"Seni dinliyorum, çiçeğim."
"Ama lütfen, hiçbir şey söyleme. Sadece dinle. Kelimelere ihtiyacım yok, sadece anlatmaya ihtiyacım var." dediğimde içten şekilde gülümsedi ve başını salladı.
"Sadece tek bir soru soracağım. Geri kalanını sen kendin anlat." dediğinde bende başımı salladım.
"Ailen neden bu kadar nefret ediyordu bir birinden? Annen ve baban zorla mı evlendi?" diye sordu. Derin bir nefes aldım çünkü anne ve babamın hikayesi belki de en acı hikayeydi.
"Zorla evlendiler ama daha beter şeyler yaşadılar."
"O zaman dinliyorum." Tekrardan derin nefes aldım ama sanki bu bana yetmedi. İçime ağırlık çöktü. Yinede anlatmaya başladım.
"Annem ve babam bir mahallede yaşıyormuş. Ama birbirlerini sevmiyorlarmış. Yani babamın sevdiği başka kız varmış, annemde sevdiği başka çocuk. Sadece dayım ile babamın sevdiği kız aynı kızmış. Dayımda öğrenmiş tabi birbirlerini sevdiklerini, o kıza yakın olmaya çalışmış. Sonuçta sözlü değiller, nişanlı değiller diye düşünmüş. Ama bir gün babam ile o kızı sohbet ederken görünce sinirlenmiş. Babam kızın yanından ayrıldıktan sonra dayım gitmiş yanına. İtiraf etmiş sevgisini, evlenme teklifi etmiş ama reddetmiş kız. Dayımda manyak birisi. Zihinsel sorunu olduğunu düşünüyordum hep ama bana inanan yoktu, neyse. Taciz etmiş kızı. Sırf başkasıyla evlenmesin diye. Kızda gidip ailesine diyememiş ama babama anlatmış herşeyi. Dayımda gelmiş anneme anlatmış. Annemde bir an kendisini o kızın yerinde düşünmüş ve dayımı suçlamış neden yaptın diye ama diyorum ya aklı yerinde değil. Dayımda sinirlenmiş anneme o çocuğu çok düşünüyorsan sen evlen diye. Bir süre geçmiş babam gelmiş dayımla kavga etmiş. Sonra da tehdit etmiş dayımı. 'Eğer o kızla evlenirsen bende kardeşinle evlenirim ama ona öyle hayat yaşatırım ki nefes aldığına bile her dakika pişman olur.' demiş. Dayım dinlememiş tabi. Babamın ne kadar psikopat olduğunu tahmin edememiş." Konuşmaya ara vermiştim. Anlattıkça içime ağırlık çöküyordu sanki. Ali ise kafasını eğmiş yeri izliyordu. Gözleri doluydu. Derin nefes çektim içime tekrardan. Anlatmaya devam ettim.
"Dayımlar istemeye gitmiş yinede kızı. Babam da bunu öğrendiğinde delirmiş tabi. Onların düğünü biter bitmez annemi istemeye gelmiş. Dedemlerde vermişler annemi babama. Hiç sorgulamadan. Annem ne kadar yalvarmış 'istemiyorum, sevdiğim var' diye ama dedem tokat atmış anneme. Sevdiğin çocuk gelip seni isteseydi, korkak olmasaydı demiş. Oysa annemin sevdiği çocuk, yani Ömer abi askerdeymiş. Annemin dediklerini kabul etmemişler ve evlenmişler zorla annemle babam. İkiside evlenmek istememiş ama babam sırf intikam yüzünden, annem de kurban olarak gittiği için evlenmişler. Gün yüzü yaşatmamış babam anneme. Annem çıkıp gidememiş, dedemlerin kabul etmeyeceklerini bildiği için. Sabretmiş öylece. Sevdiği çocukta askerden gelmiş ama annemin evlendiğini görmüş. Zorla evlendiğini duyunca vazgeçmemiş annemden. Konuşmaya çalışmış, mektuplar yollamış, iletişim kurmuş bir şekilde. Hala saklı mektupları bizim evde. Babamda bu süreçte yengemin aşk acısını çekiyormuş. Çünkü yengem ve dayım gayette mutlularmış. Hatta yengemin çocuğu olacakmış o sıralar. Babamda bunu duyunca delirmiş tabi. İçmiş ne kadar. Eve gelincede annemi yengem sanmış. Zorla dokunmuş anneme. Sonrada ben olmuşum işte. Ama işin garip kısmı yengem dayım ile mutluyken annemin hamile olduğunu öğrendiğinde çocuğunu düşürmüş. Dayımda üzülmüş ama birşey yapmamış yengeme, çok şükür. Öldürmekte isteyebilirdi. Sonra ikinci çocuk olmuş ama yengem doğum anında çocuk ile beraber vefat etmiş. Dayım zar zor kendine gelmiş ama babam asla kendine gelemedi."
"Her yıl değil her ay ölüm günününde içer. Kendisini kaybeder, saatlerce ağlar mezarının başında. Dayım bile yapmamış o kadar. Bir gün bir yere gidiyorlarmış anaannem, dedem ve dayım. Arabayı kullanan da dayımmış. Kaza geçirmişler. Üçüde vefat etmiş. Ben o zaman 2 yaşındaymışım. Sonra annem hem sevdiği adamın aşk acısını, hem ailesinin yokluğunun acısını çekerek büyütmüş beni tek başına. Babam ise aşk acısını çekerken hemde sigara, alkol, maddeler kullanmaya başlamış. Ama sonra..." Bu kısmı anlatmak daha zordu. Hiç kimseye daha önce anlatamadığım şeylerdi bunlar ama bundan sonrası benim için en acı vereniydi. Yaşamak bile o kadar zorken anlatmanın da bu kadar zor olduğunu tahmin etmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasbelkader
SpiritualGenç kız ne anne sevgisi görmüştü, ne baba sevgisi. Sevgi kavramını bile bilmiyorken Allah'ı çok sevmişti. Din sevgisi kalbinde her geçen gün daha da kabarıyordu. Başka sevgi bilmezdi Meryem, ta ki zorluk çektiği zamanında onun yanında olan mümin bi...