Chan Hyung'un bizi sınıftan çıkarken rahatlatmasından sonra sınıflara dağıldık. Sınıflarımıza aynı koridorda olduğu için Jisung, ben, Hyunjin ve Seungmin beraber yürüyorduk. Ben hangi hocalara danışırsak bir şeyler öğrenebiliriz diye düşünürken Hyunjin yavaşça koluma dokundu.
"Felix, iyi misin?"
"Ah, evet iyiyim. Dalmışım."
"Bir şey mi düşünüyordun?"
"Hangi hocalara sorsak bize bir şeyler anlatır diye düşünüyordum."
"Bence müdür yardımcımız net anlatır." dedi Jisung.
Kafa salladım.
"Evet, Bay Park bize güveniyor." dedim.
Hyunjin o sırada kolunu omzuma attı.
"Bence sınıf hocamız da anlatır. O da rehber hocası ya aynı zamanda." dedi Seungmin.
"Doğru." dedi Jisung.
Sınıflarımızın önüne gelince vedalaştık ve sınıfa girdik. Jisung ile sıramıza oturduk. Bu olaylardan o da etkilenmişti. Belli etmemeye çalışıyordu ama yine de üzüldüğü belliydi. Bir de o an da Mun-Hee de üstüne gidince daha da kırılmıştı. Farkındaydık ve onu eğlendirmeye çalışıyorduk. İyi haber ki; gün geçtikçe daha da toparlanıyordu. Bu da bizim de iyi olmamızı sağlıyordu. Birimiz kötüyse hepimiz kötüydük, birimiz iyiyse hepimiz iyiydik.
Sıramıza oturduk ve hoca gelene kadar sohbet etmeye başladık.
"Ders ne şimdi Ji?"
"Ay bilmiyorum ki. Almanca galiba."
"Offf! Abi bak güzel dil öğreniyoruz ama şu artıkeller bitiriyor beni ya."
"Cidden abi. Kafasına göre koymuş biri artıkelleri, kıyamam hocalar da öğretmeye çalışıyorlar bize."
Dediğine güldüm çünkü haklıydı.
"Felix ya. Annen yeni tarif falan bir şeyler deniyor mu?"
"Tamam Jisung akşam bizde toplanırız. Haber veririm ben bizimkilere."
"Ya canım benim ya!"
Evet, cidden toparlanıyordu.
Almanca dersinden sonra da teneffüste konuşmayı planladığımız hocaları aramaya gittik. Ben Jisung ile benim kendi sınıf öğretmenimize rastladım ve hemen yanına gittim.
"Hocam, merhaba."
"Merhaba Felix'ciğim."
"Hocam bir şey sormak istiyorum ama lütfen dürüstçe cevap verin."
Kadının haliyle kaşları çatıldı.
"Sor bakalım."
"Hocam bana Hea-Woo'nun bıçaklanması ile ilgili bildiğiniz her şeyi anlatır mısınız?"
"Felix, bundan emin de-"
"Hocam, lütfen. Bakın, bu sır açıklama olayı Jisung'un da başına geldi ve bu olayların üst üste yaşanması tesadüf değil. Bunların arkasında kesinlikle biri ya da birileri var ve dönem başından beri olan olaylar aynı kişiler tarafından yapılıyor bizce. O yüzden çözülmesi lazım. Lütfen hocam."
Hoca sıkıntılı bir nefes verdi ve bahçede yürümeyi teklif etti. Anlatacakları uzun gibiydi.
Bahçede yavaş yavaş yürüyorduk.
"Ben çok bilmiyorum ama o gün Hae-Woo'nun olduğu sınıfın beden dersi vardı ve benim de o saatim boş olduğu için bahçedeydim. En son o zaman gördüm Hae-Woo'yu. Beden dersinden sonra hoca yoklama aldı ve herkes içeri girerken Hae-Woo girmedi. Bir elinde sınıf defteri vardı. Diğer kolunun altında da top tutuyordu. Siz daha iyi bilirsiniz ama sanırım öğretmeniniz her sınıftan bir temsilci gibi bir şey seçmiş. Malzemeleri falan onlar topluyormuş. O da sanırım o yüzden girmedi. Bütün arkadaşları girdikten sonra işte o topları falan aldı. Hocayla kısa bir şekilde konuşup gülüştüler ve sonra içeri girdi. Sonrasında ne oldu bilmiyorum."
"Sağ olun hocam bana güvendiğiniz için. Çok teşekkürler." dedim ve hocaya el sallayıp yanından ayrıldım.
Şimdi; beden dersinin başkanları malzemeleri yerine götürür, başkanlar da sınıf defterini sınıfa. Ama Hae-Woo hem beden dersinin başkanı hem de normalde sınıf başkanı olduğu için iki görevi de yapıyor. Büyük ihtimalle spor salonuna daha geç gittiği için o an spor salonunda tekti. Bu da onu bıçaklayacak kişinin işine geldi. Ayrıca bunu bilen biri. İlk şüpheliler tabii ki o an beden dersi olan diğer sınıftakiler. Ama diğerlerinin dediği gibi o an dersten çıkan biri de olabilir. Hem dersten çıkan hem de onların beden dersi olup Hae-Woo'nun spor salonuna geç gittiğini bilen biri.
Kafam karışıyor. Başka hocalara da sormam lazım.
Tabii ya! Beden hocalarına neden sormuyorum ki? Bu nasıl aklıma gelmedi?
Hemen koridorları geze geze öğretmenler odasının olduğu kata çıktım. Bir umut koridorda rastlarım dedim ama yoktu. Öğretmenler odasında buldum ama beden hocalarını. Normalde beden hocalarının ayrı bir odası vardı ama sık sık diğer öğretmenlerle muhabbet etmeye gelirlerdi. Böyle bir olayın üstüne de burada olmaları çok şaşırtıcı değildi gerçi. Onların beden hocaları kim bilmiyordum ama o gün ambulans başında olan hocalardan hatırladığım bir hoca vardı. Büyük ihtimal o olmalıydı.
Zaten açık olan kapıyı tıklatıp hocaların bana dönmesini sağladım. Bahsettiğim hoca bana bakınca ben de onunla göz teması kurdum. Çünkü adını bilmediğim için anca böyle belli edebilirdim.
"Hocam, bir şey konuşmalıyım sizinle."
Hoca neyse ki onunla konuştuğumu anladı ve onaylayarak yanıma geldi. Odanın dışına çıktık ve hoca bana dönüp sordu.
"Evet, dinliyorum canım."
"Hocam. Tahmin etmesi çok da zor değil. Hae-Woo. Bildiğiniz tüm her şeyi anlatmanızı rica edeceğim. Bana güvenebilirsiniz. Sadece ne olduğunu öğrenmek istiyorum."
Hoca başta biraz kem küm etti ama en sonunda pes edip anlatmaya başladı.
Hemen hemen aynı şeyleri söyledi. Ben soru sormaya karar verdim.
"Sizin beden yaptığınız saatte başka bir sınıfın da beden dersi varmış."
"Evet ama onlar bizim öğrencilerden daha önce toplandılar çünkü hocaları gidecekti. Acil bir işi çıktığı için dersi daha erken bitirdi benden. Öğrencileri de sınıfa topladı. Öğrenciler bahçede kalmak istedi ama öğretmenleri başlarına bir iş gelirse kendisinden bileceklerini söyledi ve sınıfa gönderdi öğrencileri."
"Peki siz dersi bitirdikten sonra sınıfa gittiniz mi? Hae-Woo dışında herkes sınıfta mıydı?"
"Evet. Dersi bitirdim ama yine de başka yere gitmemeleri için kontrol amaçlı onlarla ben de sınıfa girdim. Zaten o gün tamlardı. Hae-Woo da yukarı spor salonundaydı. Onun dışında herkes tamdı. Teneffüse kadar da sınıfta kaldık öğrencilerle. Tabii lavaboya gidenler falan oldu. Teneffüste de olay ortaya çıktı zaten."
"Anladım. Peki size haber veren öğrenci? Bir öğrencinin gelip size haber verdiğini söylemiştiniz ambulans başında diğer hocalara anlatırken. O nasıl çıkmış dersten?"
"Çok dikkatlisin Felix."
"Soruya dönelim lütfen."
"Pekala. Onların da bedenden önceki derslerinde hoca konuyu erken bitirince serbest bırakmış. O sınıfın da başkanı teneffüste kalabalık oluyor falan diye ders erken bitince öğretmeninden izin alıp çıkmış spor salonuna. Kapıyı da açık görünce girmiş çünkü. Zaten açık olmasaydı da, her spor başkanında anahtar oluyor, yine girerdi. Ondan dolayı."
"Tamam hocam. Anladım. Çok sağ olun vaktinizi ayırdığınız için."
"Rica ederim Lee."
Ardından yanından ayrıldım. Harika, her şey daha da karmaşıklaşıyor.
-
Harika evet :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Eğlence İçin | SKZ'
FanfictionKüçük yaşlarında yazlığın parkında tanışıp beraber büyüyen ve şans eseri de aynı liseyi tutturan 8 çocuk. Okullarında bir psikopat ya da psikopatlar dolaşıyor ve onlar onu bulmak zorunda. (Yetişkin içerik: şiddet, cinayet, psikolojik unsurlar)