Ş.F | Bölüm: 34

6.9K 473 178
                                    

ŞİŞEDEKİ FIRTINA

Bölüm: 34

Söz konusu sevdiklerim olduğunda bir sınırımın olmadığını, canım pahasına bile olsa harekete geçeceğimi biliyordum. Yapardım da uçurumun en dibine bile tereddüt etmeden giderdim. Hemen birkaç metre ötemde başına neler gelebileceğini kestirmeden gelen arkadaşımın da benden pek bir farkı yoktu ki kalkıp buralara kadar gelmişti.

"Öldürürüm, seni! Benim arkadaşıma ne yaptın sen? Ne yaptın, nerede Nil?"

"O sesini kes! Bağırıp durma!"

"Bak hâlâ konuşuyor. Bırak beni Elo parçalayacağım ben bu dalavereci dolandırıcı adamın dersini vereyim."

"Bağırma! Kes o sesini yoksa ben keseceğim!"

"Seni parçalarım! Seni on milyon parçaya ayırırım. Sen kimsin be adam? Sen kimsin ki bana kes sesini diyorsun? Seni.."

Aklını yitirmiş gibi ortalığı ayağa kaldıran arkadaşımı durdurmam gerekti. İyi olduğuma inandırmam gerekti. En önemlisi de o tiz sesini kısmam gerekti. Aksi gibi hepimizin sonunu getirecekti.

Kolumda bana ağırlık yapan çantayı yere attım, Ozan Ali'yi sıkı sıkı kavrayıp dikkatli bir şekilde merdivenleri indim. Sesleri duyan Ozan Ali ben koşmaya başlayınca oyun oynadığımızı sanmış olmalı ki kahkahalar atmaya başladı. Ayağımdaki topuklu ayakkabılar beni zorlasa da nihayetinde konağın kapısına vardım. Derin bir nefes çektim içime ve cesaretimi yitirmeden kendimi dışarıya attım.

Sezen aklını yitirmiş gibi Mir'in üzerine yürüyor, Elif ve kapıda görevli olan Murat onu belinden tutmuş güç bela zapt etmeye çalışıyorlardı ki beni korkutan şey Mirşad'ın o delici bakışlarıydı. Delici gözleri Sezen'in üzerine sabitlenmiş ona, onu öldürmek istiyormuş gibi bakıyordu.

Öldürürdü de!

"Seni şerefsiz piç kurusu!" Aman Allah'ım kıyamet kopacak! "Nerede lan arkadaşım? Ne yaptın sen ona, pislik herif? Seni var ya, seni kendi ellerimle içeriye atacağım! Yaptıkların yanına kâr mı kalacak sandın piç ku..."

"Sezen!"

Sesimi duyar duymaz sustu, kafasını çevirdi ve benimle göz göze geldi. İyi olduğumu gördüğünde rahat bir nefes aldı. Çok geçmeden bakışları üzerimde gezindi, beklediğinden iyi görünüyor olmam kaşlarının çatılmasına sebep olurken bu ne hâl dercesine gözlerime baktı.

"Nil," dedi, hemen sonra bir kez daha üzerime göz gezdirdi. "Eee, sen çok iyi görünüyorsun?"

Ozan Ali dikkatimi üzerine çekmek için küçük elleriyle yüzümü avuçlayıp kafamı kendine çevirmeye çalıştığında, "Dur bir oğlum," diye çıkıştım. Tabii ki de durmadan devam etti, Ozan Ali. "Ozan Ali," diye uyardığımda gülerek kafasını boynuma sakladı. Sezen'e döndüğümde, "Kötü mü görünmem gerekti?" diye saçma bir cevap verdim ki anında sinirle nefesini verdi Sezen.

Ters ters bana bakarken, "Evet," diye bağırdı Sezen. Ardından kollarını silkeleyerek onu tutan Murat ve Elif'in pençelerinden kurtulmaya çalıştı. "Bırak Elo, bir şey yapacak değilim! Bırak lan sende kolumu," diye tersledi Murat'ı.

Sezen'i şüpheyle süzerken, "İnanayım mı?" diye sordu, Elif. "Bir panter gibi adamın üzerine atlamayacağına söz ver önce öyle bırakırım."

"Elif!" diye tısladı dişlerinin arasından, Sezen. Elif dediği anda şakası olmadığını biliyorduk ki ikimizde göz göze geldik. Bırak dercesine kafamı salladığımda Elif gözlerini yumarak onayladı.

Şişedeki Fırtına ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin