Merhaba okuyucu ejderhalarım. Sanırım güzel oldu. Neyse. Bu bölümü tatile gitmeden önce yazıyorum. Tatilde yazamayabilirim. Bu nedenle özür dilerim. Eğer tatilim iyi geçerse yazmaya zaten zamanım olmaz ama iyi geçmezse size yb yazacağımdan emin olabilirsiniz. Neden iyi geçince yazmıyorum? Daha mutlu olurum o zaman ve daha güzel yb ortaya çıkar ama sizinde bildiğiniz gibi yorumlar çok az ve ben bunu gördükçe yb yazasım gelmiyor. Bu nedenle ybler hep kısa ama daha çok yorum görürsem ybleri uzatacağım. Şu aralar hep 3.000-3.500 kelime arasında yazıyorum ama yorumlar artarsa daha uzun yazarım. Neyse. Bu bir ültimatom değil. Sadece bir öneri ama bölümler gelmeye devam edecek bundan emin olabilirsiniz. Tabi tatilim güzel geçmezse ama belki güzel geçerse zaman ve bulursam yazarım. Umarım bu yazdıklarımı okuyorsunuzdur. Neyse multi de sadece müzik var. Pinhani- Dön Bak Dünyaya var. İyi okumalar.
Not; o çikolata kısmını yazarken çok zorlanım. Çünkü canım çok çekti. O çikolataları kesinlikle denemelisiniz.
Can
Melek ile eve gidince mektubu açıp Melek'e gösterdim. O da benimle aynı fikirdeydi. Miray nereye gideceğini açık açık söylemişti. İyi ki Mert bu mektubu düşürmüştü yoksa Miray'ın nereye gittiğini kolayca bulabilirdi.
Acaba Miray'ı arasa mıydım? Ama defteri Mert'in aldığını söylersem çok üzülecekti. Kız zaten deftere ne yazdığını hatırlamıyordu. Birde bunu söylersem yine kendine zarar verebilirdi.
Ama tabi ki ben de bir Can klasiği yapıp dayanamadım ve onu aradım. Onu ararken Melek sandalyeme oturmuş bana bakıyordu. Telefonu ilk çalışta açtı.
"Merhaba." dedim sakince.
"Merhaba, Can da. Hemen sadede gelirsen daha mutlu olacağım. Ne yaptın? Defterimi bulabildin mi?" diye sordu hemen Miray. Sesinde bir şey vardı. Sanki önemli bir şey olmuştu da bana belli etmiyordu.
Üstüne gitmedim. Zaten birazdan vereceğim haber onu çok üzecekti. Onu daha fazla üzmek istemiyordum."Aslında bulamadık. Sanırım Mert almış." dedim ama nedense mektubu söylemedim ve gözlerini bana dikmiş olan Melek'ten bakışlarımı kaçırdım.
O an söylememem gerektiğine dair bir his vardı içimde. Bir an hiç ses duymadım. Daha sonra telefonun düşme sesi geldi. O anda Miray'a bir şey oldu sandım.
Ben Miray diye seslenemeden bir ses, "O iyi sadece telefonu düşürdü ve gitti. Sadece biraz şok oldu. Sanırım bulacağınıza emindi. Neyse başka bir şey buldunuz mu?" diye sordu. Madalin'di bu. Miray'la aynı sese sahip olmalarına rağmen kolayca anlamıştım bunu.
Hala içimde o söylememe şeyi vardı. Bu nedenle, "Hayır, bulamadık." dedim ve yine Melek'in bakışlarından kaçtım. Miray hakkında biraz daha konuştuk.
O anda aklıma Madalin'e nereden ulaşabileceğimi sordum. O da bana kendisinin cep telefonu olduğunu söyledi ve numarayı verdi. Aklımda bir soru olursa onu arayacaktım. Vedalaştık ve ben konuşurken beni gözleri kısık bir şekilde izleyen Melek'e döndüm.
Ona bakmamaya çalışıyordum. Çünkü bana nedene mektubu söylemediğimi soracaktı ve dediğim gibi de oldu bana neden söylemediğimi sordu.
Ben de ona, "İçimden bir ses söylememem gerektiğini söyledi. Ben de öyle yaptım. Belki gelecekte işimize yarar." dedim sakince.
"Umarım öyle olur. Çünkü böyle yaptığın için ileride pişman olabilirsin. Ayrıca Miray kendine zarar verebilir. Yine. Bence bunu bir düşün." dedi ve beni öpüp gitti.
Umarım dediği gibi pişman olmazdım. Yoksa her şey çok kötü olurdu.
Miray
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 2: Ejderha Dünyası
FantasiaMiray kalbinin yarısını Mert'e vermiş, arkadaşlarını, ailesini geride bırakmış, Mert'i gelecekte kendisi yüzünden başına başka gelebilecek kötülüklerden korumak için Ejderha Dünyası'na gitmişti. Acaba o dünyada onu neler bekliyordu. Peki kehanet ne...