(38) BÖLÜM

1.3K 114 163
                                    

Yeni bölüm sizlerle💕keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yeni bölüm sizlerle💕keyifli okumalar

Bol yorum diyeceğim ama kimse dinlemeyecek o yüzden yıldıza basmayı unutmayın gari🥹

***

"Peşrev!" Düşeceğim diye yüreğim ağzıma gelip geri gidiyordu. Kollarımı düşmemek için mecburen beline doladığım için oldukça keyifliydi fırsattı herif. Aklını alacağım derken şaka yapmıyormuş üstelik. Azalan binalardan ve şehir gürültüsünden İstanbul dışına çıktığımızı anlamıştım.

Bana göre tehlikeli ona göre ise havalı olan hareketlerle çarpıntımı tetikliyordu. "Aklını almaya gönül kuşum!" demişti. Aklımı başımdan alalı çok oluyordu halbuki.

Rüzgarın şiddetinden bunu ona söyleyememiştim tabii. Başımdaki kask yüzünden onu duyamıyordum. Tam otuz dakikadır motor üzerindeydik. Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Bir ara durup benim için deri mont almıştı. Üşümüyordum artık.

Dinlenmek için kenara çektiği ve havalı bir şekilde başındaki kaskı çıkartı. Hülyalı hülyalı ona bakarken, "Aklımı," dedim gözlerim kapalı gülümserken. "Şimdi aldın. Aslanım." Devamında söylediğimi o duymamıştı elbette. Ona içimden geldiği kadar aslanım diyebileceğim günleri iple çekiyordum.

"Bu daha bir başlangıç," dedi ve göz kırptıktan sonra kaskını taktı. Yerime yerleştiğime emin olunca bir anda gaza yüklendi. Her şey olması gerekenden daha güzeldi. Korkuyordum. Bu fırtına öncesi sessizlik gibiydi.

Teşkilat olaya el koymuş ve hayatımızı güvence altına almıştı. Bu bir nebzede olsa yüreğime su serpiyordu. Yine de içimi huzursuz eden birtakım şeyler vardı. Goşa denen örgütün sessizliği gibi Farhan'ın hala ortaya çıkmamış olması gibi Peşrev'in yeniden teşkilatın operasyon kolunda olması gibi. Buna benzer bir sürü etken sıralayabilirdim.

Bize doğru hızla yaklaşan motorlu bir grubun elinde yanan meşalelerle uzaklaşmasına bakarken kafamın içinden bir sürü soru geçiyordu. Çünkü hepsi de geçerken sırayla bize bakmıştı.

Neler oluyordu yine? Bir şey de soramadığımdan meraktan ölüyordum. Otobandan çıktıktan sonra iki yanı ağaçlarla çevrili dar toprak bir yola girdik. Yol taşlıydı bu yüzden hızını azaltmak zorunda kalmıştı. Uzun bir süre o yolda ilerlerken ikimiz de fazla sessizdik. Yolda bir sürü teker izi vardı. Dakikalar önce yanımızdan geçen grubu takip etmiyorsak benim adım da Ova değil. Yine nasıl bir belaya bulaşıyorduk acaba?

Ağaçlık yoldan çıktığımızda bizi kocaman bir pist karşıladı. Buraya neden geldiğimize dair en ufak bir fikrim yoktu. On motorun üzerinde ikişer kişi vardı. Hepsi neden bir araya toplanmıştı? Herkes simsiyah giyinmişti üstelik. Motorlardan çıkan yüksek ses tüylerimi diken diken ederken yaptıkları hareketler göz bebeklerimi irileştiriyordu.

PEŞREV Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin