11.Bölüm: Büyük Patlama

15 1 0
                                    

Büyük patlama (Big Bang), evrenin en eski 13,8 milyar yıl önce tekillik noktası denilen bir noktadan itibaren genişlediğini varsayan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik modeldir.

Bu solcuların nesi vardı böyle? Beni gören tüm asker parkalılar ya arkasını dönüyor ya da bana nefretle bakıyordu. Ülkücü bıyığı falan mı bıraktım acaba?

Başımı öne eğerek yürümek zorunda kaldığım her günden nefret ediyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başımı öne eğerek yürümek zorunda kaldığım her günden nefret ediyordum. Okula girmek bana hiç bu kadar zor gelmemişti. Neyse ki bugün yalnız bir dersim vardı, kafam bu kadar doluyken daha fazlasına odaklanamazdım.

Dün geceyi düşündüm, kesinlikle berbat hissediyordum. Benim ÖKÜZ günler sonra evimin kapısını çalmış, yüzsüz gibi bana ekler getirmişti. Beni yatağın içinde bir başına bırakıp arkadaşlarına koşmanın telafisinin bu olduğunu düşünmüştü. Onu neden boğmadığımı bilmiyordum.

İçinde bulunduğum uzay boşluğundan çıktığımda korkuyla etrafa bakındım. Az önce burada ders işlenmiyor muydu? Nasıl oldu da ders bitmiş, tüm herkes dışarı çıkmış ve ben bunu fark edememiştim?

Kapının dışındaki ders programına baktım, bugün bu amfide başka ders işlenmeyecekti. Bu yüzden ayağa kalktım ve tahtaya aklımdaki formülleri geçirdim. Kendimi asıl sahip olduğum şeye verecektim, beni bir tek o hak ediyordu.

Yazdıklarım tüm tahtayı kaplayınca silinmesi gerekenler için silgiyi aramaya başladım. Arkama döndüğümde koca amfide yalnız olmadığımı şimdi fark ediyordum.

"Senin burada ne işin var?" Arkasını dönmüş olan sevgilim de anlaşılan diğerleri gibi beni protesto ediyordu. Beni duyar duymaz bana dönmüş, yemyeşil gözleri sonunda beni bulmuştu.

"Canın sıkkın olduğunda kendini boş bir amfiye atıp deli gibi fizik problemi çözdüğünü biliyorum. Kusura bakma, matematiğe alerjim olduğu için tahtaya çok fazla bakamadım." Yüzüne utanmadan bir gülümseme yerleştiğinde kaşlarımı çattım.

"Canımın sıkkın olduğunu nereden çıkardın?" Yüzümdeki nefreti gördüğünde bu sefer bakışları hüzünle dolmuştu.

"Hissettim." Hiçbir şey söylemeden masanın üzerindeki silgiyi aldım, yaptığım hatayı sildim. Adım seslerini duyduğumda yüreğim kıpır kıpır etmeye başlamıştı, ondan ayrı kalmanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha hatırlamıştım.

"Uzun zamandır yanına gelemiyordum çünkü arkadaşlarım senin matbaa baskınını birilerine söylediğinden şüpheleniyordu. Senin adını temize çıkarmaya, bizi ispiyonlamadığını kanıtlamaya çalışıyordum. Seni görmeyişimin sebebi buydu. Bitti, sorun yok artık. Kimse sana bir daha nefretle bakamayacak." Asıl sebebi anlaşılmıştı. Ulan ben o matbaanın adresini bilmiyordum, bunu benim yanımda söylememişlerdi bile! Sinirle solurken belimde hissettiğim elle onu kendimden ittim, günlerdir biriktirdiğim nefreti bir çırpıda yüzüne haykırdım.

İdeallerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin