10.BÖLÜM

5.2K 318 43
                                    

Sonunda karargaha gelmiştik. Taha albay bizi kapıda karşılamıştı. Beni görünce hem sinirle hemde şefkatle bana bakmışı. Melih bir adım öne çıkarak; "Yüzbaşı Melih Barbaros Adana Görev başarı ile tamamlandı komutanım." Dedi bizde hazırolda bekliyorduk. Taha albay gökhan ve bana bakıp; "gökhan ve lal siz benimle gelin." Dedi sonra tekrar melih ve iki time dönüp; "sizlerde dinlenebilirsiniz üç gün izinlisiniz." Dedi timler dinlenmeye giderken ben ve gökhan taha albayın peşinden gittik. Karargaha girip taha albayın odasına doğru ilerledik. Odaya gelince taha albay yerine oturmuş gökhan ve bense ayakta hazırol'da bekliyorduk. Taha albay sinirle ikimize bakıp; "asker sana görev iznini kim verdi?" Dedi gökhana. Gökhan bana bakıp ; "komutanım aslında biz ikimiz birlikte pistte yarış yapacaktık. Ben piste sonradan gittim. Lal'in arabasının etrafını birkaç araba sarınca bende olaya müdahele oldum." Dedi allahım bu çocuk çok zeki ya. Taha albay bana şüphe ile bakıp; "yani sen kendini bilerek kaçırtmadın." Dedi bense; "komutanım ben niye kendimi kaçırtayım manyakmıyım ben." Dedim taha albay hiç düşünmeden; "evet manyaksın ben senden herşeyi beklerim." Dedi bak işte şimdi kırıldım gücendim. Yani sizce ben manyakmıyım? Taha albay kafasını iki yana sallayıp; "çıkın dışarı. Sizi karargahın etrafında görmeyeceğim." Dedi aynı anda kafamız ile selam verip odadan çıktık. Melih bizi kapıda bekliyordu. İkisinede bakarak; "ben gülşah annenin yanına gidiyorum geliyonuzmu?" Dedim melih beni kafasıyla onaylarken gökhan; "hadi gidek." Dedi üçümüz birlikte karargahtan çıktık. Herkes bize bakıyordu. Sağımda melih solumda gökhan duruyordu. Birlikte lojmana ilerlemeye başladık. Altlarımızın selamlarını alırken bizde üstlerimize selam veriyorduk. Lojmana gelince gülşah annenin kadınlar ile birlikte kamelyada oturduğunu gördük. Kamelyanın önüne gelince gülşah anne bizi görüp hızla yanımıza geldi ve bize sarıldı. Gülşah anneme; "sultanım artık rahat olabilirsin mahoyu yakaladık." Dedim gülşah anne bize minnetle bakarken benim telefonum çalmaya başladı. Telefonum melihteydi. Melih cebindeki telefonu çıkarıp bana uzatdı kim olduğuna bakınca halime hanım olduğunu gördüm. Gülşah annelerden ayrılıp telefonu açtım; "efendim halime hanım." Dedim halime hanım; "alo lal kızım ben sana birşey soracaktım o yüzden aradım." Dedi kaşlarımı çatıp; "bir sorunmu var halime hanım?" Dedim hızla cevap verdi; "hayır bir sorun yok ancak babanın babası yani deden ve akrabalar gelecekler seni merak ediyorlar eğer müsait isen mardine gelirmisin?" Dedi oha amk ulan o ne kadar çok konuştu. "Tamam halime hanım bizde zaten mardine gitmeyi düşünüyorduk. İki kardeşim var onlar ile birlikte geleceğiz." Dedim halime hanım derin bir nefes verip; "tamam kızım o zaman biz hazırlıklara başlayalım." Dedi ne hazırlığı amk. Telefonu kapatıp gülşah annelerin yanına döndüm. "Gençler bizim gitmemiz gerek sultanım gene konuşuruz tamammı?" Dedim gülşah anne gülümseyerek bana sarılıp; "tamam kızım ararım ben seni." Dedi gökhan ve melih ile birlikte arabaların olduğu yere geldik. "Şimdi nereye?" Diye sordu melih ona dönüp; "mardine gidiyoruz hadi gidekte hazırlanak." Dedim melih mardin deyince aklına direk yekta albay ile konuşması gelmiş olacakki yutkundu. "Ben gelmesemmi?" Dedi oflayarak melihe bakıp; "oğlum saçmalama yav yürüyün hadi hazırlanak." Dedim. Hep birlikte melihin arabasına bindik. Melih fazladan iki hafta izin alacaktı. Önce beni evime bıraktı sonrada gökhanı bırakacak ordanda kendi evine geçip hazırlanacak ve hep birlikte mardine doğru yola çıkacaktık. Dört katı hızla çıkıp evime girdim. Dırek valizimi hazırlamaya başladım. Valizimi hazırlamış birde üzerimi değiştirmiş melihi bekliyordum. Gökhan ve ben motorla gidecektik. Melih araba ile geleceği için valizleri onun arabasına koyacaktık. Benim mardindede motorum vardı. Mardine gidince melihte motor sürecekti bizim gibi. Melih ve gökhanın geldiğini görünce evden çıkıp. Dört katı hızla indim. Binanın önünde beni bekleyen ikiliye baktım. Melih arabanın bagajını açınca valizimi koydum. Melih bana cüzdanımı uzatınca alıp cebime koydum ve yolculuk başladı.
...
Sonunda mardine gelmiştik. Önce benim evime gittik. Eşyalarımızı yerleştirdikten ve birazda dinlendikten sonra bozkurtların evine gidecektik.  Melih arabasını bizde motorlarımızı park edip binaya girdik. Gökhan;"Oğlum senin 4.katlarla ne alıp veremediğin var?" Dedi omuz silkip; "hem onlara daha yakın hissediyorum hemde yükseği seviyorum." Dedim üçümüzde ellerimizde valizler ile dördüncü kata çıktık. Eve girip odalarımıza geçtik. Saat 16:42 olduğu için biraz dinlenecek daha sonra bozkurtların evine gidecektik. Üzerimi değiştirip hemen kendimi karanlığa bıraktım.
Uyandığımda saat 18:56 ydı hızla bir duş alıp üzerime siyah eşofman takımımı giyindim. Melih ve gökhanda uyanmış mutfakta birşeyler hazırlıyordu. Yanlarına gidip ne yaptıklarına baktım. Masayı hazırlamış yemek yiyorlardı. "Ulan beni niye kaldırmadınız?" Dedim gökhan; "zaten sesleri duyunca hemen uyanırsın diye kaldırma gereği duymadık." Dedi evet birazda sesler yüzünden uyanmıştım. Bende masaya oturup yemek yemeye başladım. Karnımız doyunca hep birlikte masayı toplamaya başladık. Telefonum çalınca arayana baktım. Halime hanım arıyordu. "Efendim halime hanım." Dedim bir süre ses gelmedi daha sonra; "alo kızım naptın ne zaman geliyorsunuz?" Dedi arkadan erayın sesi geliyordu. Erayın; "başka kim gelecekmişki?" Diye birisine soruyordu. "Şuan mardindeyiz geliriz bi 20 dakikaya falan." Dedim bozkurt ailesinin evi buraya fazla uzak değildi. Masayı hep birlikte toplamış işimizi bitirmiştik. Gökhan ve melih üzerini değiştirmeye gitmişti. "Tamam o zaman yemek hazırlatayımmı? Açmısınız?" Dedi oğlum bu bizimi düşünüyor? Lan gerçi herkes evladını düşünür heralde. "Yok az önce yemek yedik. Ben hazırlansam iyi olur kapatıyorum." Dedim. Halime hanım; "tamam kızım görüşürüz." Dedi bense direk telefonu kapattım. Kendi odama giderken melih ve gökhanın odalarının önünden geçmiştim. İkisinin odasındanda ses gelmiyordu. Gene herzamanki gibi siyah eşofman ve tişört giyindim. Odadan çıkıp salona gittim gökhan ve melihte benim gibi siyah eşofman ve tişort giymişlerdi. Onlara bakıp; "hadi gidelim." Dedim birlikte kapının önüne gidip postallarımızı giydik ve hızla dört katı indik. Bodrumdaki motoru çıkarıp anahtarını melihe verdim. Onlara bakarak; "konumu inceleyin yarış yapalım." Dedim beni onaylayıp telefonlarına attığım konumu incelemeye başladılar. İncelemeleri bitmiş olacakki; "hadi gidelim." Dediler aynı anda bende; "o zaman hazır ve başla." Dedim üçümüzde hızla bozkurt ailesinin evine doğu gitmeye başladık. Melih beni geçince biraz daha hızlandım. Bazı arabalar bize korna çalıyordu. Şimdi diyeceksiniz siz askersiniz böyle şeyler yapmamanız gerektiğini bilmiyormusunuz diye ama sonuçta bizde insanız ve bizde eğlenmeyi hak ediyoruz. Tabi hiç kimseye zarar vermeden. Bozkurt ailesinin konağına gelince hızla içeri girdik. Üçümüzde berabere kalmıştık. Off ben bunu saymam ya. Bozkurt ailesi erkekleri gökhan ve melihe ters ters bakıyordu. Olum dua edin biyo ailemsiniz yoksa o gözlerinizi deşerdim. Aynı anda motorlardan inip bozkurtların yanına gittik. Halime hanım bize bakarak; "hoş geldiniz kızım arkadaşlarını tanıtmayacakmısın?" Dedi ona sert bir şekilde bakarak; "kardeşlerim gökhan ve melih." Dedim halime hanım; "hadi gelin içeri geçelim içerde tanışırız." Dedi bu gergin andan kurtulabilmek adına. Gökhan ve melihe kardeşlerim dediğim içinde biraz bozulmuş gibiydi.  Gökhan ve melih biyo erkeklerine onları öldürmek ister gibi bakarken biyo erkekleride gökhan ve melihe öldürmek ister gibi bakıyordu. Hep birlikte içeri salona geçip oturduk. Kapıda postalları çıkarmıştık halime hanım bize terlik vermişti. Allahım yarabbim  yav bana gene şu pembe terlikleri verdi. Gökhan, melih ve ben üçlü koltuğa oturduk. Sağımda melih solumda gökhan oturuyordu. Yekta bey gökhan ve melihe bakarak; "ben albay yekta, karım terör ile mücadele savcısı halime, en büyük oğlum agah oda kıdemeli yüzbaşı. İkınci büyük oğlum fatih kendisi başkomiser. Üçüncü büyük oğlum eray kıdemeli üsteğmen ve en küçük oğlum engin üniversite son öğrencisi." Dedi ve derin bir nefes aldı. Gökhan ve melih birbirine bakınca onlar yerine ben konuştum; "kardeşlerim gökhan ve melih." Dedim yekta bey; "melih tekmil ver." Dedi aha melih şimdi sıçtı. Gökhan ile birbirimize bakıp sırıttık. Melih ayağa kalkıp hazırola geçerek; "Yüzbaşı Melih Barbaros Adana emredin komutanım." Dedi biz gökhan ile gülmemek için zor duruyorduk. Yekta bey; "telefondaki o gevşek senmiydin?" Dedi gökhan ile aynı anda kanepede sırtımızı yasladığımız yere dönüp sessizce gülmeye başladık. Melih; "komutanım telefondaki bendim ama gevşek değilim." Dedi yekta bey; "sen hangi hakla kızımın telefonunu açtın." Dedi melih hafif sırıtıp; "Kardeşi olarak yabancı numara olduğu için açtım. Yabancılara pek güvenmiyoruzda." Dedi yekta bey sinirlenmeye başlamıştı.

HADİ BU BÖLÜMDE BURDA BİTSİN EE BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ SİZCE NASIL OLMUŞ. HADİ SİZE GELECEK BÖLÜMDE OLACAKLAR İLE İLGİLİ BİRŞEY SÖYLEYİM. GELECEK BÖLÜMDE LAL, GÖKHAN VE MELİH BİRİSİNİ DÖVECEKLER. HER NEYSE BU KADAR BİLGİ YETERLİ BANA BU FİKRİ VEREN OKURUMA BURADAN ÇOK SELAMLAR VE TEŞEKKÜRLER.
OKURUN ADI: @ayse196196
DİĞER OKURLARIMINDA HEM BU BÖLÜM HEMDE GELECEK BÖLÜMLER İÇİN DÜŞÜNCELERİNİ YORUMLARDA BELİRTMESİNİ BEKLİYORUM.
TEŞEKKÜRLER VE İYİ GÜNLER...

ASKER KIZ ~GERÇEK AİLEMMİ?~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin