Bölüm 4

3.8K 300 27
                                    

Merhaba. Evet, yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Bu bölüm biraz kısa oldu özür dilerim ama ramazan ayındayız ve ben oruç tutuyorum. Bir de yaşadığım yer çok sıcak bu nedenle susuzluğa dayanmak zor oluyor ama dayanıyorum. Ayrıca size kötü bir haberim var. Oruç tutmam nedeni ile ve internetimin azalması nedeni ile bölümler artık her Çarşamba olacak. Bir değişiklik olursa ben size bildireceğim ama bence takipte kalın. Bazen erken yayımlayabilirim. Belki bir hafta da iki bölüm yayınlarım. Çünkü bazen ne yapacağım belli olmuyor. Neyse siz anladınız onu.

Fark ettim ki hep Türkçe şarkı seçmişim. Bu sefer bölüme ve Mert'in intiharına uygun olsun diye multi de Adele-Set fire to the rain var.  Ayrıca resim olarak Mert'in evi var. Umarım bölümü seversiniz. Böylece bol bol yorum okur ve vote görürüm. Lütfen emeğe saygı için bunu yapın. Çünkü sizden bir yorum gelmeyince acaba beğeniyorlar mı beğenmiyorlar mı diye ikileme düşüyorum. Ve bu da bölüm yazma isteğimi engelliyor. Yani bölüm yazamıyorum. Umarım bu yazdıklarımı okuyorsunuzdur. Zaten vote vermek ve yorum yazmak sadece 5 dakikanızı alır. Hatta daha az. Lütfen yorum yapmayı unutmayın. Neyse çok konuştum size iyi okumalar. Hoşçakalın.

Can

Aras ve Emre ile arabaya bindikten ve  araba çalıştıktan sonra aklıma gelen soruları sormaya başladım.

"Siz nasıl buldunuz Mert'i?" diye sordum merakla.

"Onu teftişe gidiyorduk. Yine kavgaya falan gittiyse onu kurtarmak için –aslında adam kendi halledebilir de acı çekmek için yapmıyor- veya kendine bir şey yaparsa engellemek için teftişe gidiyorduk. Gittiğimizde ev yanıyordu. Hemen yangını söndürdük ve içeri girdik. İçeri girdiğimizde Mert yerde yatıyordu. Birkaç yanığı vardı ve kalbi yavaş atıyordu. Bizde seni çağırmaya geldik işte." dedi Emre arkadan. Aras arabayı sürerken ben hemen onun yanına geçmiştim. Emre ise arkaya geçmişti.

"Ne yani onu orada öylece bırakıp mı geldiniz?" dedim şaşkınca.

"Hayır. Rüzgar onun yanında kaldı." dedi Aras.

"Ne yani çocuğu arayıp çağırdınız mı?"

"Hayır. O da bizimle teftişe gelmişti." dedi Emre.

"Şunu doğru düzgün anlatsanıza." dedim sinirle.

"Anlatıyoruz ya işte." dedi Emre.

"İyi de neden beni çağırdınız? Arasaydınız gelirdim."

"Aradık ama cevap vermedin." dedi Aras.

Elimi cebim attım ama cebimde bir şey yoktu. Telefonu evde unutmuştum. Ve eminim ki beni laboratuvarımdayken aramışlardı. O aman hiçbir şey duymuyordum. Sadece deneylerim ile ilgileniyordum.

"Duymamış olmalıyım. Neyse siz ambulansı arasaydınız ya."

"Arayamazdık. Aslında o an düşünmemiştik." dedi Emre.

"Arasak ne olacaktı ki? Kanı inceledikleri anda onu götürürlerdi. Bu nedenle sana geldik." dedi Aras.

"İyi de ben deneyler konusunda iyiyim. Miray vücutla ilgiliydi. Yani yanlış kişiyi getirdiniz." dedim sinirle.

"Miray'ı da bulabilirdik ya. Kim bilir hangi cehenneme gitti. Zaten Mert'i de Miray bu hale getirdi." dedi Aras sinirle.

"Doğru düzgün konuş Aras. Beni sinirlendirme. Bir insanın nedenini bilmeden yargılamak yanlıştır. Onunda gitmesine neden olan bir nedeni olmalı." dedim sinirle kalbim hızla atarken.

"Ne nedeni? Mert'i kurtarmıştı ama o onu bırakıp kaçıp gitmeyi seçti." dedi Aras sinirle ve gaza daha çok yüklendi.

"Bence onu bırakıp gitmesine neden olacak kadar büyük bir nedeni vardı ki gitti." dedim ve sakinleşmek için koltuğumda geriye yaslandım.

Ejderha Kız 2: Ejderha DünyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin