İftira

259 60 106
                                    

(Hyunjin)

Demek yedi harf... Okulda ortalık daha nasıl karıştırılabilirdi ki? Hem de dokuzuncu sınıf.

Bizim dönemden olması zaten korkunç bir detayken şimdi her yedi harfli bir ada sahip olan tanıdığımdan şüphelenmek cidden kötü hissettirecek. Hiçbir geçerli kanıt olmadan da birilerinden şüphelenmek istemiyoruz. Her şey tuhaflaşıyordu.

Hocaların bu durum karşısında tek yapabildiği dijital saatleri kapatmak oldu. "Arkadaşlarınızdan şüphelenmeyin." tarzı bir açıklama da yapamazlardı. Çünkü farkındalardı, okullarında katil biri vardı ve herkes şüphelenmekte çok haklıydı. Şüphelenmesek de eğer katil varsa vardı.

Artık herkes ister istemez isimlere dikkat ediyordu. İstemeden de olsa arkadaşlarıyla yavaştan konuşmayı kesenler olmuştu. Cidden ayrımcılığın doğması için mükemmel ortamdı.

Okul sitesinde de bu olay büyük ses getirmişti. Bir sürü teori ortalıkta dolaşıyordu. En çok da iftira atılanlar genelde aşırı aktif olmayan ve sessiz öğrencilerdi. Çünkü insanların aklındaki kalıba uyan tip buydu. Bir insanın içine dönük olması normaldi. Konuşmayı sevmemesi, tercih etmemesi, istememesi normaldi. Sessiz olması ve çok kişiyle iletişime geçmemesi normaldi. Ama insanların kalıp yargılarına göre bu kişiler "sorunluydu." Bu yüzden insanlar onları ortaya atıyordu.

Bu arada şöyle bir detay belirtmek isterim ki, ben Hwang Hyunjin.
Evet Hyunjin.

H y u n j i n
1 2 3 4 5 6 7

9. sınıfım.

Benden şüphelenen varsa inanın ki hak verirdim. Çünkü şuanda elimizde olan bilgilere uyuyordum. Hatta benim hakkımda da yazılan birkaç şey olmuştu okulun internet sayfasında. Ama o yazılanların altında bizimkiler hem de beni tanıyan diğer arkadaşlarım bunun imkansız olduğunu çünkü asla öyle biri olmadığımı söyleyip beni savunmuşlardı. İnsanlara güven verebildiğim için mutluydum.

Tabii ki ister istemez canım sıkılmıştı ama çocuklar beni motive etmişlerdi.

"Eğer böyle bir şeyi ima eden bile olursa canına okurum." demişti Chan Hyung.

Söyleyin bana, başka dayanağa ihtiyacım var mı sizce bu çocuklardan başka?

Bizim mekan. Kantin. Oturmuş konuşuyorduk.

"Bir şey diyeceğim." dedi Seungmin.

Hepimiz ona odaklandık.

"Bakın, sadece ihtimal düşünüyorum. Hae-Woo'ya en yakın kişi de o olduğu için ister istemez bu olasılık aklımda dolaşıyor. Mun-Hee."

"Aslında böyle düşünmen normal. Benim de aklımdan geçmedi değil ama ismi yedi harfli değil." dedi Jisung.

"Olmasına gerek var mı?"

"Nasıl yani?" dedi Chan Hyung.

"Belki de yine kandırılıyoruzdur. Kesin mi yedi harfli veya dokuzuncu sınıf olduğu? Ya şaşırtmaca varsa bu işte?"

"Ama şunu da düşündük ki; katille katili deşifre eden birbiri ile kapışıyor. Yani sadece tahmin. Bu durumda bu durum çürümüş olur. Onun hakkında yanlış bilgi vererek hedef şaşırtmak katilin işine gelir." dedi Minho Hyung.

"Zaten katilin kendini deşifre etmesi mümkün değildir, değil mi?" dedi Jisung.

"Risk almaz bence." dedi Changbin Hyung.

O sırada oturduğumuz masanın yanından geçen kızlı erkekli karışık bir arkadaş grubundan biri bir şey söyledi.

"Hwang Hyunjin yeni kurbanını seçiyor."

Sadece Eğlence İçin | SKZ'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin