Merhaba ejderha okuyucularım. Size böyle demek hala cook hoşuma gidiyor. Neyse yb hazır ve Türkiye'ye göre geç bir saatte yayimlaniyor. Bizim burada çoktan saatler geri alındı. Neyse. Bu bölümü hala leptopum bozuk olduğu için telden yazdım. Umarım beğenirsiniz. Yazım hatalarına dikkat etmeyin lütfen. Bölümü hüzünlü.bir şarkı secip okursanız çok güzel olur. Neyse hoşçakalın iyi okumalar. :)
Miray
Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece bu odada tutsak olduğumu biliyordum ve icimde giderek büyüyen bir korku vardı. Sanırım Valery yüzündendi.
Aslında çok garipti birkaç gündür olanlar. Çünkü bir Valery bana yiyeceklerimi getiriyor, ben yiyince de götürüyordu. Garip olan bu değildi. Garip olan geceleri bir Valery'nin gelip beni izlemesiydi ve beni ikna etmeye çalışıyordu. Yok neymis de o Mert'mis.
Aslında onun beni izlemesini gördükçe aklıma Mert geliyordu ve ağlayacak gibi oluyordum ama direniyordum göz yaşlarına. Çünkü o sadistin önünde ağlamak yakışmazdı bana ama o gidince ağlamaya başlıyordum.Her gece gelip beni izliyordu, bir gece beni izlerken (tabi bu arada ben uyuyor numarası yapıyordum) aniden kalkıp yanıma geldi. O an içim korku ile doldu ama ne korku. Valery beni öldürmeden ben korkudan kalp krizi geçirip ölecektim, o kadar yani.
Yanıma gelince hemen yan tarafımda ki boşluğa oturdu. O an öleceğimi anladım ve hamle yapmak için hazırlandım. O anda Valery bana biraz daha yaklaştı ve derin nefesler almaya başladı. Bir süre sonra elini uzattı ve saçlarıma dokundu. O anda saçlarıma dokunan elini yakaladım ve onu kendimden uzaklaştırdım.
"Bana sakın dokunma." dedim sinirle tuttuğum elini yakmaya başlamışken, ama o sanki ona verdiğim acıyı hiç hissetmemiş gibi gözlerimin içine hüzünle baktı. Gözleri o kadar çok hüzünlüydü ki kalbime ağrılar girmeye başladı. Hızla gözlerimi kaçırdım ve elimi de bileğinden çektim. O ise derin bir nefes aldı ve çıktı odamdan. Nedense o an pes ettiği hissine kapıldım. Neden bu hisse kapılmıştım ki? Ne yapıyordu da pes etmişti? Bilmiyordum.
Mert
Bedenim ve kalbim alt üst durumdaydı. Hiçbir şey hissedemiyordum. Miray'ın tuttuğu bileğim bile ağrımıyordu. Muhafızlara bakmadan hızla oradan uzaklaştım ve odamıza gittim. kapıya gelirken gülmeye başladım.
"Odamız". Acaba tekrar "odamız"
olacak mıydı? Yoksa sadece benim odam mı olacaktı?İçeri girip hızla kapıyı çarptım ama işe yaramadı. Sinirimi geçirmek için hızla duvara vurdum ama içimdeki acı dinmiyordu. Üzerimde doğru düzgün bir şey olmamasına aldırmadan balkona çıktım ve etrafa baktım.
Miray o odada olduğundan beri hava soğumuştu. Burası Ejderha Dünyası'ydı halbuki. Her tarafta ateş olmalıydı.
O anda içim bu görüntüye kaldırmadı ve hızla yere çöktüm. Bedenim buz kesiyordu ama ben hissedemiyordum. Kalbime ağrılar giriyordu. Artık icimde tutunacak bir dal da kalmamıştı. Bütün ümitlerim yok olmuştu.
Pes etmistim. Mert Ay pes etmişti. Mert aşkını asla kurtaramayacaktı. Bu düşünce ile gözlerimden yaşlar gelmeye başladı. Onu kaybetmiştim. Günlerdir ona ulaşmaya çalıyordum ama fayda etmiyordu. Sanki beni görmek istemiyordu ama böyle düşünmem saçmaydı. Eminim şu an beni yanında istiyordu ama ben orada olmama rağmen beni görmüyordu.
Kalbime ağrılar saplanıyordu. Aklıma birden Miray'ın gülüşü geldi. Bana mutlulukla bakan gözlerini hatırladım.
Hep yanımda olmak istemesini hatırladım. Beni korumak için kendini kaç kere feda etmesi geldi aklıma. Kendini benden uzak tutmak istemesini ama bir türlü uzak tutamamasını hatırladım. Beni görmediğinde bile etrafını tarayıp beni araması aklıma geldi. Ben ise gizlice onu izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 2: Ejderha Dünyası
FantasyMiray kalbinin yarısını Mert'e vermiş, arkadaşlarını, ailesini geride bırakmış, Mert'i gelecekte kendisi yüzünden başına başka gelebilecek kötülüklerden korumak için Ejderha Dünyası'na gitmişti. Acaba o dünyada onu neler bekliyordu. Peki kehanet ne...