos başladı. Odamda hem arkadaşlarım hem de ejderha doktorlar geldi. Doktorlar benim gerçekten iyileşip iyileşmediğimi öğrenmek için beni kontrole ve kanımı almaya gelmişlerdi. Bu işler hallolurken arkadaşlarım da beni oyalamaya çalışıyordu. Onlar konuşuyordu ama ben çok rahatsızdım. Doktorların gitmesine rağmen rahatsızdım. Çünkü bu oda ve odadaki yatağım bana çok rahatsız edici şeyleri hatırlatıyordu.

Bu odada Mert'e saldırmıştım. Bu odada bir hizmetçiye saldırmıştım. Yatağım ise aynı Valery ve Mert'i gördüğüm yatağa benziyordu. Ben o kadar zaman onun üzerinde nasıl uyumuştum? Gözüm yatakta takılı kalmıştı ve Esra hala konuşuyordu. Aklıma gelen düşünceler ile midem bulanmaya başlamıştı.

Sanırım Mert ve Can durumu fark etmiş ve aynı anda, "Miray sen iyi misin?" diye sormuştu.

Mert dönüp Can'a biran sinirle baktı. Bunların aralarındaki arkadaşlığı da anlayamadım. Hızla bana döndü ve yanıma gelip, "Ne oldu?" diye sordu Mert.

"Bu odadan çıkabilir miyiz?" dedim hemen. Hepsi başı ile onayladı ve çıkmaya başladık ama Mert bana yardım etmeye kalkışınca aklıma onun Valery ile yaptıkları geldi ve kendimi geri çektim. Bana anlamayan gözlerle baktı. Onu bıraktım ve odadan çıktım.

Odadan çıkar çıkmaz derin bir nefes aldım ve bir adım attım ama o anda dünya döndü ve ben yere düşmeye başladım. Tabi ben düşmeden Mert beni yakaladı ve omzuna attı.

"Sanırım artık odamıza gitmeliyiz. " dedi gülerek ve yürümeye başladı.

Tabi benim başım arkaya bakıyordu ve canım (!) arkadaşlarım gülerek bize bakıyorlardı. Onlara, bunu size ödetirim bakışımı attım. Hepsi birden omuz silkti. Bunu yaptıklarına inanamadım. Neyse daha sonra buna pişman olacaklardı.

Mert'e dokunmak bile istemiyordum ama şu an dokunmak zorundaydım. Resmen beni aldatmasın izlemiştim. Hem de o Valery denen s*rt*k ile. Ne dedim ben? Ben küfür etmem. Sakin olmalıydım.

Ama Valery ve Mert'i o halde düşündükçe çıldırasım geliyordu. Ama çok yorgundum ve bunu düşünecek halim yoktu ve uyuya kaldım.

Ve işte şu an bulunduğum durumdaydım ama Mert ortalıkta yoktu ama balkon kapısı açıktı. Yavaşça yataktan çıktım ve balkona çıktım. O anda yere oturmuş direk gökyüzüne bakıp ağlayan Mert'i gördüm.

"Mert? Ne yapıyorsun burada? Hem kalk yerden karnın ağrıyacak." dedim sinirle. Yanına gidip.

O güldü ve bana sadece baktı ama gözlerinden duygularını okuyabiliyordum. Bana hüzünle bakıyordu. Mutlulukla bakıyordu.

Ejderha Kız 2: Ejderha DünyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin