Medya,Diana'nın toplantı'da giydiği kıyafet.
"Siyah Alev ve Altın Gölge,birbirini tamamlayan iki farklı ruh."
-
Sırtımda bir sızı hissettiğimde gözlerimi açtım. Kemiklerim sanki kırılıyor ve derim yırtılıyordu. Dişlerimi sıkıp iki büklüm oldum. Sırtımdan bir şeyler özgür kalmak için benimle savaşıyordu. Bir anda derimin yırtılmasıyla çığlık attım. Çığlığım o kadar yüksek ve acı doluydu ki gözlerimden yaşlar durmadan akıyordu. Sırtımdaki acı gittikçe artıyor ve sırtım ağırlaşıyordu. Kapım aniden açıldığında içeri Ares,Kral,Kraliçe ve Michael gelmişti. Köpeklerim zaten odadaydı. Çığlıklarım dindiğinde sırtım hâlâ acıyordu. Yerde iki büklüm yatarken bir anda etrafım karardı. Ne olduğunu kavradığımda şaşkınlıktan ve acıdan daha çok titremeye başlamıştım. "Diana!" Michael ve Ares kanatlarımı çekip bana baktıklarında gözlerinde ki endişeyi gördüm. "Sakin ol,sorun yok." Ares telkin etmeye çalışırken o da şaşkındı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda sırtımda ki ağırlık yüzünden sendeledim. Direnip ayakta kaldığımda odada ki aynaya ilerledim. Sırtımdan Altın ve koyu kırmızı kanlar akarken ben kanatlarıma büyülenmiş gibi bakıyordum. Kanatlarımı oynatmaya çalıştığımda sırtım sızladı. Boş verip incelemeye devam ettim. Altın renginde,arada siyah tüyler olup siyah alevlerle yanan kanatlarım titriyordu aynı bedenim gibi. Kraliçenin bana seslendiğini duyduğumda kafamı kapıya çevirdim. "Çok güzeller.. Kim bilir daha ne özelliklerin var Diana." Yanıma yaklaşıp kolumdan tuttu. Beni yatağıma ilerletip erkekleri odadan kovdu. "Tatlım,acının dindiğini düşün. Enerjinin yaralarına ulaşıp iyileştirdiğini acının olmadığını hayal et." Dediğini yaptığımda sırtımdaki kanların geri çekildiğini hissettim. Dayanılmaz acı gitmiş yerini küçücük sızıya bırakmıştı. Gözlerimi belertip kadına baktım. Gururlu bir edayla bana bakıp sırıtıyordu. "Çok güçlüsün kızım. Hem de çok." Eliyle elimi okşarken mahçup bir şekilde tebessüm ettim. "Sizi de uyandırdığım için özür dilerim." Sanki hakaret etmişim gibi kaşlarını çattı. "Duymamış olayım! Senin çığlığını duyunca çok korktuk." Endişelerine karşı samimi bir şekilde gülümsedim. Yeni tanışmış olsakta gerçekten kadına karşı çok ısınmıştım. "Endişelenmeyin,bakın çok tuhaf kanatlarım var artık. Alevler içinde yanan kanatlar.." Son cümleyi mırıldanarak söylemiştim. Kadın beni tekrar gözleriyle inceleyip bir şeyim olmadığına karar verince iyi geceler dileyip odadan ayrılmıştı. Onlar gider gitmez bebeklerim kanatlarımın içine sokulup bana yaslanmışlardı. Onları da korkuttuğum için çok üzgündüm. Fısıltılarla konuştuğumda Luna ve Oscar'ın gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm. Onları kucağıma çekip sarıldım. "Korkmayın iyiyim bebeklerim." Vance öfkeli hırıltılar çıkarıyor ve ayak ucumda tetikte bekliyordu. Drake,Carlos ve Queen kanatlarımın dibinde bana yaslanmış şekilde duruyorlardı. "Sakin olun, Vance yanıma gel ve uyuyalım artık." Vance dediğimi yapıp bacak arama yerleşti. Kafasını karnıma koyduğunda gülümsedim. Kanatlarla yatmak zor olacaktı ama olsun.
-
Toplantı bittiğinde öfkem yerini koruyordu. Küstahlıkları sabrımı taşırmıştı. Frank'i öldürmem ile onlara göz dağı verdiğim için memnundum. Yavaş adımlarla odama ilerleyip kapımı açtım. Aenye Krallığı acil toplantı talep etmişti. Altın Gölge ile ilgili olduğu yazıyordu. Yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim. Sırtımdaki mühür sızladığında gözlerim karardı. Bir odadaydım ama benim odam değildi. Yoksa zamanı gelmiş miydi? Yatakta bir kadın yatıyordu. Üzerinde ise altı tane köpek vardı. Bunlar dünyada ki köpekler değil mi? Kadının yüzü aniden buruştuğunda gözlerini açtı. Dişlerini sıkıp iki büklüm olduğunda yataktan düştü. Köpekler tedirgince kadının etrafında daire kurmuş ne olduğunu algılamaya çalışıyorlardı. Kadının terler içinde kalırken üstündeki geceliği yırttı. Kaşlarım çatılı olayı izliyordum. Kadının sırtındaki kürek kemiklerinin olduğu yer bir anda yırtılıp kemikleri kırıldığında çığlık attı. Çığlığı ile yer yerinden oynarken içim bir anda onu koruma isteğiyle doldu. Öfkeyle olanları izliyor ona yardım etmek istiyordum. Kadının sırtından çıkan kanlı kanatlar ile gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Altın kan.. Kadının çığlıkları azalıyordu. Sırtındaki kanatlar onu yerde görünmez hale getirecek şekilde üstüne kapanmıştı. Altın sarısı,arada siyah tüyler olan ve Siyah Alevle yanan kanatları çok güzeldi. Görüntüler silikleşirken son gördüğüm o buz mavisi ve sakin yeşile sahip olan ve sol gözündeki siyah kalın çizgiydi. Zamanı gelmişti diye düşündüm. Kesinlikle başlıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN GÖLGE - ARAF SERİSİ
Fantasía"Son kehanet ise... Karanlığın içinde büyük bir patlama olacak,öyle bir güç açığa çıkacak ki yer yerinden oynayacak. Gökler yarılırcasına çığlıklar atacak,bebekler korkudan durmadan ağlamaya başlayacak. Anneleri bebeklerini susturamayacak,sakinleşti...