Borcunu almak için gittiği evde Jungkook'u gördüğü an ona aşık olup fakat bir türlü onuruna yediremeyen Taehyung, bir sebepten dolayı onu kendi evine götürür ve ona köle muamelesi yaparak kendinden soğutmaya çalışır ama Taehyung'un bilmediği bir şey...
Annem" daha ne bekliyorsun temizlesene!"diye bağırdığında, yerimden sıçrayıp, titrek bir şekilde hemen elimi kovaya koyup bezi yıkamıştım. Bileğimin acısı saniyesinde hissettim ama tepki veremiyordum çünkü eğer verirsem beni takrar o bodrum kata götürecekti. Yüzümü buluşturmaktan başka bir şey yapamıyordum. Bu temizliğin ve işkencenin bir an önce bitmesini istiyordum o yüzden Hemen işe koyuldum.
TAEHYUNG'dan
Depodaki işlerimi bitirip eve gidiyordum. Bugün oldukça yorulmuştum o yüzden bi an önce eve gidip, banyo yapmak istedim. Araba durduğunda eve geldiğimi anladım . O kadar çok dalmışım ki eve geldiğimi yeni anlamıştım. Hemen odama gidip kendimi banyoya attım.
Ilık bir duşla kendime geldim. bornozumu giyip giyinme odasına gittim üstüme rahat birşeyler giydim çünkü takım elbisesi yeterince beni rahatsız etmişti. Kapı çalınmasıyla Namjoon içeri girip " Taehyung Jeon'ların senden aldığı borcun süresi bir hafta önce bitti ve adam hâlen parayı getirmedi"demesiyle sinirlenmiştim. Tek istediğim huzurlu bir akşam geçirmekti ama görüyorum ki bu da gerçekleşmeyecekti. Namjoon'a dönüp "tamam yarın ilk iş, Jeon'ların yanına gitmek olacak" dedikten sonra, Namjoon odamdan çıkıp gitti bende yatağıma uzanıp huzurlu bir uyku geçirmek üzere gözlerimi kapattım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
....
Sabah güneş ışığının yüzüme vurmasıyla uyandım. Biraz yatakta tavanı izleyip banyoya girdim ılık bir duş aldım , üstümü de giydikten sonra da mutfağa gittim. Her zaman ki dostlarım yerini almış beni bekliyorlardı. onlara dönüp "çok bekletmedim umarım." dememle Hoseok hemen lafımı kesip, " evet çok beklettin" demesi bir olmuştu. Seni bekletmem iyi oldu deyip sandalyemi çekip oturdum.
Hizmetçi kadın gelip, çayımı doldurmaya başlamıştı. Eli korkudan titriyordu çünkü geçen sefer sakarlık yapıp çayı masaya döktüğünde, onu kaynar su ile yakmıştım. Bu olayın bir daha yaşanmaması için de yavaş yavaş doldurmaya başlamıştı. Çayımı doldurup diğer üyelerin çaylarını doldurmak için yanlarına gitti; Ben asla bir hatayı affetmem o kim olursa olsun muhakkak ki cezasını çeker. Zaten affetme denen şey yüzünden dertler başımıza geliyor ... Kahvaltıyı yaptıktan sonra Hoseok ve Namjoon'u da yanıma aldım. Tabi birazda koruma almıştım. Jeon'ların evi fazla uzak değildi o yüzden rahattım. Hemen arabaya binip, Jeon'ların evine gitmek için yol aldık.
JUNGKOOK'TAN
Salonu temizlemeyi bitirdiğim sırada babam gelmişti. Ondan o kadar çok korkuyordum ki korkudan titremem için adını duymam yetiyordu. Yerdeki kovayı alıp, babamın yanına yavaş adımlarla ilerlemiştim.
Başımı olabildiğince eğip, ona hoşgeldin dememle annemin nerde olduğunu sordu. Bende salonu temizlemeye daldığım için onun nerde olduğunu bilmiyordum ama babama da söylemeye korkuyordum çünkü bilmediğimi söylersem, sinirlenip beni tekrar dövmeye başlardı.
babam yüklsek sesle lafını ikilettiğinde bu düşüncelerimden ayrılmıştım. Sadece yerimde titriyor ve ağlıyordum. Annemin bir an önce gelip beni bu dertten kurtarmasını istiyordum.
Babam saçımı tutup çektiğinde acı ile inlemiştim. " Sen benimle oyun mu oynuyorsun çocuk! Ben sana annen nerde diyorum sen mal gibi suratıma bakıp duruyorsun! annenin nerde olduğunu söyle çabuk!
gözyaşlarım akmaya devam ederken, kısık bir sesle "bilmiyorum"dedim cidden bilmiyordum. Nereye gittiğini, nerde olduğunu bilmiyordum. Babam koltuğun arkasındaki sopayı çıkarıp tam beni vuracakken kapı çalınmıştı.
Bana bakıp " sanma ki kurturdun Jungkook akşama ölmek için bana yalvaracaksın" diyip kapıyı açmamı söyledi. Onların sinirlenmemesi için elimden geleni yapıyorum ama onlar en ufak bir hareketimde beni hayattan soğutuyorlardı. ... Kapıyı açmamla karşımda mafya kılıklı siyahlar içinde üç adamla karşılaşmam bir oldu. Ortadaki esmer tenli adam bana bakıp konuştu" Bay Jeon burda mı?" sesi o kadar sert çıkmıştı ki bir an cevap vermeye korktum.
Tam dudaklarımı aralayıp cevap verecekken babam "iki saattir kapıda ne diye bekliyorsun!" deyip saçımı tutup çekti. Tam elini kaldırıp bana vuracakken kapıdaki adamları fark etti...
THE END
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.