Yekta bey melihe iyice sinirlenmişti ancak melihin pek umrunda gibi durmuyordu. Halime hanım bu gergin andan kurtulmak adına; "melih hadi sen geç otur yekta hadi sende hazırlanda gidelim." Dedi melih yekta beyin gözünün içine baka baka yanıma oturup kolunu omzuma attı. Yekta bey sinirle ayağa kalkıp yukarı kata çıkmaya başladı. Ecrin ortalarda gözükmüyordu. Odada sadece biyo abiler ve engin kalmıştı. Telefonuma gelen bildirimle telefona döndüm. Gökhan guruptan mesaj atmıştı.
DELİLER GURUBU
GÖKHAN; Oğlum albay sinirden kıpkırmızı oldu.
BEN; Lan bir ara dedim melih şimdi sıçtı dua et halime hanım yekta beyi aldı götürdü😂
MELİH; Oğlum daha dünki adam gelmiş kızım diye sahipleniyor dua etsin üzerine atlamadım.Gelen öksürük sesi ile üçümüz aynı anda kafamızı sesin geldiği yöne çevirdik. Eray; "Ee lal nasıl gidiyor hayat?" Dedi eraya bakarak; "normal gidiyor." Dedim daha sabah kaçırılmıştım ama hayat gayet normal gidiyordu. "Sizin hayat nasıl gidiyor?" Dedi gökhan eray ve biyo abilere bakarak. Eray; "bizimkide normal gidiyor." Dedi özellikle gökhanı inceliyordu. Aklıma gelen şeyle gökhana dönüp; "Gökhan sen erayı tanıyonmu?" Dedim eray bana ters bir bakış atıp; "Lal ben senden büyüğüm." Dedi hiç aldırış etmeden; "sadece bir yaş." Dedim eray gayet ciddi bir şekilde; "sonuçta bir yıl bir yıldır." Dedi hadi ama ciddimisin? Göz devirmemek için kendimi zor tuttum. Gökhan aklına birşey gelmiş gibi; "sen parsın timindemisin?" Dedi eray kafasını sallayıp; "evet." Dedi gökhan ve melih aynı anda bana dönüp gülmüştü. Ulan ben parsı evire çevire dövmüştüm. Üniversite son sınıftık bana yavşıyor diye dövmüştüm. Ben dövdükten sonra peşimi bırakır diye düşünmüştüm ancak pars bir sonraki gün elinde çiçekler ile gelip gene sevgili olma teklifi etmişti. "Ulan gülerseniz ikinizide balkondan aşşağı sallandırırım." Dedim gökhan ve melihe bakarak. İkiside kendini zor tutuyordu. Eray bana bakarak; "neden pars komutanın adı geçince sinirlendin?" Dedi gökhan ve melih gülmemek için kıpkırmızı olmuştu. "Yav yok birşey niye sinirleniyim." Dedim gökhan ve melih salağına bakarak. Kendilerine çekidüzen verip arkalarına yaslandılar. Agaha dönüp; "ecrin nerde?" Dedim agah telefondan kafasını kaldırıp; "o dedemlerde biraz sonra gidince görürsün." Dedi agahı kafam ile onaylayıp bende arkama yaslandım. Halime hanım ve yekta beyde gelmişti sonunda. Yekta bey sert bir şekilde melihe bakarken melih gayet rahat bir şekilde yekta beye bakıyordu. Halime hanım bize dönünce gökhan,ben ve melih aynı anda ayağa kalktık. Sonunda pembe terliklerden kurtulacam. Kapıya gelince postallarımızı giydik. Hep birlikte bahçede durarken melih ve gökhana dönüp; "oğlum ben az önceki yarışı saymam üçümüzde aynı anda geldik. Bu sefer en sona gelen yemek ısmarlasın." Dedim gökhan ve melih beni kafasıyla onayladı. Halime hanıma dönüp; "halime hanım adresi verirmisiniz?" Dedim yekta bey ve biyo erkekleri bizim yarış olayına takılmışlardı galiba. Halime hanım adresi bana attı bende guruba attım. Melih; "iyide oğlum burda yarış yapılacak birşey yokki iki mahalle yukarı sadece." Dedi bende oflayıp; "o zaman yarışı başka zaman yaparız." Dedim engin melihe bakarak; "şey senden birşey isteyebilirmiyim?" Dedi melih engine bakarak; "elbette ne istiyorsun?" Dedi engin biraz çekinerek; "şey bende seninle gelebilirmiyim yani arkana binebilirmiyim?" Dedi melih bana dönüp kısa bir bakış attıktan sonra; "tabi gel bakalım." Dedi önce kendi bindi ve sonrada enginin binmesini bekledi. Halime hanım; "agah, fatih ve lale bir araba yekta,ben ve eray bir araba gidelim." Dedi herkes onu kafası ile onaylayınca konaktan çıktık. Gökhan ve ben hızla önden gitmeye başladık. Melihte bize yetişmişti. Enginin kafasındaki kask yüzünden sadece gözleri gözüküyordu. Arkamızdan da iki araba geliyordu. Büyük bir konağın önüne gelince durduk. Koruma başta bizi içeri almıyordu ancak engini ve arkadaki arabaları görünce içeri aldı. Motorumu bahçenin içine park etdim ve motordan indim. Yuh amk bu ne kadar kişi. Melih ve gökhan da motorlarını park etmişi. Engin kafasındaki kaskı çıkarıp melihe uzattı melih kaskı alıp motordaki bölmeye koydu. Engin yaşlı bir adamın yanına gidip elini öptü. Bu sırada yekta bey ve halime hanımlarda gelmişti. Yekta bey babasının yanına gidip elini öptü daha sonrada annesi olduğunu düşündüğüm yaşlı kadınında elini öptü. Yekta bey gibi halime hanım ve biyo abilerde gidip yaşlı çiftin elini öptüler. Herkes bize bizde herkese tek tek bakıyorduk. Yekta bey boğazını temizleyerek; "baba bu kızım lal buda arkadaşları-" Derken sözünü kesip; "bunlarda kardeşlerim melih ve gökhan." Dedim içlerinden bir kız çıkıp; "ayy şuna bak saygı hiç yok. Şimdiden belli ne halt olduğu." Dedi onu umursamadan dede beye bakmaya devam etdim. Dede bey elini uzatarak bizi yanına çağırdı. Yanına gidip bizde elini öpüp annımıza koyduk. Dede bey bize bakarak; "içeri geçin içerde tanışalım." Dedi onu kafamızla onaylayıp resmen sürü halinde içeri girdik. Salon olduğunu düşündüğüm bir yere geçtik. Ev baya büyüktü yoksa bu kadar kişi bir salonda toplu oturamazdı. Gökhan,melih ve ben üçlü koltuğa oturduk sağımda melih ve solumda gökhan vardı. Dede bey bize dönüp; "Ben Hakan Bozkurt ve Eşim Songül Bozkurt."(ŞEHİT YARBAY SONGÜL YAKUT GERÇEK BİR TÜRK KAHRAMANIDIR.) Dedi. Hakan bey sert yapılı bir insana benziyordu. Songül hanım bize bakarak; "tanıştığıma memnun oldum." Dedi bizde kafamızı sallayıp aynı anda; "bizde memnun olduk." Dedik ben sağ kolumu kaldırıp kanepeye yaslarken melih ve gökhanda benim gibi sağ kollarını kanepeye yaslamıştı. Üniversiteden beri birlikte olduğumuz için hareketlerimiz bile aynı olmaya başlamıştı. Songül hanım; "Şimdi torunum sana amcalarını tanıtayım; en büyük oğlum habil ve karısı hira. Çocukları; fethi,umut,devran ve devrim. İkinci en büyük oğlum kabil karısı pelin. Çocukları; pervin,fırat,serhat ve gizem. Üçüncü en büyük oğlum ramazan karısı jale çocukları orçun,ılgın ve kader. Dördüncü en büyük oğlum yekta yani baban. Beşinci en büyük oğlum veli karısı zeliha çocukları gökmen ve görkem. En küçük oğlumda uraz karısı remziye çocuklarıda selim,duygu,irem ve barış." Deyip derin bir nefes aldı. Oğlum ben dinlerken yoruldum. Bu kadının nefesi hepsini anlatmaya nasıl yetdi. "Fethi evli karısı gülistan ve iki çocuğu var isimleri zeynep ve zeliha." Diyerek anlatmaya devam etdi. Oğlum herşeyi aklında tutabilen ben bu akraba işlerini hepten karıştırmıştım. Songül hanım en küçük oğlu urazında çocuklarının evli olanların karılarının isimlerini ve çocuklarının isimlerini söyleyip tekrardan bir nefes aldı. Gökhan bana dönüp kulağıma; "ben hiçbirşey anlamadım amk tek anladığım bu kadındaki ciğerlerin sağlamlığı." Dedi songül hanım yalandan öksürüp; "Ee kızım birazda sen kendini anlat ha bu arada mardinliyiz ve bozkurt adında aşiretimiz var." Dedi kadın anlat anlat bitiremedi amk. Sıra bana gelince; "adım lal soy adım kara ve adanalıyım." Dedim hakan bey; "başka?" Dedi ney başka amk daha ne anlatayımki? "Başka ne anlatayım?" Dedim hakan bey; "kardeşlerini, mesleklerinizi felan." Dedi sağımdaki melihi gösterip; "melih barbaros kendisi adanalı ve cerrah." Dedim melih bomba uzmanıydı yani bir nevi cerrah gibi. Solumdaki gökhanı gösterdim; "Gökhan tunalı oda mersinli kendisi bilişim ögretmeni." Dedim (gökhanın soy ismi ve memliketini unutdum bundan sonra gökhanın soy adı ve memleketi bu.) Gökhan teknoloji ile uğraştığı için bilişim öğretmeni demiştim. "Son olarak bende-" demiştimki irem denilen kız sözümü kesti; "boş boş gezen ona bunu kardeşim deyip paralarını çalan hırsızmı?" Dedi gülerek. Ulan dua et burda albay var yoksa sıçtıydım kafana. İrem denilen kıza dönüp; "yok ben sen değilimki öyle şeyler yapayım. Ben bilgisayar mühendisiyim." Dedim irem denilen kız bana sinirle bakıp önüne döndü. Yekta bey konuyu değiştirip babasına birşeyler anlatmaya başladı. Sonunda gözler üzerimizden çekilmişti. Telefonuma gelen bildirim ile telefona döndüm.
DELİLER GURUBU
GÖKHAN; Oğlum bu ne lan biran önce çıkalım burdan.
BEN; İşimiz çıktı deyip gitsek ayıp olurmu?
MELİH; Lan mal saçmalama seni görmek tanımak istemişler şuan gidersek ayıp olur.
BEN; Oğlum ben şu kıza gıcık oldum.
GÖKHAN; İrememi?Yazmıştı kafamı telefondan kaldırmadan; "İrem etrafı görebilmek için gözlerine ihtiyacın varmı?" Dedim telefonuma bakmaya devam ederken bu sözlerim üzerine herkes bize dönmüştü. İrem bilmiş bilmiş; "tabikide var yoksa etrafımı nasıl göreyim." Dedi ben hala telefonuma bakmaya devam ederken; "ozaman kardeşimin üzerinden o gözlerini çek deşmeyim." Dedim remziye hanım; "hadsiz sen hangi hakla kızımı tehdit edersin." Dedi kafamı sakince telefondan kaldırıp tehlikeli bir şekilde remziye hanım ve ireme baktım. "Ben tehdit etmem sadece uyarırım." Dedim irem bana tiksinir gibi bakıp; "uyarırmış havalara bak ya söylesene yüzünde kaç tane estetik var?" Dedi bense sakince; "bu soruyu sana sormalı allahın vermediği güzelliği estetikte bulabilmek için ne kadar para harcıyorsun? Gerçi sende haklısın nasıl olsa baba parası." Dedim irem mos mor olurken; "ulan değişik gebertirim lan seni" Dedi ve eş zamanlı olarak gökhan, melih ve ben ayaklandık. Ben hızla gidip iremin boğazına yapışmıştım. Uraz bey uzaktan bizi izliyordu. İremin abileride hiçbirşey yapmıyordu. Remziye hanım bana atakta bulunacakken ona bir tekme attım. Bunun üzerine melih ve gökhanda iremin abileri ile dövüşmeye başladı. Kuzen tayfasından bazılarıda melih ve gökhana vurmaya çalışıyordu ancak vuramıyorlardı. İremin yüzüne bir yumruk daha atdım yekta bey bizi durdurmaya çalışıyordu. Birkaç kere asker durun diye bağırdığını duymuştum ama duymazdan gelmiştim. En sonunda "asker durun." Diye kükreyince melih gökhan ve ben hazırola geçip bir adım geri gitdik. Yekta bey önümüzde durup; "niye dövüyorsunuz lan kuzenlerinizi?" Dedi olum ben cezalı değilmiyim niye ben hazırolda bekliyom. "Valla komutanım gördünüz tahriş etdiler hem ben zaten cezalıyım şuan asker sayılmıyorumki." Deyip geri iremin üzerine atlayacakken melih ve gökhan beni kollarımdan tuttu. Of ya yekta bey bana bakarak; "asker dur durduğun yerde." Dedi bende mecburen geri eski yerime döndüm. Bütün aile şaşkınlık ile bize bakıyordu. Yekta bey tam ağzını açmıştıki telefonum çaldı.
HERKESE SELAM BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ? ACEBA İREMİ NASIL DÖVDÜĞÜNÜDEMİ YAZSAYDIM? BÖLÜM HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZMAYI UNUTMAYIN. OKURLARIMIN DÜŞÜNCELERİ HEP DEDİĞİM GİBİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ. YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN.
TEŞEKKÜRLER VE İYİ GÜNLER...Arkadaşlar 12.bölümde bir hata olmuş ve hikayenin sadece yarısı yüklenmiş. Normalde bölüm nerdeyse 1.000 kelime felan ikin sadece 500ü yüklenmiş o yüzden bölümü silip yeniden paylaşacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER KIZ ~GERÇEK AİLEMMİ?~
AventuraVatan sevmek ne erkek işi nede kadın işi. Vatan sevmek sadece yürek işi... Kıdemeli Üsteğmen Lal Kara. Bütün hayatı bir yalandan ibaret olan ve çocukluğu elinden alınan bir kadın asker. 24 sene boyunca öz olmayan kızları tarafından nerdeyse dağılac...