⭐ Ölüm ve Vasiyet ⭐

252 8 18
                                    

28 Ekim 1620

" Ölüm günümde tabutum yürüyüp gitmeye başladı mı, bende bu cihanın gamı var, dünyadan ayrıldığıma tasalanıyorum sanma; bu çeşit bir şüpheye düşme. Bana ağlama, yazık yazık deme.

Şeytanın tuzağına düşersem, işte o zaman yazık yazık demenin sırasıdır. Cenazemi görünce ayrılık, ayrılık deme. O vakit benim buluşma ve görüşme zamanımdır. Beni kabre indirip bırakınca; sakın elveda, elveda deme. Zira mezar cennetler topluluğunun perdesidir.

Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret. Güneşe ve aya batmadan ne ziyan gelir ki? Sana batmak görünür; ama o, doğmaktır. Mezar hapis gibi görünür; ama o, canın kurtuluşudur.
Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun? Hangi kova kuyuya salındı da, dolu dolu çıkmadı? Can Yûsufu ne diye kuyuda feryad etsin?

Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç. Zira senin hay u huyun, mekânsızlık âleminin fezasındadır."

...

***

Gece

Hastaydı Mahfiruz. Hem de çok hastaydı. Kan kusuyor, nefes almakta da zorlanıyordu. Bilhassa da son bir aydır böyleydi. Haremde eğlence verdiği bir gecede rahatsızlanmış ve dahi hemen dairesine alınmıştı. İşte o günden beridir yatak döşek yatmakta sanki öleceğini anlamışcasına da evlatlarıyla vedalaşmaktaydı.

...

" Osman'ım... Evladım... Gayrı benden ümidini kes. "

" Hayır validem ! Allah'ın izniyle iyi olacaksınız. Ayağa kalkacaksınız. Ben de bunun için ne lazım gelirse yapacağım. "

Varılacak olunan akıbeti kabullenmek istemiyordu Osman. Zira kalbi ana sevgisiyle dolu bir evlat olarak validesini yitirmekten korkuyordu.

" Osman'ım beni dinle... Hakk bana göründü. Bu sebepten beni daha da yorma. Dinle... Kardeşlerin sana emanetimdir. Onların canlarına zinhar el uzatmayasın, şeytana uyup da onlara kıymayasın. Ve... Ve teyzen... Şahincan... Onu yerime vekil kıldım. Gayrı... Bundan böyle büyüğün de anan da odur. "

" Validem demeyin böyle.  "

" Abla... Ablacığım... "

...

Diğer günlere nazaran bitkindi Mahfiruz. Bir gül goncası misali daha açamadan solmuş, bir vakitler Sultan Ahmed'i yakan o firuze gözlerin ateşiyse çoktan sönmüştü.

" Bir de... Bir de ölmeden yerimizi tayin edelim arslanım. Beni... Beni müridesi olduğum Eyüp Sultan'a gömün. Mekanımı, kabrimi orası belleyin.  "

" Validem yalvarırım susun. Allah aşkına böyle konuşmayın.  "

Ölüm karşısında renkten renge giren anasının o hiç sönmez dediği güzel çehresinin dahi nefessizlikten morardığını gördükçe çaresizlikten çaresizliğe sürüklenmişti Osman. Hüzünler deryasından, korkulara oradan da acizlik makamına evrilmiş, harelenmişti bir anda.

" Osman'ım seni evvela Allah'a ardından da Şahincan'a emanet ettim. Osman... Osman'ım... Kardeşlerini... Evlatlarımı koru. Koru ki, Allah da seni korusun.  "

O an Mahfiruz Valide'nin narin başı dayamış olduğu yastıktan aşağıya doğru düşmüş ve dahi dairedekilerin galeyanıyla etrafta hayır etmez bir koşuşturmacadır başlamıştı.

" Abla !  Abla !   "

" Validem !  Validem... Hekim Kadın bir şeyler yap, validem gidiyor !  "

...

Bu çırpınışların gölgesinde son bir hırıltı çıkmıştı Mahfiruz'un ağzından. Belli belirsiz ince bir sesti bu.

" Osman'ım... "

...

Şafağa dek validesinin naaşının başında beklemişti Sultan Osman. Öyle ki hüzünle titreyen mumların ışığında validesinin misk kokulu dalgalı kumral saçlarını okşamış ve dahi ay ışığı denli göz kamaştıran o kar beyazı yüzüne uzun uzun da bakmıştı.

" Validem... "

...

Vefatında otuz yaşını doldurmuştu Çerkes Sultan. Evet henüz çok gençti. Allah bilir ardında nice hevesler, düşler bırakıp da varmıştı ebedi istikametine.

O ki Kafkasya'nın Hansuret'i, Osmanlı sarayının Hatice'si ve dahi Sultan Ahmed Han'ın da Mahfiruz'uydu.
Osman'ın, Hanzade'nin, Hatice'nin, Bayezid'ın, Süleyman'ın, Hüseyin'in ve dahi Zeynep'in talihli anasıydı.

Mahidevran Sultan'ın intikamını alan, Osmanlı'ya alemâra bir padişah oğul veren, kısacık valideliğinde Eyüp'e bir cüzhane diken, taze bir fidanken zalım hastalığa düşüp de ölümün pençesinde yenilen bir ulu kadındı o.

Ah...

Mekanı cennet, makamı da en yücelerde olsun inşallah.

Amin.

***

Ya Allah, indim bu ateşefşan aleme,
Hat eyle ey adem-i muhammedi bu felaketdide halime,

Çeşmi giryanım bi pak evladım Osman Han,
Cihan tahtı nasip idü şehinşahi oldu elhamdülillah heman,

(...)

Mah-i Firuz nam bi aciz kulun feryadı figan eyler,

(...)

Ah imdi kalbime huzur eyle ya rabbim.

...

* SON

ÇERKES SULTAN : MAHFİRUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin