ŞİŞEDEKİ FIRTINA
Bölüm: 31
Zaman her şeyin ilâcı derler, doğru muydu, bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey vardı ki o huzurlu olduğum tek an uykunun kollarında şuursuzca gezindiğim anlardı. Aksi gibi düşünedurmaktan kafayı yiyordum.
Uykunun en tatlı anlarından sıyrılırken, belimi sıkı sıkı kavramış kolların arasına kedi gibi kıvrıldım. Ağzımdan keyifli bir şekilde dökülen mırıltıların eşliğinde gözlerimi açtığımda etrafa ayran budalası gibi bakıyordum. Sabah sabah niye böyle mutluydum bilmiyorum, bildiğim tek şey tüm gece deliksiz bir şekilde uyuduğumdu. Ozan Ali bile uyanıp uykumu bölmemişti. Ben gece yastığa kafamı nasıl koyduysam öyle uyanmıştım. Bunalmama sebep olan tek şey boynumu yakan o sıcak nefesti, onun dışında çok rahattım.
Sıcak nefes?
Boynum...
Bir dakika!
Bir anda dank eden gerçekle kafamı eğdim ve belimi sıkı sıkı kavramış ellere korkuyla baktım. Ardından omzumun üzerinden dehşetle geriye baktım. Kafasını boynuma gömmüş öylece uyuyan Mirşad'ı gördüğümde kan beynime sıçradı. Dalga mı geçiyordu benimle? Yanıma yatmak da ne demekti?
Hiç düşünmeden belimdeki kollarını çözdüm ve vakit kaybetmeden onu geriye doğru ittiğimde koltuktan düşerek sırt üstü yere yapıştı.
"Ahhh," inleyerek gözlerini açtığında ağız dolusu küfretti, Mirşad. Canı çok acımış olacak ki kesik kesik nefes alıp vermeye başladı. Onun acı çeker halde gördüğümde bir an için pişman olsam da çok kısa sürdü bu durum.
"Eflin," diye inledi Mirşad, gözlerini acı içinde kalmış ifadesiyle yumarken. "Derdin beni öldürmekse daha güzel yöntemler var güzelim." Derin derin nefes alıp verirken, koltuğun altından kavrayarak uzandığı yerden doğrulmaya çalıştı. Doğrulduğu gibi de acıyla inleyerek gerisin geri yere uzandı.
Sanırım sakatlanmıştı!
"Gözün aydın yavrum, felç oldum," dediğinde gözlerimi devirdim.
"Abartma, alt tarafı koltuktan düştün!"
"Düşmedim, ittin," diye düzeltti beni acı içinde kıvranırken. "Ayrıca şaka falan yapmıyorum. Belimi hissetmiyorum. "
"Yalan söylüyorsun!"
"İnanma sen! Bana bakmaya başladığında anlarsın yalan mı söylüyorum, doğru mu?"
"Umurumda değil. Doğruysa bile sonuna kadar hak ettin. Hem ne işin var senin benim yanımda?" dedim dik dik yüzüne bakarken. Yerde acılar içinde kıvrandığı zerre umurumda değildi. "Belânı mı arıyorsun? Ben senden uzak durmaya çalıştıkça ne diye burnumun dibinde bitiyorsun?"
"Gece tuvalete gitmiştim, uyku sersemi karıştırmışım yerimi," dedi dünyada duyduğum en saçma yalanı söylerken. Pes dercesine ona baktığımda anında savunmaya geçti. "Ne var kızım, yalan mı söyleyeceğim? Karıştırmışım işte! Yatak diye koltuğa yatmışım. "
"Çocuk mu var senin karşında?" dedim tek kaşımı kaldırarak ona baktım. "Koca yatağı bu koltukla nasıl karıştırmış olabilirsin? Bir de yapışmışsın Arizona Kertenkelesi gibi! Uzak dur diyorum benden, anlamıyor musun? Uzak dur!"
"Ben burada acıdan iki büklüm olmuş kıvranayım, sen tepemde vır vır konuş. İnsanlık namına bir iyi misin deseydin önce!"
"Sana hiçbir şey olmaz," dedim koltuktan inerken, üzerinden adımlayarak beşiğe doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şişedeki Fırtına ✔
Teen Fiction"Âşık oyun oynar mıydı?" Hayatımı camdan bir şişenin içinde yaşadığımı bilmiyordum. Ta ki şişenin içinde kopan fırtınayla düzenim altüst olana dek. Bilmediğim bir şehirde, esasen bana yabancı olan bir adama tutunmuş, kurtuluşu riyada aramıştım. En...