7. BÖLÜM

44 5 0
                                    

"Ruhları tutkuyla birlikteyken,bedenleri daha yeni tanışıyordu."

                                      -                                                       

Dün Valtor ile konuştuktan sonra odama geri dönmüştüm. Bir gün geçtikten sonra tekrar toplantı yapılmasını kararlaştırmıştık. Ve o gün bugündü. Gece uykumda gölgeler diyarına gitmiştim ve uzun zamandır başlarında biri olmadıkları için bana saldırmaya kalkmışlardı. Ama üstünlük sağladığımda beni Kraliçe ilan etmiş ve sonsuz sadakat yemini etmişlerdi. Bende bu yetkimi kullanarak planıma onları da eklemiştim. Gölgeler diyarına gitmemi sağlayanın babam olduğunu biliyordum. Çünkü onunla iletişime geçmiştim. Öğleye doğru Ares ve Michael ile büyüler hakkında alıştırma yapıp beni denemiştik. Bütün elementleri kullanabiliyordum ama aynı anda birden fazla kullanmak zordu. Bunu denediğimizde yirmi ikinci denememizde başarmıştım. Şimdi ise yarım saat sonra olacak toplantı için hazırlanıyordum. Elbiseyi giyip saçımı ensemde dağınık bir topuz haline getirdim. Elbisenin eldivenlerini takıp topuklularımı giydim. Kanatlarımın içeri girmesini istediğimde kanatlarım sırtımdan içeri girmişti. Alışmaya başlıyordum kanatlarıma. Boynumdaki mühür kendini açıkça belli ediyordu. Resmen 'Ben Valtor'a, Valtor bana ait!' diye bağırıyordu. Hoşuma gitmiyor değildi ama tanımadığım bir insanla aynı mührü taşımak tuhaf geliyordu. Valtor siyah saçlı,siyah gözlü,buğday tenli,uzun ve iri yarı bir adamdı. Şuan ki şartlardaki ortalama erkek boyu 1.90 iken  Valtor,2 metre 20 santimetre falandı. Bayağı uzundu anlayacağınız. Burada sulak alanda çok değil ki nasıl bu kadar uzunlar?  Düşüncelerimi kovup heyecanımı bastırmaya çalıştım. İlk kez mühürlü şekilde karşılarına çıkacaktık. Her şey o kadar hızlıydı ki neye şaşıracağımı bilemiyordum. O yüzden anı yaşamaya karar vermiştim. Bebeklerimin zincirleri yine altındı. Yine etrafımda daire oluşturduklarında toplantı alanına gittik. Kapı açıldığında bu sefer hepsi ayağa kalkıp selam vermişti. Valtor'un yüzünde ifade yokken diğerlerinin gözü boynumdaydı. Umursamadan tahtıma ilerledim. Tahtıma oturduğumda onlarda oturmuştu. "İyi akşamlar Leydi Diana." Gynvael Kraliçesi samimi bir gülümsemeyle konuştuğunda aynı şekilde karşılık verdim. "İyi akşamlar Leydi Ava. Nasılsınız?" Bana iyi olana kötü olmam eğer ki gözüme batmıyorsa. "İyiyiz teşekkürler. Kararlarınızı merakla bekliyoruz." Tebessüm edip açıklamaya başladım. "Biliyorsunuz ki vakit geldi. Hazırlıklar tamamlandı değil mi?" Onaylayan mırıltıları duyunca memnuniyetle gülümsedim. "Harika. Bir büyüyle onları kendi diyarlarına hapsedeceğiz. Gölgeler diyarına. Orada daha hızlı güçlendiklerini sanacaklar ama aslında güçlenmeyi bırak daha da güçsüzleşecekler. Çünkü orayı kontrol altına aldım ve artık gölgeler diyarının Kraliçesi benim." Böyle söyleyince bir tuhaf olmuştu açıkçası,başka nasıl açıklayabilirdim ki? Şaşkın nidalar odayı doldurdu. Kral Darian şaşkın sesiyle "Nasıl? Yıllardır kimse oraya sahip olamamıştı!" Bir zahmet ben yapayım bakışı attım. "Altın Gölgeyim ya hani? Bana itaat etmekten başka seçenekleri yoktu. Çünkü başı boşlardı,böyle devam ederse gölgeler diyarı uçuruma sürüklenecekti." Açıklamamı yaptığımda Kraliçe Isla yine gurur dolu bakışlarla beni süzüyor,Kral Seth şaşkınlığı üstünden atamamış şekilde bir bana bir Valtor'a bakıyor, Kraliçe Ava ise benim gibi sakindi. Planı anlatmaya devam ettim. "Benim emirimle onların güçlerini daha da emecekler. Kendi halkları tarafından ölüme mahkûm edilecekler. En sonunda yeteri kadar güçsüz kaldıklarında ki,güçsüz halleri bile sizlerden daha güçlü," Elimle kulağımdaki sembolü okşadım. "kılıç ortaya çıktığında her şey kolaylaşacak." Sonlara doğru mırıldanmıştım. "Ne kılıcından bahsediyorsunuz Leydi Diana?" Kral Seth meraklı bakışlarla sorduğu soruya cevap bekliyordu. "O kısım bana özel,siz üstünüze düşeni yapın yeterli." Net bir şekilde sorusunu reddettiğimde Valtor ile birbirimize baktık. Gözlerimi onaylarcasına kapayıp açtığımda Valtor dikleşip konuya girdi. "Boyunlarımızda ki mührü görmüş olmalısınız. Bu masadakiler şu anlık bunu sır olarak tutacaksınız. Anlaşıldı mı?" Sert ve otoriter sesiyle emrini verdiğinde herkes itaat etmişti. Kraliçe Isla bana bakıp konuştuğunda dikkatimi ona verdim. "Sizin adınıza sevindim çocuklar. Gerçekten birbirinizi dengeleyeceksiniz. Ama bir sorun var Leydi Diana." Kaşlarımı söyle dercesine kaldırdım. "Halk sizi görmek istiyor. Uğurunda savaşacakları kişiyi öğrenmek istiyorlar." Kadına dikkatlice bakıp konuştum. "En doğal hakları. Yarın sabah halka duyurun. Saat 10:00'da halkın karşısına çıkacağım. Akşamında ise serbest bırakacağız." Onayladığını belli eden mırıldanmalarına karşı ayağa kalktım. Onlarda ayaklanırken konuştum. "Hazırlıklarınızı kontrol edin son kez. İyi akşamlar." Valtor'un uzattığı koluna girip ilerlerken salondan çıktık. Hemen ardından kimseye gözükmeden odama ışınlandık. Üstümdekilerin yerini geceliklerin almasını sağlayıp yatağa oturdum. Valtor siyahlara bürünmüş zırhlı kıyafetiyle yanıma gelip oturdu. İçimde bir şeyler kıpırdandı ve sanki başka birisi benim adıma konuşur gibi oldu. "Bugün burada kalsan olmaz mı?" Yavaşça kolunun altına girip sorarken güldü. İstemsiz hareket ediyordum,ruhum iki dakika dayansan ya! Daha tanımıyorum adamı! "Kedi gibisin cidden. Oturduğum her an sırnaşıyorsun. Olur kalırım." İstediğimi almamın zevkiyle sarıldığımda içimden koca bir 'Yuh' çektim. Yanağıma değen sert zırh yerini kadifemsi kıyafetler alırken ona baktım. Üstüne siyah kadifeden dikilmiş gecelikler ile yatağımda oturuyordu. Kendini yatağın başına doğru çekip sırtına yastık koydu. "Gel yanıma." Beni çağırdığında yatakta dizlerimin üstünde iki adım atıp kafamı göğsüne yasladım. Beni bacaklarının arasına alıp kollarıyla sıkıca sararken saçlarıma çenesini yasladı. "Senin sığınacağın yer burası. Küçücük kalıyorsun,seni burada saklayabilirim bence." Hafifçe kıkırdadığımda verdiği sorgusuz sualsiz güven ve ilgi hoşuma gitmişti. Siktir,bu kadar çabuk güvenmemeliydim. Ama bir şeyler beni kenara itiyor ve 'Sen sus,bu adam bizim.' dedikten sonra karşımdaki adama atılamama sebep oluyordu. Parmağımla göğsünde şekiller çizerken kafamı kaldırıp bana bakan gözlerine baktım. "Sanki yıllardır birlikteymişiz gibi yabancılık çekmiyorum. Şuan yaptıklarımı istemsizce yapıyorum.." İtiraf ettiğim şeyle inci gibi dişleriyle gülümsedi. "Ruh eşi olmak böyle bir şey işte. Seninle şuan sadece bedenen yeni tanışıyoruz. Çoktan ruhlarımız tanışıp mühürlendiler." Kaşlarımı kaldırdığımda gülümsemesi genişledi. "Nasıl yani? Mühür tamamlanmadı mı?" Sorduğum soruyla saçlarımı okşadı,en çokta beyaz kısmı. "Hayır tamamlanmadı. Tamamlanması için tamamiyle birbririmize ait olmalıyız." Kastettiği şeyi anladığımda anlamamış gibi yapıp yalandan esnedim. Evlenmek,sevişmek falan filan. Daha çok vardı canım!  "Sanki biraz uykum geldi!" Kafamı geri göğsüne koyup örtüyü üzerimize çektim. Güldüğünü titreyen göğsünden anladığımda bende güldüm. Göz kapaklarım yavaş yavaş ağırlaşırken uykuya dalmadan hemen önce duyduğum cümlelerle uyku sarhoşluğuyla yarım ağız gülümsemiştim. "İyi geceler Siyra çiçeğim."

ALTIN GÖLGE - ARAF SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin