Sadece Eğlence İçin | SKZ'

Spor Salonu

Küçük yalancımız topları yerine koyduktan sonra etrafına bakındı başka yapması gereken bir şey var mı diye. Bazen bu beden dersinde başkan olmak yoruyordu onu. Bazen bu işi bırakmayı bile düşündüğü olurdu ama sonra bu düşünceden vazgeçerdi çünkü içten içe seviyordu sporla iç içe olmayı. Spor salonunun anahtarı hocadan sonra sadece başkanlarda yani kendisinde de oluyordu. Bu da iyi hissettiriyordu.

Yerdeki minderleri de kenara çektikten sonra son kez kontrol etti etrafı ve her şeyin tamam olduğunu görünce çıkmaya karar verdi. Tam salonun öbür ucundaki kapıya ilerliyordu ki onu gördü. Tabii şuanlık o kişi gözünde bu kadar acımasız değildi. Gülümsedi ve selam verdi.

"Selam. Dersimiz beden bizim şimdi. Top almaya geldim ama sen zaten burdaymışsın."

Kimin dediğini merak ediyor musunuz?

"Ah, evet. Bizim beden dersimiz şimdi bitti çünkü. Beden dersi başkanı olarak da etrafı toplamak bana düştü."

"Ama seviyorsun sen bu işi yapmayı."

"Orası öyle tabii."

Gülüştüler.

"Bekle ben hemen sana top getireyim. Bir tane mi?" dedi Mun-Hee'nin sevgilisi.

"Evet. Teşekkürler."

Kızımız içeri gitti. Top sepetinden toplara bakıyordu ama sonra kendi kendine sordu;

"Voleybol topu mu istiyor yoksa basketbol mu?"

Tam geri dönüp sormak için arkasını döndü ki o zaten arkasındaydı. Hafifçe ona çarptı.

"Ah, pardon. Voleybol topu mu basketbol topu mu istemiştin?"

"Hm, voleybol."

"Pekala." dedi küçük yalancımız.

Arkasını döndü ve top sepetinin içinden voleybol topu aramaya başladı.

Ama belinde hissettiği ağırlık bütün bilincinin dengesini bozdu. Beline baktığında beline giren bıçağı ve bıçağı tutan elin eldiven taktığını da yeni fark ediyordu.

Zar zor dururken kulaklarına şu sözler doldu;

"Bu, intikam için küçük bir bedel sadece."

Bıçak, belden çıkarıldı. Adım sesleri çıkışa ilerledi. Kızın bedeni yere yığıldı ve kan damlaları yeri kapladı. Spor salonundan çıkıldı. Eller yıkandı. Kimse görmedi ve hiçbir kamera çekim yapmadı.

-

Kısa bölüm çünkü sindirmeniz lazım