Nöbetçi Kız

434 82 101
                                    

Okulun başlamasından bir buçuk ay geçmişti ve ilk sınavların olduğu hafta çoktan gelmişti. Lise sınavlarına ilk kez girecek olan Jeongin'i, arkadaşları motive etmeye çalışıyorlardı. Anlamadığı konular oldukça Chan, Changbin ve Minho hepsine yardım ediyordu.

Hepsi sınavlara çalıştığı için her gün buluşamıyorlar, buluştuklarında da ders çalışıyorlardı.

Sınavları iki haftaya yaymışlardı ve o gün yani cuma günü de o haftanın son sınavı vardı. Matematik.

Matematik sınavına ikinci derste girip çıkan öğrenciler teneffüse çıkmışlardı.

"Nasıldı bakalım sınavlarınız?" dedi Chan.

Hepsinin hemen hemen iyi geçmişti. Takıldıkları sorular elbette olmuştu ama genel olarak iyiydi. Kantinde oturup biraz daha sınavlar hakkında konuştuktan sonra çalan zille sınıflarına gittiler.

Sınavdan çıktıkları için hepsinin üstüne bir ağırlık çökmüştü. Aynı sınıfta olan Felix ve Jisung yan yana oturuyorlardı ve ders kitaplarına resimler çiziyorlardı.

Sonra önlerinde oturan Yeonjun lavaboya gitmek için izin istedi. Hoca izin verince sınıftan çıktı. Aradan beş dakika geçti. Hoca sınıfa dönük şekilde bir şey anlatırken gözleri boş sıraya takıldı.

"Yeonjun nerede kaldı? Jisung, git bir bak bakalım arkadaşın nerede diye."

"Tamam hocam."

Jisung sınıftan çıktı ve hemen merdivenlere yöneldi. Lavabo üst kattaydı ve lavaboya gitmek için nöbetçi öğrenci masasının önünden geçilmesi gerekiyordu. Bu yüzden Jisung ilk önce nöbetçi öğrenciye sormaya karar verdi.

"Burdan böyle mavi saçlı bir çocuk geçti mi? Gördün mü?"

"Evet. Yaklaşık on dakika önce falan lavaboya doğru gitti. Ondan sonra da geri dönerken bir hoca yanına çağırdı bir şey istemek için ama dersi olduğunu söyleyince hoca da gitmesini söyledi."

"Ne zaman oldu bu son olay?"

"Az önce. Sonra da merdivenlerden indi ama diğer merdivenlerden. Yani aslında sen ona bakmaya gelirken o gidiyordu ama diğer merdivenden inince denk gelmediniz galiba. Endişelenme, sınıftadır şimdi."

Jisung rahatlamıştı.

"Ah, tamam o zaman. Teşekkürler."

Kız gülümsedi ve masada duran kahvesini alıp içti. Jisung merdivenlerden aşağı indi ve sınıfa girip Yeonjun'un yerine baktı. Yeonjun sırasındaydı.

"Jisung, seni de boşuna yorduk oğlum ya. Sen çıktın ardından Yeonjun geldi."

"Olsun hocam." dedi ve sırasına oturdu Jisung ve Yeonjun'a gülümsedi.

Aradan iki ders geçmişti ve teneffüstü. Çocuklar yine bahçede toplanmış ve yavaş yavaş yürüyorlardı. Okulun kapısının olduğu tarafa geldiklerinde etraftan bazı bağrışlar gelmeye başladı.

"Çekil pencereden!"

"Kız düşecek!"

Hepsi neler olduğunu anlamak için etraflarına bakındı ve herkesin yukarıya baktığını gördü. Onlar da kafalarını kaldırıp baktıklarında bir kızın başını tutarak ve sendeleyerek pencere başında durduğunu gördüler.

"Kız bir sınıfta. Kimse yok mu şuan o sınıfta?" dedi Chan. Ardından okulun kapısına doğru koşmaya başladı. Hızlı olursa kızı tutabilirdi ama o daha okulun içine bile giremeden bir çarpma sesi ve eş zamanlı olarak da bir sürü çığlık sesi duyuldu. Chan korkak adımlarla geri döndü ve yerde kanlar içinde yatan kızı gördü.

Sadece Eğlence İçin | SKZ'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin