(Changbin)
Sözleştiğimiz gibi bu haftadaki üç bahtsız kişinin de sırları açıklandıktan ve herkes dağıldıktan sonra sekizimiz geri okul bahçesine döndük. Yaptığımız doğru ya da değildi ama bunu pek önemsemiyorduk. Okul bahçesine dönmeden önce birkaç hocanın da çıkmasını beklemiştik. Güvenlik görevlisi de kulübeyi kilitleyip çıktı. Biz de saklandığımız duvarın arkasından çıkıp geri gelmiştik.
Okulun ön kapısı hala açıktı. Bu, okulda hala hocalar olduğu anlamına gelirdi ama eğlenceli olan kısım da burasıydı.
Koridorlar boştu. Ne öğretmen ne de öğrenci vardı. Hızlı adımlarla öğretmenler odasına çıktık. Şuan kendimi bir dizide gibi hissediyordum.
Öğretmenler odasına geldikten sonra hepimiz çantalarımızı kapının yanına bırakmıştık.
Hepimiz birbirimize baktık ve işte, operasyon başlamıştı.
Felix ilk önce kimyacının dolabını açıp gösterdi. Cidden 1 numara oradaydı ve dolabın iç kısmında da onun adı yazıyordu.
Vakit kaybetmeden odanın içine dağıldık ve diğer dolapları aramaya başladık. Şuana kadar başka numara bulamamıştık. Biz de dikkatli bakmamış olabilirdik çünkü diğer hocaların dolaplarında bir sürü kağıt, kitap, defter tarzı şeyler vardı.
"Sınav soruları da var mıdır?" dedi Jisung.
"Onları aramaya da başka bir gün geliriz." dedi Jeongin.
"Ohoo, daha hazırlıktayken böyleyse ne olacak halin sayın Yang Jeongin?" dedim takılırcasına.
"Kaçacağım."
"Chan Hyung, bu küçük neler söyler böyle?"
"Şaka yapıyor abisi." dedi Chan Hyung.
"Abi Almancacı testleri okudu mu acaba?" dedi Minho Hyung dolabı ararken.
"Minho, boşver testi. Numara ara." dedi Chan Hyung.
"Dur gelmişken bakalım iki dakika ya."
"Her durumda her krizi nasıl fırsata çevirebilir bir insan ya?" dedi Hyunjin.
"Lee Minho'ysa yapar." dedi Minho Hyung da.
Biraz karıştırdı dolabı.
"Aha okumuş. Salak Kyung-Soon 45 almış. Daha uyusun derste."
Biz dediklerine gülmeye başlamıştık. Nasıl bir gruptuk, şu durumda bile gülecek bir şey ve vakit bulabiliyorduk.
Minho Hyung da 95 aldığını öğrendikten sonra aramaya devam ettik.
Biz ararken kapısını kapattığımız öğretmenler odasının kapısı açıldı. Bir bu eksikti.
Müdür yardımcımız. Jisung ve Mun-Hee'nin olayı ile ilgilenen müdür yardımcımız.
"Çocuklar, ne yapıyorsunuz?"
Chan Hyung refleksen konuşmaya başladı.
"Hocam, şey..."
"Chan, ne oldu?"
Chan Hyung dışarı bir nefes verdi.
"Görmeniz gereken bir şey var."
Müdür yardımcımız anlamaz gözlerle hepimizi süzdü.
Ona o dolabı ve 1 numarayı gösterdik.
"Diğer hocaların bu numaralardan aldığını düşünmüyoruz. Burada olma sebebimiz de bu. Öğrenciler bir sabah dolaplarında bu numaraları buldular ve her cuma da bu numaralar söylenerek sırları açıklanıyor öğrencilerin. Sınıf başkanları sınıflarındaki numaraları sıraya dizdiler ve bana verdiler. 1 numara hiç kimsede de çıkmadı. Felix tesadüfen buldu kimyacının dolabında."
"Çocuklar neden haber vermediniz bana? Size yardım ederdim."
"Hocam eğer bir öğretmene söyleseydik mutlaka müdüre giderdi ve müdürün de bu durumda yapabileceği tek şey numaraları öğrencilerden toplamak olurdu. Hiçbir işe yaramazdı."
"Gerçi haklısın." dedi müdür yardımcımız ve sıkıntılı bir nefes verdi.
Biz müdür yardımcımıza şuana kadar bilmediği diğer şeyleri de anlattık. Belki fark etmediği, kaçırdığı bir detay vardır diye. Müdür yardımcımıza güveniyorduk. Okulun başından beri bize destek olurdu. O yüzden ona anlatma kararı aldık. Başka bir hoca olsaydı hayatta anlatmazdık.
"Ben mantıklı bir şeyler düşünmeye çalışacağım. Siz şimdi eve gidin çocuklar. Kendinize iyi bakın."
Vedalaştık ve okuldan çıktık. Jisung çilingir çağırmamıza gerek kalmadığı için biraz mutsuzdu.
"Of ya ben çok sıkıldım. Dertsiz tasasız okula gitmeyi özledim. Özlediğim şeye bak be." dedi Minho Hyung.
"Gerçi normal bir okul hayatımız olsaydı da macera isterdik." dedi Seungmin.
"İsterdik, arardık ve bulurduk." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Eğlence İçin | SKZ'
FanfictionKüçük yaşlarında yazlığın parkında tanışıp beraber büyüyen ve şans eseri de aynı liseyi tutturan 8 çocuk. Okullarında bir psikopat ya da psikopatlar dolaşıyor ve onlar onu bulmak zorunda. (Yetişkin içerik: şiddet, cinayet, psikolojik unsurlar)