Merhaba. Evet, yine yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Açıkçası dün biraz moralim bozuldu. Çünkü kimse yorum yapmadı ve çok az yıldız vardı. Bende üzüldüm ve bölüm biraz olmamış gibi olabilir. Bence güzel oldu ama kararı size bırakıyorum. Biliyorum bunu söylememden yoruldunuz ama lütfen yorum yapın ve vote verin. Sadece vote vermek olmuyor. Çünkü düşüncelerinizi merak ediyorum. Lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın. Neyse. Hikaye Miray'ına ağzından devam ediyor. Multi de Göksel - Sen orda yoksun var. Hepinize iyi okumalar. Lütfen yorum yapın. Neyse hoşçakalın.
Ben öylece duruyordum. Sanki ışık görmüş tavşan gibi. Bir süre sonra görünmez bir gücün beni ileri doğru ittiğini hissettim. Yavaşça balkonun tırabzanına doğru ilerledim ve tırabzanın orada durdum. Yavaşça etrafa göz attım. Sanırım önümde bütün ırklar duruyordu. Çok fazla çeşit ejderha vardı. Ayrıca insanlarda vardı. Küçük çocuklarda aralarda duruyorlardı. Kimisi bana korku ile bakarken kimisi bana merakla bakıyordu. Her renkten ejderha vardı ama nedense mor veya mavi bir ejderha göremiyordum. Bunun nedeni neydi? Neden Madalin'in ırkından kimse yoktu? Veya neden onun yarısı olan Medecrius'un ırkından kimse yoktu?
Ben bunları düşünürken sanki yeni hatırlamışlar gibi hepsi bir anda önümde eğildi. Ben şaşkınlıkla onlara baktım. Bu olaylara alışamayacaktım sanırım. İnsanlar yerlere kadar eğilmişken ejderhalar kafalarını yavaşça eğmişlerdi.
"Lütfen ayağa kalkın." dedim sakince. Ben ne kadar normal sesle konuşsam da sesim en arkadaki kişiye kadar ulaşmıştı. Hepsi başını kaldırıp bana merakla bakmaya başladı.
"Merhaba halkım (Bu kelimeyi kullanmak biraz ilginç olmuştu). Size dürüst olacağım. Çünkü ben dürüstlüğe önem veren biriyim. (az kaldı insanım diyordum) Yalandan nefret ederim. Ben Miray Müge Aydın ve Ben Ejderha Kraliçe'yim. Kehanetteki Kraliçe miyim, değil miyim? Bilmiyorum. Ama kehanette yazan birkaç şey başıma geldi. Bütün kehanetleri bilmiyorum ama bazılarını biliyorum." dedim. Son cümlemi içimdeki bir şey söylemişti. Sanki Kraliçe olmak için doğmuş biriydi konuşan.
Yavaşça yutkundum ve konuşmama devam ettim. Herkes merakla bana bakıyordu.
"Kehanetteki Kraliçe'nin ırkların arasındaki savaşı sonlandıracağı söyleniyor. Eğer ben o Kraliçe isem veya o Kraliçe olmasam da ırklarımız arasındaki savaşı sonlandırmak için elimden geleni yapacağım. Bunun için size söz veriyorum. (Aynı seçim konuşması gibi oldu.) Buraya geldiniz ve büyük bir cesaret örneği gösterdiğiniz için size teşekkür ederim. Çünkü çoğu insan korkularının arkasına saklanıp gelmemeyi kaçıp gitmeyi seçerdi."
"Aynı benim yaptığım gibi." dedim içimden ve gözlerim yaşlarla doldu ama daha sonra içimden, "Ağla Miray. Ağla." dedim. Ters psikoloji. Ağlama dersem ağlarım.
Yavaşça nefes alıp verdim ve "Merak etmeyin. Size yardım etmek için elimden ne geliyorsa yapacağım. Ben bunun için buradayım. Size yardım etmek için Dünya'dan buraya geldim." diye devam edip konuşmamı bitirdim. Gülümseyerek verecekleri tepkiyi beklerken çok korkuyordum. Onlarda korkumu tetikleyerek tepkisiz kalmışlardı. Şu an korkudan ölüyordum ve bana kimse yardım etmiyordu.
"Mert'i yanımda istiyorum. O bana yardım ederdi. Ya da Can'ı." dedim içimden. Onun adını içimde bile söylemek kalbimdeki yaranın kanayarak açılmasına neden olmuştu ve o yara zonklayarak canımı yakıyordu.
Bir süre sonra ben etrafı gözlerim yaşlarla parlayarak bakarken önde duran yaşlı bir adam oturduğu sandalye gibi şeyden yavaşça kalktı ve alkışlamaya başladı. Bir süre sonra yavaş yavaş herkes ona katıldı ve beni alkışlamaya başladılar. Ben ise tırabzana iyice yaslandım ve halkıma baktım. Kendi halkıma. O anda nedense beynimden garip bir ses duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 2: Ejderha Dünyası
FantasiaMiray kalbinin yarısını Mert'e vermiş, arkadaşlarını, ailesini geride bırakmış, Mert'i gelecekte kendisi yüzünden başına başka gelebilecek kötülüklerden korumak için Ejderha Dünyası'na gitmişti. Acaba o dünyada onu neler bekliyordu. Peki kehanet ne...