15.Bölüm: Müessir Fiil

11 1 0
                                    

Müessir fiil: Bir insanın vücut bütünlüğünü veya sağlığını bozan hareketlerdir. Darp etmek ya da yaralamak manasında kullanılır.

Günlerimi onunla, onun yanından bir an olsun ayrılmayarak geçirdim. Ona birkaç kitap okudum, hepsi sosyalizmle ilgiliydi. Uyansaydı eğer bana çok kızardı. Elimdeki kemik çatlamıştı, onun acısı bana iyi gelmişti. Gerçek acımı biraz olsun unutmamı sağlamıştı.

Ailesine haber veremedim, aradıklarında da onun staj bulduğunu ve çok yoğun olduğu yalanını uydurdum. Onun bu ayın sonunda mutlaka geleceğini söyledim.

Onu yoğun bakımdan çıkarmışlardı, yine de onu uyutuyorlardı. Doktor artık iyi olduğuna karar verdiği için ilaç verme de kesilmişti, bize yakın zamanda uyanacağı söylendi.

Yıldızlardan daha parlak gözleri yavaş yavaş açılıp beni bulduğunda tekrar nefes aldığımı hissettim. Ciğerlerim oksijen yerine acı soluyordu. Elini sımsıkı tuttum ve zorlukla gülümsedim. Birkaç dakika hiç konuşmadı, olayları algılamaya çalıştı. Daha sonra bana yeniden aşkla bakabildi, yerin dibine girmiştim.

"Kendini suçluyorsun değil mi?" dedi kısık sesiyle. Onun sesini duyar uymaz utanç içinde başımı ön eğdim.

"Suçluyum çünkü." diyebildim yalnızca. Elimi daha sıkı tuttu ve o da kendini gülümsemeye zorladı.

"Hayır, sen beni yalnızca sevdin ve bırakmak istemedin. Mantıklı davranıp senden ayrılması gereken bendim, ben de yapamadım. Çünkü ben de seni seviyordum." Beni güçsüz eliyle kendine çekmeye çalıştı, ne yapmak istediğini anladım ve ayağa kalkıp onun yanında durdum. Ona yaklaştığımda dudaklarıma küçük bir buse kondurmuştu. Doktor içeri girdiğinde geri çekildim ve müdahalesini izledim. Herhangi bir his kaybının olup olmadığını kontrol etti, bebeğim düşük ihtimallere tutundu. O, çok iyiydi. Doktor durumundan biraz olsun bahsetti, bundan sonra yapılması gerekenleri anlattı. Doktoru dinlerken korkuyla elini başına götürdü, onu saçları yerine gazlı bezler karşıladı. Doktordan sonra polisler içeriye girdi, Deniz de onlarla beraber gelip bir köşede durdu. Sevgilim derin bir nefes aldı ve yavaş yavaş kendine gelen hafızasıyla olanları anlattı.

"Evimdeydim, zil çaldı, sevgilimin geldiğini düşünüp kim olduğunu sormadan açtım. Kantinde gördüğüm şu çocuk..."

"Turgut." diye böldüm sözünü. Tüm vücudum titremeye başladığında gözlerimi Deniz'e çevirdim. Ne istediğimi anladı ve başını sallayıp odadan çıktı.

"Beni dövmek için geldiğini anladığımda korkuyla geri çekildim, beni masaya doğru sertçe itti ve... Her yer karardı, gerisini hatırlamıyorum." İfadesini alan iki polis birbirine baktığında sevgilimin elini sıkı sıkı tuttum. O da sol elimdeki sargıyı fark edip endişeyle ne olduğunu sordu. Hiçbir şey dedim ve yerime oturdum. Kamer o korkunç olayı bilmiyordu, o iğrençlik bilinci kapalıyken olmuştu. Polisler de bundan söz etmedi. Onlar çıktıktan sonra ailesine haber verip vermediğimi sordu. Ben de ailesinin haberi olmadığını, ama isterse hemen arayabileceğimi söyledim. Rahatlamıştı, onları endişelendirmek istemiyordu. İçeriye şimdi de psikolog olduğunu söyleyen bir kadın girdi, kendisini tanıttı. Endişeyle ona kaş göz işaretleri yaparken o başını hafifçe salladı, polislerden bilgi aldığını anlayıp derin bir nefes aldım.

"Daha önce de dayak yemiştim, psikolojim bozuk değil yani." dedi Kamer gülümseyerek. Psikolog benim dışarı çıkmamı istediğinde Kamer ona itiraz etti, elimi hiç bırakmadı. Psikolog da kabullendi ve yatağın yanına bir sandalye çekip oraya oturdu.

"Nasıl hissediyorsun, ağrın var mı?" dedi kadın güven verici bir tavırla.

"İyiyim ama aynaya bakmadığım için endişeliyim. Kaşlarım ve bıyıklarım ne haldedir şimdi." Gülerek ellerini kaşlarının ortasında gezdirdi.

İdeallerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin