Gün batımı, bir süre sonra gökteki tahtına kurulduğunda biraz daha sakinlediler. Ufukta görünen kırmızı ve turuncu renkteki tüllerini iki yana yayan bir kadın, gözlerini kapatmış, buluttan tahtında dinleniyordu.
Bu sefer uçmak yerine havada sabit kalarak güneşin el vedasına kulak verdiler. Güneş, ufuk çizgisini yarılamış, tek göz kapanmış, uyuyordu.
Ağaç adam, Derya'ya dalların birinden bir anda açılıveren beyaz bir çiçek uzattı. Derya, gülümsedi ve çiçeği eline aldığında bir anda bardağa dönüşüverdi. İçinde bulunan pembe renkteki bu sıvı, içtikçe de soğuk bir yaz dondurmasını andırdı. Derya, hayatında ilk defa bir dondurma içiyordu. Ve ilk defa bu kadar lezzetli bir şeyi tadıyordu. Ağaç adamın dediğine göre de bu, buradaki ağaçların sakızlarından ve gördükleri o şelaledeki yılanların zehrinden çıkıyordu, ama öldürücü değildi. En azından yudumladıktan sonra bunu öğrenen Derya için iş işten geçmiş olsa da buna inanmayı seçmek zorundaydı. Neyse ki Japon Gülü, gerçek dünyanın aksine göre hareket ediyordu.
Bu sırada ağaç adam "İzin verirse eğer bu güzel..." dedi.
"Bu yalnız ağaç, ona bir hikâye anlatmak ister."
"Evet, buyur."
Ağaç adam, hikâyeyi anlatırken sanki iki farklı kişinin konuşması gibi sesini hayret edilecek bir yetenekte değiştirmeye başladı. İlk başta bir genç ile bir yaşlının konuşmasına benzeyen bu ses tonu, daha sonra bir sakin ile bir öfkelinin hikâyesine dönüştü. Nefesi de o eflatun ağaçlar kadar güzel kokuyordu.
Hey bilge, bilge; güzel bilge...
Canıma tak etti artık beni dinle!
Bana öyle bir ilim öğret ki böylece...
Tüm dertlerime olsun denge!
Sen ki bu diyarın azizi!
Sen ki bu diyara gelen bir şifa!
Sen ki bastığın yer çiçek!
Sanki bir sende var tüm gerçek!
"Çocuğum, ilk önce otur bir soluklan...
Çok da abartma bilmez misin ki bu can?
Ancak doğruluk için atar ve ancak!
O ne derse olur var olan!
Şimdi sakinleş de anlat bakalım.
Ne oldu da bugün bu denli aç kaldın?
Kızma, öfkelenme, yoksa o aldığın...
İlim de olsa sana pençe olur, yapışır, kanatır boğazın..."
Dinlerim hekimim, dinlerim.
Buraya da zaten bu amaçla geldim.
Eğer kabul edersen beni dilerim...
Gönlümün bu duyulmadık cefasını sana yakınmaya geldim.
Bana bir ilim öğret ki böylece...
Tez vakit canım neşe et.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JAPON GÜLÜ
Horror#theWattys2023 +18 korku öğesi barındırır. Bu kitap, yazar ve çevresinin gerçek rüyalarından esinlenilmiştir. Karakterimiz, iç dünyasının görsel savaşını verirken onu seyrediyoruz. Mantığını dünya aklıyla çözmeniz pek de mümkün olmayabilir. Ancak o...