35. Bölüm: Nemo tenetur se ipsum accusare

5 0 0
                                    

Nemo tenetur seipsum accusare ilkesi uyarınca, hiç kimse kendisini veya yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Bu evrensel ilkenin temelini kişinin kendisini suçlayıcı davranışlardan kaçınma hürriyeti oluşturmaktadır.

"Sen ve ben aynı değiliz Uraz, aynı pencereden bakmıyoruz. Mantıklı davranmak seni mutsuz ediyorsa duygularınla hareket etmelisin. Umut ve sen aynısınız, birbirinizi iyileştirebilirsiniz. Çünkü onun da yaralı olduğunu biliyorum. Bunu sen de biliyorsun." Onun bana yapmış olduğu bu iyilik... Ben bu kadını boşuna sevmemiştim. Teşekkür ettim ve kapattım. Bu telefon konuşması için günlerce dil dökmüştüm, doktorum meraklı gözlerle beni izlerken telefonu ona teslim ettim.

"İyi geldi mi?"

"Evet, daha iyiyim."

"Kendini öldürmeyip evini satma ve herkesten uzakta yaşama fikrin gerçek mi yoksa ben buradayım diye mi öyle söyledin?"

"Az önceye kadar gerçekti, şimdi bu hayalime biri daha eklendi."

"Umut mu?" Yutkundum, evet diyemedim.

"Ne fark eder? Beni buradan çıkarmayacaksın." Meraklı gözlerle beni izliyor, bu sefer not almıyordu. Çünkü o not aldığında gerildiğimi biliyordu.

"Onunla yüzleşmek istiyor musun?" Onu iki aydır görmüyordum ve bundan gayet memnundum. Lakin bu konuşmadan sonra aslında ne kadar özlediğimi fark etmiştim. Geçen sefer bu hastanede onun öldüğünü düşünerek özlerdim. Şimdi... Şimdi onu özlediğim için pişmanlık duyuyordum. Vicdan azabı korkunç bir hastalık gibiydi, tüm vücuduma sirayet etmişti. Ben sevgili doktorumun odasında gezinmeye başladığımda cevap vermeyeceğimi anlamış, devam etmişti.

"Her gün geliyor ama onu görmene izin vermiyorum." Derin bir nefes aldım ve karşısına oturdum.

"Sence onu görmeye hazır mıyım?"

"Buna ancak sen karar verebilirsin. Peki babanla konuşmak ister misin, önemli bir konu konuşmak istediğini söyledi. Yine de zorunda değilsin, onu gönderebilirim." Tabii ya bizim pederi de görmemiştim, üzerimden alacağı başka param da yoktu. Benimle ne konuşabilirdi?

"Gerek yok, ne söyleyeceğini merak ediyorum."

Doktorumun yanından ayrılıp hasta bakıcımla beraber ziyaretçimin yanına gittim, karşısına merakla oturdum. Bakalım yine ne zırvalayacaktı.

"Seni burada gördüğüme hiç şaşırmadım." Onun benim hakkımda düşündüğü hiçbir şey zerre umrumda değildi.

"Hayatımı seni şaşırtmak için yaşamıyordum zaten." Kendine güvenerek gülümsediğinde buraya geliş sebebinin beni özlemek olmadığını anlamıştım.

"Ne için yaşıyorsun, annenin katiliyle sevişebilmek için mi?" Yavaşça ellerim titremeye başladı, bu ani şok durumuyla başa çıkmak için vücudumun her bir hücresi savaşırken, ben donup kalmıştım. İçimde bir fırtına kopuyordu, duygusal bir patlama yaşarken aynı zamanda beynimdeki düşüncelerin dağınıklığıyla baş etmeye çalışıyordum. Bu adam iki aydır beynimden uzaklaştırmak istediğim düşünceyi tüm gerçekliğiyle dile getirmişti. Atlattığım şoktan sonra nereden öğrendiğini merak etmek üzereyken cevabımı almıştım.

"Beni çok hafife alıyorsun, değil mi? Senin gibi sorunlu bir çocuğum olunca peşine adam takmam gerekti. Sizin komünistler de olayları sesli bir şekilde dillendirmekten çekinmiyor." Onu daha fazla dinlemek istemiyordum, bir an önce defolup gitmeliydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İdeallerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin