16.Bölüm: Kara delik

13 1 0
                                    

Kara delik; astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli bir gök cismidir.

Etrafımıza anlamsız gözlerle baktım. Herkes bir tuhaf bakıyordu sanki, ya da ben paranoyaklaşmıştım. Elimin üzerinde hissettiğim elle sevgilime baktım, başımı omzuna koyup gözlerimi kapattım. Sıra bana geldiğinde psikologumun ofisine girdim ve kadına elimi uzattım. Beni mutlulukla karşıladı, birlikte karşılıklı koltuklara oturduk. Eline aldığı not defterine bir süre baktım ve derin bir nefes aldım.

"Bandanan yakışmış. Nasıl hissediyorsun bugün?" Garip bir şekilde onu iki defa görüyor olmama rağmen aramızda güçlü bir bağ varmış gibi seziyordum.

"İyiyim, mutluyum. Ama içimde birçok karmaşa da var. Bilmiyorum." Beni ilgiyle dinledi, not defterini açtı ama hiçbir şey yazmadı.

"Anlıyorum. Seninle bu karmaşık duygularını anlamak için buradayım. Neler hissediyorsun?" Meraklı gözlerle beni inceliyordu, derin bir nefes daha aldım ve sorusunu cevapladım.

"Son zamanlarda kendimi sürekli tedirgin hissediyorum. İçimde bir korku ve endişe var, şu darp olayı sinirlerimi laçkalaştırdı. Sanki her an yine gelecekmiş, bana vuracakmış gibi."

"Bunu benimle paylaştığın için teşekkür ederim. Peki bu tedirginliğinle nasıl başa çıkıyorsun?" diye sordu, bu sefer not defterine bir şeyler de yazmaya başladı. Bundan rahatsız olduğumu fark edince ise yazmaktan vazgeçti.

"İçten içe bu olanların tek sebebinin Uraz olduğunu biliyorum ama yine de onunlayken daha iyi hissediyorum. Bu yüzden günlerim onunla geçiyor." Sessizce düşündü ve başını salladı. Dayanamadım ve gülerek ayağa kalktım.

"Buraya gelmeden önce sosyal bilimlerle pek ilgilenmediğim için psikolojiyi epey araştırdım. Hasta ve terapist arasında terapötik ilişki kuruluyormuş, hasta kendisini psikologuna açıp rahat hissetsin diye. Tabii hasta olduğumu düşünmüyorum ama." dedim ona bakarak. O ise tepkisini hiç bozmamıştı.

"Eğer bu kelime sana rahatsızlık veriyorsa kendine danışman da diyebilirsin. Bu senin için daha uygun olur mu?" Gülümsedim ve başımı olumlu anlamda salladım.

"Peki neden psikolojiyi araştırma gereği duydun? Kendini daha güvende hissetmek için mi?" Bilmediğim konular hakkında hep rahatsız hissederdim, elbette onun karşısına hazırlıksız çıkamazdım. Başımı yeniden salladığımda ofisinde biraz tur attım. Burası mükemmel bir seans odasıydı. Göz yormayan, rahatlatıcı oda gayet sade dekore edilmişti. Kitaplık, sehpa ve iki rahat koltuk dışında başka bir eşya yoktu. Kitaplığa doğru yürüdüm ve orayı incelemeye başladım.

"Terapötik ilişkimizi geliştirdiğimizi düşünüyor musun?" dedi ama bunun cevabını çok iyi biliyordu. Rahat bir şekilde onun ofisinde gezindiğime göre gayet güvende hissediyordum.

"Tecavüz işi, doğruydu değil mi? Benimle bu yüzden bu kadar ilgileniyorsun." Duygusuz yüzü biraz olsun şaşırdığında kaşlarımı çattım. Kendini hemen toparladı ve devam etti.

"Sözlerim veya üslubum bir yargıya varmanı sağladıysa özür dilerim. Niyetim bu değildi. Yalnızca seni tanımaya çalışıyorum." Ciddiyetle ona baktım ve koltuğuma yeniden oturdum.

"Bana yalan söylemekten vazgeçersen eminim bir gelişme kat edebiliriz." Not defterini bir kez daha eline aldığında kaşlarımı daha çok çattım.

"Sana ne konuda yalan söylediğimi düşünüyorsun?" diye sordu merakla. Ona doğru eğildim ve gözlerine dikkatlice baktım. Onun düşmanım olduğunu biliyordum, beni yalanlarla uyutabileceğini zannediyordu. Çok aptaldı.

İdeallerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin