Ş.F | Bölüm: 15

6.9K 385 86
                                    

ŞİŞEDEKİ FIRTINA

Bölüm: 15

"Kalk," dedi babam ayağa kalkıp elimden tutup beni kaldırdığında. "Kalk, gidiyoruz," dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden beni çekiştirerek yürümeye başladığında dank etti sinsi gerçek. Ben saniyeler önce beni kurtaran adamı sattım, değil mi?

"Baba," dedim ancak babam beni dinleyecek gibi değildi. Elimden tutmuş beni peşinden sürüklerken, ağzının içinden alayına Mirşad'a saydırıyordu. Mirşad ailemi bana vermek için kendini ortaya atmış, yapmadığı bir şeyi yaptım demiş, işlemediği bir günahı yüklenmişti, ben ne yaptım? Ben ona ihanet etmekten öte ne yaptım? Ben şimdi onu nasıl koruyacaktım?

Bu saatten sonra mümkünü yok babam artık beni dinlemez, burada kalmama izin vermezdi. Dakikalar içinde restaurantın önüne geldiğimizde vakit kaybetmeden arabasına doğru yürüdü babam. Mirşad ve amcam etrafta görünmüyordu ki kuvvetle muhtemel içerideydiler.

Arabanın kapısını benim için açtığında babam, "Hadi bin," dedi itiraz kabul etmez bir şekilde. Tereddüt dolu bakışlarımı fark ettiğinde seslice nefesini verdi babam. "Korkma Nil'im," dedi yüzümü avuçlarının arasına alıp dudaklarını alnıma bastırırken. "O adam sana hiçbir şey yapamaz. Kaldı ki seni oğlundan ayıracak değilim. Söz veriyorum, oğlunu almadan gitmeyiz."

"Baba..."

"Hadi Nil," diye direttiğinde çaresizce arabaya bindim. "Ha şöyle kızım, babana güven sen." Kapıyı kapattığı gibi arabanın etrafında dolandı babam, direksiyonun başına geçtiğinde beklemeden arabayı çalıştırdı.

"Baba, amcam," dedim vakit kazanmak için. Bakışlarım etrafta gezdiriyor, amcamdan ve Mirşad'dan bir iz arıyordum. "Onu burada mı bırakacağız baba?"

"Amcan başının çaresine bakar, sen merak etme," diye kızdı bana babam. Derdimin farklı olduğunu anlamıştı. Babam arabayı çalıştırdığında, restaurantın kapısında amcam ve Mirşad göründü. Mirşad anlam veremeyen bakışlarla bana bakarken, dayanamadım kafamı çevirdim. Ona ihanet etmiştim. Yüzüne nasıl bakardım?

"Eflin!" diye bağırdı gür sesiyle. "Eflin nereye gidiyorsun? Eflin! İn o arabadan, Eflin!"

Araba harekete geçtiğinde görüp görebildiğim tek şey Mirşad'ın peşimizden koştuğuydu. Delirmiş gibi bağırırken, sesini duyabiliyordum. Göz ucuyla babama baktım, yola odaklanmış tek kelime etmiyordu. Gergin siması ve çatık kaşlarından anladığım babamın bu konuda konuşmak istemediğiydi.

Yola çıkalı birkaç dakika olmuştu ki telefonum çalmaya başladı. "Açma," dedi babam. "Kapat şu telefonu Nil!"

Ekrandaki ismi okuduğumda güçlükle yutkundum. Babamı dinleyemezdim. Mirşad'a bir açıklama borçluydum, aksi gibi delirirdi. Titreyen parmaklarımla ekranı yana kaydırdım ve telefonu kulağıma götürdüm. Henüz tek kelime edemeden Mirşad'ın gür sesi arabanın içinde yankılandı.

Nefes nefese kalmıştı ki, "Nereye götürüyor seni?" diye bas bas bağırdı, Mirşad. Yanında amcamın sesi geliyordu ve anladığım kadarıyla ikisi de peşimize düşmüştü. "Eflin, bana cevap ver, nereye gidiyorsunuz? Nereye götürüyor o adam seni? Eflin!"

"Mir," dedim ancak devamını getirecek cesareti bulamadığımdan sustum. Ne diyebilirdim ki! Yanımda babam, "Kapat şu telefonu dedim sana," diye bağırırken, hattın diğer ucunda Mirşad delirmiş gibi bana sorular soruyordu.

"Kapat şu telefonu, Nil!"

"Eflin bana cevap ver!"

"Mir, eve gidiyoruz," diye fısıldadım ancak duyduğundan emin değildim. "Eve gidiyoruz," diye yinelediğimde babamın delici bakışları beni buldu, korkuyla yutkunduğumda telefonu hızlıca kapattım.

Şişedeki Fırtına ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin