Merhaba merhaba merhaba. Yb hazır ve yayımda. Umarım beğenirsiniz. Öncelikle bu bölümü okumadan önce sizi uyarmalıyım. Eğer homofobikseniz yani erkek-erkeğe ilişkiye karşıysanız bu bölümün bir yerini okuyunca kendi görüşünüzü savunmak isteyeceksiniz. Açıkçası ben L.G.B.T. (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transeksüel) karşı değilim, hatta saygı duyuyorum. Açıkçası okuyucularım olarak sizin de bu konularda biraz bilgili olmanızı ve herkesin herkese seçimleri konusunda saygı duyması gerektiğini bilmenizi istiyorum. Lütfen etrafınızdaki insanları da bu konuda bilgilendirin.
Birde düşünün. Siz onların yerinde olsanız ve topum sizin saklanmanızı, onlara göre davranmanızı, düşüncelerinizi saklamanızı, hsilerinizi saklamanızı isteseydi ne yapardınız? Ne düşünürdünüz? Lütfen. Biz yanlış olan her şeye karşı çıkan bir toplum olalım. 7
Bakın kadınlar günü de yaklaşıyor. Bu nedenle biraz bu konuyu ele almak istedim. Sadece sizden isteğim dar görüşlü olmayın. Biz yeni nesiliz. Bizim geçmişteki kişilere ders vermemiz ve gelecek kuşaklar için örnek olmamız lazım.
Neyse bu kadar ders yeter. Fazla ileri gittiysem özür dilerim ama sadece bu konular hakkında bilginiz ve biraz da olsa saygınız olmasını istiyorum. Buna yardımcı olabilirsem ne mutlu bana.
Neyse çook uzattım. Size iyi okumalar. Dediklerimi bir düşünün derim. Bu arada whatsapp grubuna katılmak isteyenler bana mesaj atabilirler.
Sevgilerle Meryem.
Can
Miray yarım saat boyuna gördüm, gördüm diye sayıkladıktan sonra uyuya kalmıştı. O arada Mert'i bile unutmuştu sanırım. Yoksa önce ayağa kalkar ve ona giderdi ama o zaman çatlağını görmüştü.
Evet, kaç zamandır bunu görmek istiyorduk ama Miray'ın gördüğü gerçekten zaman çatlağı ise bana da göstermeliydi. Bu haksızlıktı.
Ben bunları düşünürken Rüzgâr ile birlikte Melek ve Esra'yı Miray'ın yanında bırakmış ve Mert'in odasına doğru yola çıkmıştık.
Ben yolu bilmiyordum ama Rüzgâr biliyor gibi görünüyordu ama birden o da durdu ve, "Sen Mert'in odası nerede biliyor musun?" diye sordu.
"Sen öğrenmedin mi?" diye sordum hafifçe sinirle.
"Yo." Dedi sakince.
Sinirle başımı salladım ve karşımıza çıkan ilk muhafıza Mert'in odasını sorduk. Bize yolu tarif etti, bizde teşekkür ettik ve Mert'in odasına gittik.
Önce kapıyı tıklattık. İçeriden, "Girin," diyen Mert'in sesi duyuldu.
İçeri girdiğimizde Mert gömleğini giyiyordu.
"Mert sen ne yaptığını sanıyorsun? Yaralısın farkında mısın?" diye sordu Rüzgâr sinirle.
"İyiyim ben. Miray nasıl oldu?" diye sordu hemen.
Ona dikkatli bakınca gerçekten yaralarından yara izi bile kalmadığını gördüm.
"Nasıl bu kadar çabuk iyileştin?" diye sordum merakla.
"Su sayesinde." Dedi sakince.
"Hayır, bu kadar çabuk iyileşmene olanak yok. Sen Su'sun. Ateş senin bedenine değdi ve sana çok zarar verdi. Bu kadar kolay iyileşmen imkânsız. Yangında bile seni tam 4 saat suda bekletmiştik. Yaraların o zaman çok yoktu ama bu sefer çok fazla yaran vardı. Yani bu kadar kolay iyileşemezsin." Dedim sakince.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderha Kız 2: Ejderha Dünyası
FantasyMiray kalbinin yarısını Mert'e vermiş, arkadaşlarını, ailesini geride bırakmış, Mert'i gelecekte kendisi yüzünden başına başka gelebilecek kötülüklerden korumak için Ejderha Dünyası'na gitmişti. Acaba o dünyada onu neler bekliyordu. Peki kehanet ne...