Bir süre sonra ilk defa okulda bir şey olmadan sıradan bir hafta geçirebilmiştik. İnanın, biz de şaşkınız. Bugün cumaydı ve haftayı olaysız kapatmıştık cidden.
Yine cuma günü klasiği olarak sıra olmuş beklerken müdür konuşmasını yapıyordu. Konuşmasını bitirdi ve gitmemiz için izin verdi.
Hani dedim ya, haftayı olaysız kapattık diye. Kapatmamışız.
Seo Changbin'in nazarı çabuk değer.
Hani şu metrolarda veya navigasyonlarda olan yapay zekalar var ya, böyle konuşuyorlar falan. Aynı o seste bir ses duyuldu. Bir sayı söyledi.
"64."
Hepimiz durduk ve ne olduğunu anlamaya çalıştık. Hocalar da ne olduğunu anlamamıştı ve şaşkınlıkla bir diğer hocalara bir öğrencilere bir de sesin yankılandığı hoparlörlere bakıyorlardı.
Aynı ses devam etti.
"Eun-ji kimya sınavında yanındaki kız ile kağıtları değiştirdi ve bunu kıza para teklif ederek yaptı. Bu yüzden Eun-ji sınavdan 92 alırken onun kağıdını alan kız 67 aldı. Ayrıca nöbetçi olan öğretmen buna göz yumdu."
Artık sakin olamıyordum. Ne haltlar dönüyordu bu okulda? Artık cidden algılamak ve inanmak zorlaşıyordu. Bu neydi şimdi?
Eun-ji'nin etrafında olan herkes ona bakmaya başladı. Eun-ji ise neredeyse ağlayacak bir ses tonuyla bağırıyordu.
"Yalan. Öyle bir şey olmadı! Yapmadım öyle bir şey!"
"Yaptın!"
Herkes oraya döndü.
"Sana para falan teklif etmedim, yalan söyleme!"
Bu, yanına oturan kız olmalıydı. Onlar birbirlerine bağırıp kavgaya devam ederken ve herkes onları izlerken -evet, hocalarda şaşkınlıkla izliyorlardı- aynı ses bir daha yankılandı ve bağrışan iki kız da susup hoparlörlere odaklandı.
"582."
"Ne oluyor ya?" dedi yanımdaki sınıf arkadaşım.
Bu sefer duyulan ses o ses değil, yanımdaki arkadaşımın sesiydi.
"Abi o matematikçiyi de atsalar okuldan keşke. Manyak kadın ya! Sözlü yaptı durduk yere beni. Vicdansızın teki ya. Ne biçim öğretmen bu? Başımıza bela resmen."
Çocuk şaşkınlıkla donmuş bir şekilde hoparlöre bakıyordu sadece.
"Bunları ben demedim!"
Tam yine bağırmaya devam edecekti ki ses yine ve yine duyuldu. Üçüncü kez.
"374."
"Byeol sevgilisini aldatıyor. Hem de sevgilisinin en yakın arkadaşı olan Ryan ile."
Yan yana duran Byeol ve sevgilisi donakaldı.
"Hayır, hayır! Öyle bir şey yapmıyorum."
"Byeol, yapmamış ol böyle bir şeyi."
"Hayır! Tabii ki yapmadım! Bu nerden çıktığı belli olmayan sese mi inanıyorsun cidden? Kendine gel!"
"Onunla çıktığını bana söylemedin Byeol. Ayrıca bir hafta önce birinci ayımızı kutladık." dedi Ryan bir anda önlerinde belirip.
Ortamı açıklayacak tek kelime; kaostu.
Sesin devamı gelmedi. Gelmemesi de daha iyiydi zaten. Üç kişi de şuan bağırıp çağırıyordu. Sonunda öğretmenler şaşkınlıklarını tam olarak atamasalar da harekete geçtiler. Hepsi öğrencileri susturmaya çalışıyordu. Hepsine konuyu kapatıp eve gitmelerini söylüyorlardı. Müdür de birkaç tane öğretmeni hemen hoparlörlerin kontrol edildiği odaya gönderdi hızlıca.
Herkes birbirine bakıyor ve ne olduğuna dair anlamlı bir şey arıyorlardı. Tabii sonuç nafileydi. Sadece çok büyük haltlar döndüğünü biliyorduk. Hocalar hızlıca dağılmamızı söylediler. Hemen kalabalıkta diğerlerini buldum. Hepsinin yüzünden aynı şeyler okunuyordu. Okulun bahçesinden çıktık ve daha sakin olan okulun dışına ulaşmıştık.
"Abi ben artık cidden korkmaya başladım." dedi Minho Hyung.
"Kim bunları nereden biliyor ve o numaralar neydi?" dedi Seungmin.
"Cidden." dedi Felix.
"Evet lise hiç stresli değil gerçekten." dedi Jeongin.
Hyunjin güldü ve başını okşadı Jeongin'in.
"Şansın böyleymiş Jeongin. Hayatın sana özel muamelesi, kimsenin lisedeki ilk yılı böyle geçmez."
"Onun farkındayım zaten. Yaşadığımız şeylere bak."
"Annem der şimdi eve gidince; 'Okul nasıldı oğlum?' İyi anne ya, tahtadan yazı çıkıyor, üç kişinin sırları açıklanıyor falan işte, ne olsun, normal yani." dedim.
Ufak bir gülüşme geçti.
"Söylenenler gerçek miydi acaba?" dedi Felix.
"Bence gerçekti. Özellikle de Byeol ile ilgili olan. Baksana Ryan geldi söyledi." dedi Jisung.
"Evet, Eun-ji'nin olayı da gerçek." dedi Chan Hyung.
"Of kafayı yiyeceğim cidden! Kim yapıyor abi bunları?" dedi Jisung.
"Ben de ben de. Az kaldı, ben de yiyeceğim." dedim.
Herkesin bunu konuştuğu okulun internet sitesine yazılan şeylerden belliydi. Her olay olduğunda buraya yazılanlar zaten olmuştu. Pencere, akıllı tahta ve numara olaylarını öğrenciler okulun internet sitesinden tartışıyordu.
Bu duyulan itiraflar hakkında neler neler yazılıyordu, görmeniz lazım.
Bu arada hakkında bazı şeyler açıklanan kişilerin yakın olduklarından ve sınıf arkadaşlarından öğrendiğimiz şeylere göre; bu sesin ilk başta söylediği numaralar bu kişilerin dolabına bırakılan numara ile aynıymış.
Sadece koca bir "Vaov!"
-
Wow Wow Wow
Olaylara bak sen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Eğlence İçin | SKZ'
FanfictionKüçük yaşlarında yazlığın parkında tanışıp beraber büyüyen ve şans eseri de aynı liseyi tutturan 8 çocuk. Okullarında bir psikopat ya da psikopatlar dolaşıyor ve onlar onu bulmak zorunda. (Yetişkin içerik: şiddet, cinayet, psikolojik unsurlar)