⭐ Hünkarın Mücevheri ⭐

239 13 20
                                    

1607

8 Ay Sonra

Vakit hasıl olmuş ve Ahmed'in kadınlarından Fatma Ferahşad doğum döşeğinde yerini almıştı.

Avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Üzerindeki sabahlığı terden sırılsıklam olmuş ve yeşil gözleri de hararetin etkisiyle kanlanmıştı.

" Az kaldı. Size zahmet biraz daha sıkın dişinizi. "

Zor bir doğumdu bu. Öyle ki Fatma yeterince kan kaybetmiş ve daha bebeğini dünyaya getiremeden kireç gibi olmuştu. Ömrünce böyle bir acı çekmemişti Boşnak Haseki. Bu ilkti ve iliklerine dek hissediyordu.

" Aaaaaa! Aaaaaa...  "

Kız kardeşi Adilşah ise yanındaydı. Hemen yanıbaşında... Kah onun elini tutuyor kah da eline aldığı bir bezle alnında boncuk boncuk beliren terleri siliyordu.

" Hanımım pek az kaldı. Son bir kez daha ıkınsanız hele. "

" Aaaaaaaaaaa !  Aaaaaaıııaaaa !!! "

Bu ve bu gibi ıkanmaların çok sonrasında bir bebek sesiyle inlemişti daire. Evet beklenen bebek doğmuştu. Ebelerin elinde dolaşıyor, ebeler de onun ne denli sıhhatli olduğuna bakıyordu.

" Müjdeler olsun hanımım, ayı ve dahi güneşi kıskandıracak bir kız doğurdun. "

" Kız..."

Gülümsemişti Fatma. Ve hemen yerinden doğrulmuş, kollarını evladına kavuşmak istercesine açmıştı.

" Kızım... Ah, çok küçük... "

" Maşallah hanımım. "

Evladını alıp analık hissiyle bağrına bastırmıştı Fatma Haseki. Akabinde de kızının alnına minik bir buse kondurmuş ve kızını teyzesine göstermişti.

" Adilşah bak, çok güzel öyle değil mi ? "

" Güzel olmaz olur mu hiç ?  "

Şimdi herkes mutluydu. Doğum sağ salimen gerçekleşmiş ve böylelikle hanedana yeni bir sultan daha dahil edilmişti. Gayrı sıra bu muştuyu her yana yaymaktaytı. Evvela saraya ve en evvela Sultan Ahmed'e...

...

***

Dairesinde huzursuzca dolanmaktaydı Mahfiruz. Nasıl ki Fatma'nın sancıları başladı, diye haber almış o zamandan beri uyuyamamıştı.

Gerçi oğlan doğursa bile bu rakibesinden yana bir korkusu yoktu Mahfiruz'un. Zira Fatma pek iyi pek uysal olup ona karşı pek de saygılıydı.

" Ya oğlan doğurunca bana cephe alırsa ? "

Kötü düşünceleri aklından bir türlü atamıyordu Çerkes Haseki. Her ihtimali kayda alıyor ve odası içinde kendi kendini yiyip duruyordu.

...

" Sultanım... "

Gelen nedimelerinden Mürgüşah'tı. Aralık kalan daire kapısından içeri girmiş ve az evvel gizlice koridora çıkıp doğum adına bekleşip duran cariyelerden haberi almıştı.

" Öğrenebildin mi ?  Dur, yoksa erkek mi doğurmuş ? "

" Endişeye mahal yok sultanım. Öyle ki bu da kız !  Fatma Hatun da kız doğurmuş. "

" Şükürler olsun ! "

Nedimesinin bu yürek ferahlatan sözleri üzerine su dolu gümüş tasın kulpundan tutup bir nefeste içmişti Mahfiruz Sultan. Akabinde de sanki doğumu kendi yapmışcasına coşmuş ve takılarını sakladığı gömme dolabından bir yakut kolye çıkarıp getirdiği bu güzel haber için Mürgüşah'a vermişti.

ÇERKES SULTAN : MAHFİRUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin