9.BÖLÜM

5.5K 324 43
                                    

Melih ve görkem kahvaltılarını bitirmişti. Benim pek iştahım olmadığı için fazla yememiştim. O iki salak tıkınırken bende elime çayımı alıp resim çekmiştim. Belki ınstagram'da paylaşırım geri dönebilirsem. Hep birlikte masadaki malzemeleri kaldırıp hazırlanmaya başladık. Son hazırlılarımızı yapıp gökhan ve ben evden çıktık. Dört katı hızla inip arabalarımıza bindik. Görev telefonum haricinde yedek bir telefonum vardı. Yedek telefonumu yanıma almış cüzdanım,silahım ve hem yarasa hemde normalde kullandığım telefonumu melihe emanet etmiştim. Eğer bana birşey olursa ilk yarasa olarak görev yaptığım hattı sonrada odamdaki gizli bölmede olan birkaç dosyayı imha edecekti. Hızla piste giriş yapıp beklemeye başladım. Yaklaşık iki dakika sonra arabamın etrafı arabalar ile sarıldı ve bir mermi cama saplandı. İşte şimdi başlıyoruz haydi bismillah. Torpido kısmından yedek silahımı alıp camı çok hafif açtım. Silahın namlusunu dışarı uzattım ve bende karşılık vermeye başladım. Mermimin bitmesi ile silahı kenara koyup camı kapattım. Mermimin bittiğini anlayan şerefsizler yavaş yavaş yanıma gelmeye başladı. Aralarından birisi ile göz göze geldik. Bu gözleri nerede görsem bilirim. Gökhan adamlardan birini etkisiz hale getirip onun yerine geçmişti. Şerefsizlerden biri gelip silahı bana uzatarak camı tıklattı. Mecbur kalmış gibi arabadan inip ellerimi kaldırdım. İtlerden biri gülüp; "lal komutan, lal komutan herkesin övüp durduğu aptal kadın. Hani bunu yakalaması çok zordu?" Dedi ulan ben bunun kafasına sıçardımda hadi şimdilik neyse. "Lan korkudan daha konuşamıyor bu. Seni bu korkaklık ile nasıl asker yaptılar diyecemde üvey baban albay." Dedi işte bunu demeyecektin. "Ulan senin ebeni sikerim." Diyerek yumruğumu yüzüne indirdim. Şerefsiz tek yumruğum ile bayılmıştı. Eli silahlı adamlar bana doğru gelmeye başladı. Biri gelip yerde baygın adamı aldı. Gökhan gelip silahını kafama dayadı; "napmişsen sen." Dedi bozuk türkçe ile ve devam etdi; "hele bence bunu vurak geberteh." Dedi bir adam gökhanın yanına gelip; "hele heval saçmalamıyesin başgan bunu canlı isteyih." Dedi gökhan hafif sırıtmıştı ama bunu sadece ben görmüştüm. Gökhan adamı kafasıyla onaylayıp enseme birden hızla vurdu. En son gördüğüm şey gökhanın üstüne doğru düşen bedenimdi. Gözlerimi hafif açıp etrafıma baktım. Bir mağradaydım. Ellerim yukardaki çeksem kopacak olan zincirlere bağlıydı. Salaklar ayaklarımı bağlamamıştı. Hadi ama ben burda çok sıkılıyorum. Madem rehin aldınız bari başıma nöbetçi koysaydınız ya. Oğlum cidden beni bu kadar çokmu küçümsüyorlar. Hadi ama bu maho piçi kime güveniyor bu kadar çok merak ediyorum. Mağranın başından gelen hapşırma sesi ile o yöne döndüm. Maho sala hapşıra hapşıra buraya geliyordu. Arkasındaki gökhana baktım. Dudaklarını oynatıp; "20 dakika sonra askerler burada olacak." Dedi kimse gökhanın dudaklarını oynatdığını görmemişti. Mahoya bakıp; "ulan madem kaçırıyorsunuz bari başıma birini koysaydınızda onunla sohbet etseydim. Sıkıntıdan patladım ben burada." Dedim maho dişlerini göstererek sırıtıp; "hadi ama gomitan burdan çıkman zaten imkansız neden başına nöbetçi goyamki?" Dedi yav yemin ederim mallıkta devir açıp devir kapatacaklar. "Lan maho sana birşey soracam." Dedim maho gülmeyi bırakıp bana bakmaya başladı; "çabuk sorasın sonada işgenceye başliyah." Dedi gökhan kaşlarını çatmıştı. Ben hiç aldırış etmeden; "lan maho ilk sorum senin dişlere kim işedi sap sarı." Deyip kahkaha attım birkaç itde gülmüşü maho sinirle yüzüme bir yumruk attı ama ben hiç istifimi bozmadan ona bakmaya devam etdim. "Getirin işgence aletlerini." Diyerek arkasındaki itlere bağırdı. İtlerden biri koşarak bir yere gidip elinde iki büyük çanta ile geri döndü. Maho gözümün içine baka baka çantayı açtı. Allahım ya rabbim ya beni bunlar ile korkutabileceğinimi sanıyor? "Lan maho son birşey daha soracam." Dedim maho bana ters bir bakış atıp çantadan malzeme seçmeye çalıştı. "Sorasın emma beni kızdırırsan." Diyerek eline aldığı kırbacı yere vurdu. Mahoya gülerek dönüp; "lan maho işemekle kalmayıp birde dişlerine sıçdılarmı? Ağzının kokusu kırbaçtan daha beter işkence zaten şuan." Dedim gülerek itlerden birkaçıda gülüyordu. Maho renkten renge girerken; "seyi gebertirim." Diyerek boğazımı sıkmaya başladı. Görkem hemen mahonun yanına gelip; "başgan yapmiyesin bu gomutan bize lazımdır." Dedi maho, görkemi haklı bulmuş olmalıki boğazımı bıraktı. Derin bir nefes aldım ve işgencemin başlamasını bekledim. Gökhan gözlerini yere sabitlemiş bir şekilde duruyordu. Benim ona baktığımı hissetmiş olacakki bana döndü. Maho eline aldığı kırbaç ile bana yaklaşmaya başlayınca gökhan bahane arar gibi etrafa baktı. Maho arkama geçip sırtıma kırbaç ile vurmaya başlamıştı. Bunun daha ağırlarınıda yaşamıştım ancak kalbimin alt tarafından vurulmam biraz sıkıntı yaratabilir. Maho kırbaçlamayı birden bırakıp gökhana döndü; "heval sen kaç yaşindasin?" Dedi gökhan mahoya bakıp; "24 yaşındayim başgan emma neden sormişsen?" Dedi maho aklınca birşey hesaplar gibi duruyordu sonra bana dönüp; "hele sen gaç yaşindesin?" Dedi bense gülerek; "valla ben yıl saymıyorum gelişine yaşıyorum." Dedim tabiki yaşımı biliyordum ama ben yıl saymak yerine gelişine yaşayan biriydim. Maho beni süzüp; "bence bi 25 de sen varsın." Dedi ve; "bende 52 yaşında olduğuma göre..." dedi ve yaşlarımızın galiba toplamını hesaplamaya başladı. Evet beş dakikadır böyle burda bekliyorum. Benim gibi herkesde bekliyor. Maho malı bi işlemin içinden çıkamadı. En sonunda bana dönüp; "ula 25+24+52 kaç ediy?" Dedi yemin ederim mal amk bu. Dışardan gelen silah sesleri ile gökhan ile birbirimize bakıp aynı anda atağa geçtik. Ellerimin bağlı olduğu zinciri hızla çekip kopmasını sağladım. Eş zamanlı olarakda mahoyu dövmeye başlamıştım. Yüzü gözü kan içinde kalmıştı. Mahoyu bırakıp gökhana yardım etmeye başladım. Gökhana doğrultulmuş silahı görünce hızla gökhana silah doğrultan itin yanına gittim ve silah doğrultan eline tekme attım. Silah yere düşünce it sinirle sağ eliyle yumruk atacak gibi yapıp sol eli ile yumruk atmaya çalıştı. Elini havada yakalayıp ters çevirdim. Çıkan 'kıt' sesi ile itin acı içinde bağırması bir oldu. Hadi ama ya alt üstü bir kırık ne kadar çok abarttı'ki. Adamın arkasına geçip ensesine yumruk atarak bayılttım. Gökhan ile sırt sırta verip mağranın içindekiler ile dövüşmeye başladık. İtlerin hepsi silahlıydı. Bizde ise gökhanın keleş ve benim ayakkabımın içine koyduğum çakım vardı. Elimdeki çakıyı gökhana silah doğrultmuş ve tetiğe basmak üzere olan itin kafasına fırlattım. Hedef yerini bulmuştu. Sonra gökhan ile sırt sırta iken bir sırt daha hissetdim. Sonunda melihte gelmişti. Bana silahımı uzatınca ona gülümseyerek silahımı aldım. İtlerin tam kafasında vuruyorduk. Sonunda bütün itler bitince tedbirli bir şekilde saklandığımız duvarın arkasından çıktık. Mahonun yanına gidip bir kolundan tutup onu sürüyerek mağradan çıkardım. Dışarda iki tim vardı. Birisi kartal timiydi ancak ikinci tim kim bilmiyorum. Melih maho piçini benden alıp bir askerin yanına götürdü. Asker maho piçinin dağılmış yüzüne şaşkınlık ile bakmıştı. Mağradaki işimiz bitince herkes kirpilere bindi. Bizde melih ve görkem ile bir kirpiye binip karargaha doğru yola çıktık.

HERKESE SELAM SİZLERE BAZI SORULARIM VAR.

1.SORU: BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ? (BENİM GENE İÇİME PEK SİNMEDİ)

2.SORU: BU BÖLÜM DİĞER BÖLÜMLERE GÖRE KISA OLDU SİZCE KISA BÖLÜMLERMİ YOKSA UZUN BÖLÜMLERMİ DAHA İYİ?
(EĞER UZUN BÖLÜM İSTERSENİZ YAZMASI BİRAZ UZUN SÜRE ALDIĞI İÇİN BÖLÜMLER GEÇ GELİR ANCAK KISA OLURSA İKI GÜNDE BİR BÖLÜM YADA GÜNLÜK BİR BÖLÜM ATABİLİRİM.)

3.SORU: SİZE GÖRE GELECEK BÖLÜMLER NASIL OLMALI? (OKURLARIMIN DÜŞÜNCELERİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ.)

SON OLARAK LÜTFEN YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN. TEŞEKKÜRLER VE İYİ GÜNLER.🇹🇷🇹🇷

ASKER KIZ ~GERÇEK AİLEMMİ?~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin