14.Bölüm: Acele itiraz

12 1 0
                                    

Acele itiraz: Verilen kararın tefhim yada tebliğinden itibaren belirli bir süre içerisinde (genellikle bir hafta) yapılması gereken, kanunda açıkça sayılan itiraz türüdür. İtiraz üzerine kararı veren makam değil itiraz mercii bir karar verir. 

"Verginin tüketimden alınması, tüm yükün zenginden alınıp halkın sırtına bindirilmesi demektir. Bu servet transferidir." dedim etrafımdaki kalabalığa. KDV oranları bir gecede dehşet biçimde arttırılmıştı. Kadıköy'deki yerimize toplanmış, bir gecede gelen zamlar yüzünden halkı daha da fakirleştiren iktidara karşı eylem düzenleyecektik. Buna halkın da yüksek oranda katılacağı kanaatindeydik. Herhalde halkımız daha fazla soyulmak istemeyecekti.

"Taksim'de polis tarafından abluka altına alınacağımızın herkes farkında, değil mi? Kavgaya hazır olun." diyerek hepimizi uyarıyordu Deniz. Çağrı ve Gamze de duvarlara sprey boyayla çıkartacakları kalıbı hazırlıyordu. Yarınki eylem bizim için çok mühimdi ve ben Kamer'e yarın birlikte adaya gidemeyeceğimizi nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. 

Birkaç kişi daha eve geldiğinde gelenler arasında iki kişiyi fark ettim. Onlar Kamer'i koruyan yoldaşlardı. Korkuyla ayağa fırladım ve burada ne işleri olduğunu sordum.

"Sakin ol Uraz arkadaş, onları buraya ben çağırdım. Haftalar geçti, bir tehlike kalmadığını düşünüyoruz."

"Siz mi düşünüyorsunuz yoksa yalnız sen mi düşündün Deniz arkadaş? Birey olarak aldığın kararın sorumluluğunu üstlen istersen." Kendimi kaybetmiş, ona doğru yürümeye başlamıştım. Umut önüme geçti ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama Deniz benim damarıma basmaya devam ediyordu.

"Aramızda bireysel hırslarına yenik düşen tek kişi sensin. Davamızda yeri bile olmayan o kızı haftalardır senin için koruyoruz." Seslerimiz artık yüksek çıkıyordu, onun önüne de Gamze geçmişti.

"Davamızda yeri olmayan o kıza bizim yüzümüzden kurşun yağdırıldığı için onu koruduk!" dediğimde daha çok hırslandı, o da benim üzerime yürümeye  başladı.

"O kurşunlar onun değil senin üzerine yağdırıldı! Onun tek sorunu senin yanında olmasıydı. Eğer onu korumak istiyorsan kendinden uzaklaştır, ikinizin iyiliği için. Devrimci dostumu bireysel duyguların esirliğine kaybetmeyeceğim." Onun sorununun bu olduğunun hep farkındaydım. Yapılan her eylemde, tüm kavgalarda en önde onunla yan yana mücadele etmiştik. Eskisi gibi olmadığımı biliyordum ama bu saçmalığa daha fazla tahammül edemezdim.

"Ben âşık oldum, devrimi bırakmadım." dedim sesimi alçaltarak. Etrafımda bana dikkatle bakan kalabalığa göz gezdirdim. "Ama galiba devrim beni bırakıyor."

Herkesin yüzü düştüğünde titreyen sesimden utanmıştım. Onları bırakmak istemiyordum. Bazen yalnız kabullenmek gerekiyordu. Daireden çıktım ve eski püskü asansöre kendimi attım. Umut da peşimden gelmişti, buna hiç şaşırmadım. Orada kalması gerektiğini hatırlattım ama o benimle geleceğini söyledi. Birlikte eve döndük, bize gidip yemek hazırlamadan önce Kamer'i de çağırmaya gittik. Evinin kapısını açık olduğunu görünce Umut hemen beni arkasına aldı, silahını çıkardı ve dikkatlice içeriye doğru yürüdü. Yavaşça onu takip ederken beni kollarımdan tutup uzaklaştırmaya çalıştı, bunu görmemem gerektiğini söylüyordu. Anlamadım, neyi görmemem gerekiyordu?

 Anlamadım, neyi görmemem gerekiyordu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İdeallerin PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin