16.BÖLÜM

4.7K 277 53
                                    

Telefonumun çalması ile çocuklardan ayrılıp biraz ilerideki bankın yanına gittim.

Arayanın taha albay olduğunu görünce hemen açıp; "Yüzbaşı kara adana emredin komutanım." Dedim taha albay; "lal, ceza almadan önceki yazdığın nöbet listesini görevli asker bulamamış hangi askere verdin?" Dedi listeyi hazırladığım günü aklımda canlandırıp; "Er ahmet karahanlı ya verdim komutanım." Dedim taha albay; "tamam asker saol sakın geç kalmayın çıranızı yakarım." Dedi vallaha yakar. "Emredersiniz komutanım." Dedim ve taha albay telefonu kapattı.
Biraz ilerde durmuş bana bakan merti görünce kaşlarım istemsiz bir şekilde çatıldı.

Mert yanıma gelip elindeki kola dolu bardağı bana uzattı.

Bankta yanıma oturup; "askermisin." Dedi etrafa bir göz atıp; "aramızda kalsın olurmu?" Dedim gizlilik benim için önemliydi.

"Tamam aramızda kalsın. Lal abla bende asker olabilirmiyim." Dedi ona hafif gülümseyip; "tabiikide olabilirsin." Dedim gözlerime bakarak; "neden böyle sert ve ifadesiz bir yüzün olduğunu şimdi anladım." Dedi çok önemli bir şeyi çözmüş gibi.

Merte dönüp; "hadi bana bir söz ver okuyup adam olacaksın. Şuan küçüksün ilerde elbette başka meslekrede merak salacaksındır ama oku olurmu?" Dedim mert kesin bir dil ile; "söz veriyorum lal abla okuyup adam olacağım kareşleriminde okumasını sağlayacağım ve bu vatan için elimden gelen herşeyi yapacağım." Dedi.

Elimi omzuna koyup; "aferin ulan hadi gel çocuklar ile vedalaşıp gideyim ben." Dedim mert; "abla son bir soru sorabilirmiyim?" Dedi merte bakarak; "direk sor koçum izin istemene gerek yok." Dedim mert kafasını sallayıp; "lal abla nerde görev yapıyorsun?" Dedi önüme dönüp; "hakkaride görev yapıyorum ama bir süre burdayım gine gelirim yanınıza."Dedim.

Mertin hemen yüzü düşmüştü. Geri merte dönüp; "lan asma hemen yüzünü gene ceza aldıkça felan gelirim yanınıza merak etme." Dedim mert bana bakarak; "ceza alırsam derken?" Dedi gülerek; "ben izin kullanmayı seven biri değilim bu yüzden genelde bana uzaklaştırma cezası veriyorlar." Dedim mertte gülerek; "abla o zaman bol bol ceza al." Dedi ona bakarak; "ama bak işte bu olmadı. Dağda birsürü it ve birsürüde masum insan var onlar için dağlarda olmalıyım." Dedim mert hemen; "abla ben özürdilerim ben öyle demek istememiştim. Sen beni çok yanlış anladın." Dedi hızlı hızlı.

Hafif gülüp; "tamam koçum anladım ne demek istediğini sakin ol." Dedim mert anlında oluşan terleri elinin tersi ile silip; "off abla ya madem ne demek istediğimi anladın beni niye korkutuyon?" Dedi bu dediğine gülüp; "insanlar ile uğraşmayı seviyorum." Dedim.

Yetimhanenin önündeki genç bir kadın kapıdan girmesi  ile yetimhanenin girişine yönledim.

Kadın etrafa bir göz attı ve beni görünce yanıma gelip; "merhaba ben hatice aksu buranın yeni müdüresiyim." Dedi elini sıkıp; "Lal kara çocukları size emanet ediyorum başlarına gelen en ufak şeyde beni aramanızı istiyorum." Dedim kadın hem korkmuş hemde kesin bir konuşma şekli ile; "merak etmeyin lal hanım. Çocuklara en iyi şekilde bakacağımdan kuşkunuz olmasın." Dedi çocuklara gülümseyerek bakıp; "gençler ben artık gidiyorum. Merak etmeyin gene gelicem." Dedim ve yürümeye başladım.

O sırada bana gelip sarılan çocuklar ile birden yerimde kas katı kesildim.

Çocuklar benden ayrılınca aklıma gelen an ile gözlerimi sım sıkı kapatıp derin bir nefes aldım ve çıkışa doğru yürümeye başladım.

Arabaya binip önce bizim eve gittim.
Bagajdaki malzemeleri alıp dördüncü kata çıktım.

Cebimdeki anahtar sayesinde evin kapısını açıp içeri girdim.

ASKER KIZ ~GERÇEK AİLEMMİ?~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin