(50) ÖZEL BÖLÜM

1.3K 77 125
                                    

Yeni bir yıla girmeye saatler kala gözlerimin önündeki manzaraya bakıp burnumu çektim. İkizleri evde bırakıp Pare ve henüz dört aylık olan Göktürk'ümle Paris'teki olimpiyatlardaydık.

Bir yıl boyunca çalıştığım öğrencilerimin çoğu gümüş ve bronz madalya ile ülkemizi temsil ederken finalde güreşte altın madalyayı göğüsleyen öğrencime bakıp ağlıyordum. Hormonlarım hala düzene girmemişti ve korkarım ki ömrümü bir lohusa olarak geçirecektim.

Ben bu anne olmayı, öğretmen olmaktan daha çok sevmiştim. Bu bambaşka bir şeydi ve onunla çoğalmak... Nasıl anlatabilirim ki Peşrev ömrümdeki en güzel şeydi. Buradan sonra ikizleri alıp Türkiye'ye geçecektik. Hepsini öyle özlemiştim ki.

Elini belimde hissedince gözlerimi sildim. "Yavrum." Pare ve Göktürk arabalarında uyuyordu. "Röportaj için seni bekliyorlar."

Kalp atışlarım bir anda hızlanınca elini tuttum. "Yapamayacağım sevgilim. Heyecandan ölmek üzereyim."

Beni kendine çekip dudağımdan öpünce gözlerimi kapatıp nefesini kokladım. Nefesi benim huzurumdu. "Sen dört çocuk büyütüp kariyerini zirveye taşımış ve tüm bunların içinde bana vakit ayırıp dünyanın en mükemmel adamıymışım gibi hissettirmiş bir kadınsın yavrum."

"Yanımda dur ve elimi tut. Elimi tutmazsan düşerim Peşrev." Ellerim sakallarının üzerindeydi.

"Bana bırak o halde kendini." Çocukları dadıya bırakıp kameraların olduğu tarafa doğru yürürken ayak parmaklarımda yükselip kulağına fısıldadım.

"Kendimi sana bırakmam konusunda pek emin değilim sevgilim."

Gülerek baktı. "O nedenmiş?"

"Bunu ne zaman söylesen ben hamile kaldım da ondan."

Attığı kahkaha bakıp dudağımı ısırdım. "Bak şimdi ben bundan neden tahrik oldum?"

Omzuna vurdum. "Yürüyen lipido olduğun için olabilir mi koca adam?"

"Buradan sonra bir otele mi gitsek?"

"Peşrev!"

Ellerini havaya kaldırdı. "Şakaydı."

El ele kameraların önüne geçerken sponsorum Aytül Hanım sağ tarafıma geçti. "Çocuklar mükemmeldi Ova."

Başımı salladım gülerken. Herkes beni izleyecekti ve bu yüzden kalbim bir türlü sakinleşmek bilmiyordu. Bana doğru uzatılan mikrofona baktım. Peşrev'in parmakları parmaklarımın arasına sızmıştı. "Öğrencilerinizin arasından finalist bekliyor muydunuz Ova Hanım?"

Hafifçe öksürdüm. Öğrencim boynundaki altın madalyayı baş örtüsünün üzerinden geçirdi ve yüzünü süsleyen gururlu gülümsemesi ile yanıma gelince kolumu beline sardım.

"Bazı şeyleri çok öncesinden hissedersiniz. Buraya gelirken hem çok heyecanlı hem de çok gururluydum çünkü akademimdeki bütün öğrencilerime sonsuz bir güvenle yola çıkmıştım. Başarı çok yakındı ve verilen emekler karşılığını bulacaktı. Böyle hissediyordum. Ve sonuç..." Elimle onu gösterdim. "Çokça gururluyum ve heyecandan konuşmakta epey zorlanıyorum. Kazanan bütün gençleri tebrik ediyorum."

PEŞREV Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin