Merhaba ejderha okuyucularım. Yazarınız dün söz verdiği bölümü bugün yayınlıyor. Sanırım artık Cuma veya Cumartesi demeyeceğim. Cumartesi veya Pazar diyeceğim ki tam olsun. Neyse multi de şarkı olarak Özdemir Erdoğan- Bana ellerini ver var. Resim olarak ise Madalin ve Medecrius'un oluşturduğu şekil var. Bu bölüm kısa odlu. Çünkü çoğu okuyucular ilk kitaptaki bölümleri ve yazdığı bölümleri uzun buluyormuş. Bu nedenle artık bölümler kısa gelecek. Bu konu hakkında yorum yapabilirseniz. Yani kendi düşüncelerinizi yazabilirseniz çok mutlu olurum. Kısa bölüm mü isterseniz yoksa uzun bölüm mü? Ayrıca bölüm için yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum. Bu arada sayfaya baktınız mı? Pek paylaşım yapmadım ama orada Miray, Can, Esra ve benimle yani Meryem ile konuşma şansı yakalayabilirsiniz. Soru sorarsanız ben veya onlar cevaplayabilir. Sayfaya bakmayı unutmayın lütfen. Ayrıca Miray, Can ve Esra için facebook parodi hesaplar açıldı. Onlara da bir bakın. Hesapların adını buraya yazıyorum. Neyse hoşçakalın iyi okumalar.
Miray Müge Aydın
Esra Işık Selen
Can Deniz Ateş
Sayfanın adı ise Ejderha Kız. Diğer bölümde linki attım. Bir bakar ve beğenirsiniz sevinirim.
Not: Benim arkadaşlarımlarsa ekleyin lütfen. Çünkü ad benzerliği olan insanlarda var. Bu arada ben Meryem Aytekin. :) İyi okumalar tekrar.
Miray
Ben öylece Mert'e bakıyordum. Kalbim bir yandan mutlulukla atarken bir yandan da korku ile atıyordu. Ya Mert'in başına benim yüzümden bir şey gelirse yine, diye korkuyordum ama buraya yanıma geldiği için mutluydum. Grup bize doğru gelirken Mert sinirle ve birazda mutlulukla bana bakıyordu. Sinirinden mutlu olduğunu zor anlamıştım. Grup tam önümüzde durdu. Mert ve ben hala göz gözeydik ama Talha'nın yanıma gelip, "Misafirleriniz Majesteleri. Onlara herhangi bir zarar gelmeden getirdim." dedi.
"Teşekkürler Talha." dedim ve Mert ile göz temasını kesip Talha'ya dönüp gülümsedim.
"Benim için mutluluktu Majesteleri." dedi ve gülümseyip çekildi. Muhafızlar da onunla giderken Mert onun arkasından sinirle bakıyordu. Daha sonra muhafızlar gidince bir tek bizim grup kaldı.
Madalin, Mert, Can, Esra, Rüzgar, Melek ve ben kaldık. Tabi, iki de kapı ejderhası.
Can hemen lafa atılıp, "Nasılsın kardeşim? Sağlığın nasıl?" diye sordu.
"Çok iyi kardeşim. Sen nasılsın?" diye sordum ona en öldürücü ve sana bunu ödetirim bakışımı atarak. Daha sonra ne dediğini fark ettim ve ona bakışlarımla, "Onu da mı söyledin?" diye sordum.
"Bu bana düşmezdi." dedi bakışları, ağzı ise, "İyiyim. Herkes iyi. Seni ziyarete geldik işte. Biraz kalır gideriz." dedi.
"Bu konuşmalar bittiyse asıl konumuza dönelim." dedi Mert ve üzerime doğru gelmeye başladı ama Madalin birden atıldı. O anda Mert'in içinde de mavi bir ejderha çıktı. Mavi ejderha ve Madalin havaya yükselip başlarını ve kuyruklarını birbirlerine yasladılar. Kuyrukları gittikçe birbirine dolandı ve en sonunda bir kalp oluştu. Ben onlara dalmışken Mert beni kolumdan tutup içeri götürmeye başladı.
"Ne yapıyorsun? Ne güzel bir şekil oluşmuştu. Onu izliyordum." dedim sinirle kolumu elinden kurtarmaya çalışarak.
"Daha çok izlersiniz Miray Hanım. Önce bizim konuşmamız gerek." dedi sinirle ve beni çekiştirmeye devam etti. Mert beni çekerek götürürken canım (!) arkadaşlarım hala ejderhaları izliyordu. Tabi benim gittiğimi fark eden olmadı. Bu arada Mert beni resmen sürüklerken etrafımızdaki ejderha ve insanlar hemen eğiliyorlardı ama bunlar Mert'in umurunda bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 2: Ejderha Dünyası
FantasyMiray kalbinin yarısını Mert'e vermiş, arkadaşlarını, ailesini geride bırakmış, Mert'i gelecekte kendisi yüzünden başına başka gelebilecek kötülüklerden korumak için Ejderha Dünyası'na gitmişti. Acaba o dünyada onu neler bekliyordu. Peki kehanet ne...