28.bölüm - "Hoş geldin."

1.4K 122 66
                                    

"Çiçeğim, uyan." diyen Ali'nin sesini duyduğumda gözlerimi yavaş yavaş aralamaya çalıştım ama yapamadım. O kadar uykum vardı ki, gözlerimi açmak bile istemiyordum. Bir anda gözlerimin üzerinde baskı hissettiğimde bir kaç saniye ne olduğunu anlayamadım. Burnuma Ali'nin kokusu dolduğunda gülümsedim. İki gözümden öpmüştü.

"Günaydın, aşkım." diye fısıldayarak gözlerimi açtım. Yukarıdan bana bakan Ali'yi gördüğümde gülümsemem daha da büyüdü. Sabah onunla uyanmak, gece onunla uyumak büyük bir şükür sebebiydi. Helalim olan kişinin dinine bağlı olan biri olması beni çok mutlu ediyordu. Evimizden sevgi sözcükleri, namazda söylediğimiz surelerin sesi eksik olmuyordu. Böyle bir evde tâbi ki de mutluluk olacaktı.

"Güne senin güzel yüzüne bakarak uyanmak kadar güzeli var mıdır? Yoktur, çünkü ondan bile güzel olan sensin." dediğinde utanarak gülümsedim. Yanaklarının kıpkırmızı olduğuna emindim çünkü yanaklarımda ateşim var gibi hissediyordum.

"Sabah sabah utandırma insanı, Ali." dediğimde gülümsedi.

"Utanmanı seviyorum."

"Ben sevmiyorum." dediğimde kaşları havaya kalktı.

"Sana bir şey söyleyeceğim." dediğinde merakla onu izlemeye başladım. Saçlarımı okşayarak geriye ittiğinde gülümsemeden edemedim. Bu adam beni hep gülümsetiyordu...

"Bir kaç saat önce uyandım. Çiçek izlemek istedim. Rüyamda çok güzel renkleri olan bir tane çiçek görmüştüm.  Sanırım rüyamdan dolayı çiçek izlemek istedim. Çiçeğin güzelliği o kadar fazlaydı ki,  saatlerce çiçeği izlemek istedim. Sonra oturdum senin karşında, saatlerce seni izledim." dediğinde ağzım hafiften açılmış vaziyette onu izlemeye başladım. Gözlerine bakıyordum. Dediği şey o kadar güzeldi ki, gözlerine sevgi dolu bakışlar sunmaktan başka bir şey yapamadım.

"Gün geçtikçe sana olan sevgim artıyor, aşkım." dediğimde Ali'nin gözleri kısıldı. Gülümsemesi büyüdü. Alnımdan ve yanağımdan öptü.

"Kalbinde bana karşı sevgi yaratan Rabb'ime şükürler olsun. Elhamdülillah." dediğinde bende gülümsedim. Saçlarından öpmek için yatakta biraz doğruldum. Saçlarına öpücük kondurdum.

"Kahvaltı yapmaya gidelim." dediğimde gülümseyerek başını salladı. İlk önce ben yataktan kalktım. Lavaboya gidip işlerimi hallettim ve abdestimi alarak mutfağa gittim. Yumurta çırpan Ali'yi görünce gülümsedim. Mutfağın kapısına yaslanarak sessizce Ali'yi izlemeye başladım. Yumurtayı çırptı, ocağın altını yaktı, tavayı ocağın üzerine koydu. Bir kaç saniye durdu. Sanırım sıvı yağın nerede olduğunu düşünüyordu. Yerini bulmuş gibi küçük bir heyecan ve hevesle altta olan dolaplardan birinin kapağını açtı. İstediğini bulmuş gibi gülümsedi ve sıvı yağı tavaya döktü. Sonra ise dolaba geri koydu. Bir kaç saniye sonra da yumurtayı tekrar çırptı ve tavaya döktü. Güzelce işini hallettiği için gururla gülümsedi ve yumurtayı çırptığı tabağı musluğun yanına bırakmak için kapıya taraf döndü. Beni gördüğünde ilk şaşırdı. Sonra ise gülümse oluştu güzel yüzünde.

"Beni mi izliyordun?" diye sordu. Başımı salladım.

"Neden?" diye sorduğunda derin nefes aldım ve gülümsememi yüzümde korumaya çalışarak çayı bardaklara servis etmeye başladım.

"Küçükken Ömer abi bize geldiğinde babam dışarıda olurdu. Yengemin mezarında. O zamanlar kendime yemek yapmaya çalışıyordum ama Ömer abi evimize gelince yemek yapmama engel olurdu. Annemin bana yemek dâhi yapmamasına sinirlenirdi ama kıyamazdı. Annemi çok seviyordu. Bana yardım ederdi. Bende mutfağın kapısından onu izlerdim. Bir an o günleri hatırladım." dediğimde bir kaç saniye sessizlik oldu. Bir anda belime sarılan kolları hissettiğimde şaşırmıştım. Ali bana sarılmıştı. Neden şaşırdığımı bende bilmiyordum. Sanırım geçmişi hatırlamak beni şimdiden uzaklaştırmıştı.

Hasbelkader Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin