29.Bölüm: Hak ehliyeti

17 1 0
                                    

Hak ehliyeti, hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme ehliyetidir. Bütün gerçek ve tüzel kişiler, hak ehliyetine sahiptirler. MK 8 hükmü, bütün insanların hak ehliyeti olduğunu düzenlemiştir. Tüzel kişiler ise MK 48 gereği cins, yaş ve hısımlık gibi yaradılış gereği insana mahsus olanlar dışında bütün haklara ve borçlara ehildirler.

Gerçeklik nedir ve gerçeklik mümkün müdür? Gerçeklik konusu, felsefi açıdan oldukça derin ve karmaşıktır. Bazı filozoflar gerçekliğin mutlak olduğunu savunurken, bazıları da gerçekliğin göreceli veya algısal olduğunu ileri sürer. Kant'a göre gerçeklik hem duyusal deneyimlerimizin hem de aklımızın yapıları tarafından belirlenen bir yapıdır. Ona göre, fenomenlerin varlığını kavramamız, aklın kategorileri tarafından düzenlenir.

Gerçek misin sen Umut? Karşımdaydı, karanlığın içinde parlayan gözleri beni izliyordu. Ayık kafayla düşünürsem anlardım, o benim yıllardır yanımdaydı. Ona elimi uzattım, yanağına elimi bıraktım ve hissettim. O, gerçekti. Korkuyla ayağa fırladığımda yan sehpanın üzerinde ne varsa ona doğru fırlatmaya başladım. O da korku içinde karşıma geçip kendisini korumaya çalışıyordu. O bir ölüyken onu affetmek daha kolaydı.

"Sen nasıl bir hainmişsin! Sen nasıl olur da Kamer'e bunları yaparsın, bana nasıl his beslersin!" Onun da sesi benimki kadar gür çıkıyordu.

"Bana hep kardeşim deyip durdun, bundan hep nefret ettim!" Ona doğru atılıp bir yumruk attım, acıyla yanağını tutmaya başladı.

"Biz birlikte büyüdük oğlum, tabii ki öyle diyecektim! Ben yalnız kadınlardan hoşlanıyorum, bilmiyor musun bunu?" Bir anda üzerime atıldı, bu sefer o bana bir yumruk çaktı.

"Hata yaptın, beni sevmeliydin!" Beni yakalarımdan tutup sarsıyordu, onu üzerimden ittim ve daha önce yapmam gerekeni yaptım. Sarıldım ona, kokusunu içime çektim. Şaşırdığını biliyordum, ondan ayrılıp yeniden bir yumruk attım.

"Neredeydin, niye ölmüş gibi yaptın, beni nasıl sensiz bırakırsın? Senin yüzünden akıl hastanesine kapatıldım, nasıl olur da geri dönüp beni oradan almazsın?" Yerden acıyla doğruldu, öfkeyle oturma odasına doğru yürüdüm.

"Senden kaçmam gerekiyordu, sana yaptığımı öğrendiğinde bunu uzaktan izleyecektim." Peşimden gelmiş, yine dibimde bitmişti.

"Ne yaptın bana? Herkes bunu söylüyor, senden nefret etmeme sebep olacak ne yapmış olabilirsin?"

"Bilerek yapmadım, yemin ederim. Ama... Söyleyemem." Bazen yalnızca merak edersiniz. Ona gerçekten bu gözle bakabilir miydim? İkimiz de nefes nefese birbirimize bakıyorduk, sessizliğin içinden atan kalbini duyabiliyordum. O kalp benim için atıyordu ve ben bu gece yalnızca bunu deneyimlemek istiyordum. Düşünme şansım hiç olmamıştı, tamamen idimi devreye sokmuştum. Ona korkuyla yaklaştım ve beni şaşkınlıkla izleyen gözlerine baktım. Benden daha yapılıydı, bu zamanlarda verdiğim kilolar yüzünden kaslarım da erimişti. Ona kendimi bırakmak istiyordum, dudaklarına büyük bir iştahla yapıştım.

"Ne yedin sen?" diye sordu kahkahalar içinde. Sevişmeyeceğimden emin olduğum için bol sarımsaklı işkembe çorbası içmiştim ya, bana da lanet olsun. Cevap bile veremeden dudaklarıma yapıştı, ona verdiğim bu cesaretle o da beni öpüyordu. Kollarımı onun boynuna doladım, o da belime yapışmıştı. Bir anda beni yüz üstü masaya yapıştırmıştı, altımdaki pantolon da boxer da kaybolduğunda durmasını istedim, ön sevişmesiz bunu yapabileceğimi zannetmiyordum. Durmasını söylediğimde ellerim gevşemişti, sırtımda tuttuğu ellerimi bıraktığını anlamıştım. Hemen masadan kendimi ayırıp ona döndüm, ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Gözlerinden ateş çıkıyordu, onu hiç böyle görmemiştim. Onu daha fazla bekletmeden üzerine atıldım, dudaklarını öpmeye başladım. O da yeniden büyük bir açlıkla avını zevkle parçalayan aslan gibi dalmıştı dudaklarıma, kolları beni tekrar sardığında havaya kaldırılmıştım, beni odaya taşıyordu. Sırtım yumuşak bir yeri bulduğunda o da soyunmuştu, üzerime çıkmıştı, boynumu ısırıklar bırakarak öpüyordu. Ona yardım etmek adına boynumu geriye attım, emmeye başladığı an inlemelerimi içimde tutamadım. Diliyle resmen beni çiziyordu, vücudumda yalamadığı tek bir nokta bırakmamıştı. Gözlerimi kapatmış ve yaşadığım bu zevk dalgası yüzünden zaten delirdiğimi belgelemiş biri olarak dibinde kalan akıl sağlığımı da sıyırmıştı. Sızdıran aletim iyiden iyiye canımı acıtmaya başlamışken aletimin etrafında hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi açtım, şimdi de aletimi yalıyordu. Tüm vücudum elektriklenmiş ve ben yay gibi kıvrılmıştım. O da sanki beni ağzıyla sağıyordu, hareketleri çok sertti. Onun inlemeleri ve benim acı dolu inlemelerim birbirine girmişti, yapabileceğimden artık o kadar da emin değildim.

İdeallerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin