Sabah alarmından sonra zar zor kalkıp namaz kılmak için hazırlanmaya başlamıştım. Abdest aldıktan sonra seccademi yere serip şalımı hazırlamaya aynanın karşısına gittim. Kıyafetimi de giydikten sonra hazırdım. Parfümde sıkmıştım, sonuçta namaz kılarken güzel kokmak önemliydi. Allah'ın karşısına çıkarken temiz olmak ve güzel kokmak önemliydi benim için.
Namazımı geciktirmeden kıldıktan sonrada Kur'an'ı-Kerim okumuştum. Her gün özellikle sabah namazından sonra Kur'an okumak çok güzeldi, gün boyunca iyi hissetmemi sağlıyordu.
Kur'an'ı okuduktan sonra seccademi katlayıp dolabıma koymuştum. Kur'an'ı Kerim'i'de kitaplığıma koymuştum. Şalımı çıkarmadan odadan çıkıp mutfağa gittim. Kahvaltımı hazırladıktan sonra üzerimdeki namaz elbisesi ile balkonda kahvaltımı etmiştim. Erken saatlerde kahvaltı etmeye alışmıştım.
Kahvaltımı ettikten sonra ortalığı toparlamış ardından odama geçmiştim. Sabah kitap okumayı hep daha çok seviyordum. Elime rastgele bir kitabı alıp okumaya başladım. Bir saat sonra kitabı bitirmiştim. İnce ve akıcı kitap olduğu için hemen bitirmiştim. Kitabın da verdiği güzel enerji ile daha da neşelendim.
Kalkıp hazırlanmaya başladım. Sabah dersim vardı. Üniversiteyi bitirmeme bir yıl kalmıştı sadece, inşAllah sağ salim bitirebilirim. Öğretmenlik okuyorum ve küçüklüğümden beri hayalim öğretmen olmak. Çocukları aşırı seviyorum ve onlara yeni şeyler öğretmek çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden anaokul öğretmenliği bölümünde okumayı seçmiştim.
Saatin 8'e geldiğini görünce odamdan çıkıp ayakkabılarımı giymeye başladım. Bir yandan da Zehra'yı arıyordum, aynı üniversitede okuyorduk onunla ve en yakın arkadaşımdı.
"Günaydınnn!" Hafiften gülümsedim. Her sabah benden daha çok enerjik oluyordu.
"Günaydın, günaydın. Yeni mi uyandın yoksa sabah namazından sonra sende uyumadın mı?" diye sorduğumda onaylarcasına mırıldandı.
"Evet, uyumadım. O kadar alıştım ki sabah namazından sonra uyumamaya. Liseden beri sanırım ikimizinde alışkanlığı aynı." Sanki beni görüyormuş gibi kafamı sallamıştım onaylamak adına. Zehra ile liseden beri tanışıyorduk ve o zamandan yakın arkadaştık. Benim kapanmama yardım eden ve namazı öğreten, din sevgisini kalbimde yaratmaya vesile olan kişi Zehra'ydı. Allah'ıma hep şükür ediyordum bu yüzden. İyiki Zehra'yı tanımışım da vaktinde tesettüre girip, namaz kılmaya başlamışım. Çok şükür Rabbim'e beni buna layık gördüğü için.
"Haklısın. Hadi ben çıkıyorum evden, sende çık durakta görüşürüz." dedim binadan çıkarken. Zehra ile aynı mahallede oturmuyorduk. O birkaç mahalle ötede yaşıyordu ama hep otobüs durağına birlikte gidiyorduk. Evlerimize en yakın otobüs durağı bir tek orası olduğu için ikimizde her sabah buluşup üniversiteye giderdik. Zehra da benim gibi üçüncü sınıftı ve o hemşirelik bölümünde okuyordu.
"Tamam canım, hadi Allah'a emanetsin."
"Sende bir tanem." diyerek kapatmıştım aramayı. Otobüs durağına doğru giderken bir taraftanda elbisemi kontrol ediyordum. Sade bir elbise ve siyah uzun şal takmıştım. Çanta olarakta her zamanki gibi bez çantamı almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasbelkader
SpiritualGenç kız ne anne sevgisi görmüştü, ne baba sevgisi. Sevgi kavramını bile bilmiyorken Allah'ı çok sevmişti. Din sevgisi kalbinde her geçen gün daha da kabarıyordu. Başka sevgi bilmezdi Meryem, ta ki zorluk çektiği zamanında onun yanında olan mümin bi...