Elif sabah namazına uyanmış ve ardından eşini uyandırmıştı. Mustafa her sabah namazına uyandığında ilk karısının alnından, sonra ise saçlarından öpüyordu. Bu Elif'in geçmişini öğrendiği günden beri böyleydi.
"Günaydın, güzelim." dedi yine eşinin saçlarından öperken.
"Günaydın, birtanem." dedi Elif ve eşine gülümsedi. Son zamanlar kendini pek iyi hissetmiyordu ama bunu eşine belli etmek istemiyordu. Mustafa son zamanlar iş yüzünden o kadar yoğundu ki, Elif kendisi yüzünden eşinin daha da yorulmasını istemiyordu.
"İyi misin, güzelim?" diye sordu Mustafa. Son günlerde eşi rahatsız gibiydi. Elif ise eşini meşgul etmek istemiyordu ama onun için endişelenmesi hoşuna gitmişti.
"Biraz kötü hissediyorum, Mustafa. Başım dönüyor. Regl vaktim yakınlaştı sanırım." dedi Elif ve namaz kıyafetini giymeye başladı. Abdestini çoktan almıştı.
"Ama bugün ayın 25'i değil ki." dedi Mustafa. Elif Mustafa'nın bu haline gülümsedi.
"Bir şey soracağım."
"Sor, birtanem."
"Bir ihtimal acaba hamile olabilir misin? Dün yemeği de düzgün yemedin. İki gün önce başın döndü. Şimdi de halsiz gibisin." Mustafa'nın dedikleri ile seccadeyi yere seren Elif durdu. Hamile olabilir miydi? Anne olabilir miydi?
"Güzelim?" diyerek eşinin yanına geldi Mustafa. Elif donup kalmıştı.
"Mustafa." Titreyen sesiyle eşine döndü Elif. Anne olmak, aile olmak onun için travmaydı.
"Güzelim, ne oldu? Anne olmak," durdu Mustafa. Cümleyi kurmak o kadar zordu geldi ki, bir an konuşmayı unuttuğunu hissetti. "Anne olmak istemiyor musun?" diye sordu.
"Olmak istiyorum. Anne olmak, baba olmanı, çocuğumuz olmasını ama... Ya benim çocuğum da benim yaşadıklarımı yaşarsa?" diye sordu Elif. Elbette ki anne olmak istiyordu, Mustafa'nın çok iyi baba olacağını biliyordu ama geçmiş onun önünü kesiyordu.
"Annesi sensin. Babası benim. Nasıl o çocuk öyle hayat yaşayabilir? Bir çocuğumuz olursa onu sevmekten kendimi kaybederim ben. Çocuğumuz daha güzel bir hayatı yaşayacak. Senin gibi annesi var. O çocuk en şanslı çocuk olacak. İster kız olsun, ister erkek." dedi Mustafa ve eşine sarıldı. Elif gülümsedi ve içinden şükür etti, Allah ona güzel bir eş nasip etmişti. Elhamdülillah.
"Namazı kılalım." dedi Mustafa ve eşinden ayrılıp hemen abdest almaya gitti. Biraz sonra Elif Ve Mustafa birlikte sabah namazlarını kıldı. Ve Mustafa eşine bir teklifte bulundu.
"Kur'an'ı Kerim okuyayım mı sana? Biraz rahatlarsın."
"Arapça okuyabiliyor musun?" diye sordu Elif.
"Evet, kursuna gitmiştim."
"Tamam o zaman." dedi ve gülümsedi Elif.
Mustafa Kur'an'ı almış ve yere oturmuştu. Kur'an masasının üzerine dikkatlice Kur'an'ı Kerim'i koydu ve eşinin yanına gelmesini bekledi. Elif eşinin yanına gelip oturdu ve başını eşinin omzuna yasladı. Mustafa Kur'an'ı okumaya başladığında Elif gözlerini kapattı ve eşinin huzurlu sesi ruhuna işledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hasbelkader
SpiritualGenç kız ne anne sevgisi görmüştü, ne baba sevgisi. Sevgi kavramını bile bilmiyorken Allah'ı çok sevmişti. Din sevgisi kalbinde her geçen gün daha da kabarıyordu. Başka sevgi bilmezdi Meryem, ta ki zorluk çektiği zamanında onun yanında olan mümin bi...