ALERJİ

1.1K 61 38
                                    

Ona bakıp kusura bakmayın efendim fakat sizin dediğiniz gibi ben pis ve iğrenç bir insanım o yüzden benim gibi bir insanın sizi öpmesi doğru olmaz deyip ondan uzaklaştım. " Şimdi izninizle ben mutfağı toplamalıyım" deyip arkama bile bakmadan odadan çıktım.

...

Mutfağa gidip birikmiş olan işlerimi yapmak için işe koyuldum. Sehpada ki bulaşıkları görünce nedense tüm enerjim sönmüştü. Bulaşık makinesi olmasına rağmen kesin Taehyung sinirlenir diye elimle yıkamaya karar verdim.

Ben bulaşıkları yıkarken aklıma az önce yaşadığım olay geldi. Taehyung, neden bana bu kadar yakındı ve ona yakın davranmamı, yani onu öpmemi istedi ki, beni sev... Saçmalama Jungkook! Eğer Taehyung seni sevseydi sana zarar vermezdi! Aynen, bana zarar vermezdi... İnsan sevdiğine hiç zarar verir mi? ASLA!! asla vermezdi. Ne pahasına olursa olsun

Peki beni sevmiyorsa neden onu öpmemi istedi? K-Kesinlikle azmıştır o yüzden, bana yakın davranıyordu. Pislik herif!

"Jungkook!"

Adımın seslenmesiyle donakalmıştım. Acaba dış sesim dışarıya mı çıktı diye korkmadım diyemem.
Yavaşça sesin olduğu tarafa yani arkamı döndüğümde bana soğuk bakışlarıyla bakan ve daha önce bir kaç kez gördüğüm fakat ismini bilmediğim bir adam vardı.

Kafamı eğip "buyrun efendim" dedim. Bana bakıp "Seojoon aç ona bir şeyler hazırla! Akşam yemeğini zaten yiyemedi oğlum." Deyip mutfaktan çıkmıştı. Seojoon kimdi? Ve ben daha tanımadığım birisine nasıl yemek hazırlardım. Daha ne yiyeceğini bilmiyordum. Mutfaktan çıkıp, o adama seslenecektim ki, ortalıkta gözükmediği için gittiğini anladım.

Şuan ne yapacaktım ben! Herhangi bir yemek yapsam acaba kızarlar mı? Kesin kızarlar. Fakat başka çarem yoktu. Yapmasam daha çok kızacaklardı. Dolabı açıp Seojoon denen çocuğa ne hazırlayabilirim diye düşünmeye başladım. En sonunda akşam yemeğinde ki yemeği yapmaya karar verdim. Sonuçta o adam bana "akşam yemeğini yiyemedi" demişt. Muhtemelen yemek bitmiş olduğundan yiyememiştir. Deyip işe koyuldum. Yukhoe yapmaya başladım.

...
En sonda yumurtayı kırıp yemeği hazırlamayı bitirdiğimde tabağa koyup mutfaktaki yemek masasına koydum.

Daha sonra yarım kalan işime döndüm. Kısa süre sonra içeriye 5-6 yaşların bir çocuk zıplayarak yerine oturup kendisi için hazırladığım yemeği yemeye başladı. Ben ona bakarken çocuk birdenbire yemek çubuklarını bırakıp öksürmeye başladı.

Daha ne olduğunu anlamadan yanına gittim. Galiba boğuluyor diye düşünürken çocuğun vücudunun kızardığını gördüm. Ne yapacağımı şaşırırken içeriye çocuğa yemek yapmamı isteyen adam (Jimin) koşarak çocuğun yanına geldi.

"Seojoon iyi misin!?"

Çocuktan ses gelmiyordu. Sadece öksürüyor ve sanki nefes almaya çalışır gibi bir hali vardı. Adam çocuğuna seslenip seslenip duruyordu. Fakat çocuk hiçbirine cevap vermeyip sadece öksürüyordu. Daha sonra adam masadaki yemeğe baktıktan sonra bana bakıp,

"Ne yaptın seni aptal!" Deyip çocuğu o halde bırakıp gitti. Ben ne olduğunu anlamamıştım. Adam bana neden bağırdı ki şimdi? Çocuğa baktığım da hareketleri azalmıştı. Yere Uzanıp öksürmeye devam etti.

O sırada içeriye Hemşire adam girip burda ne oluyor dediği anda bakışları yerde yatan çocuğa kaydı.

"Olamaz! Seojoon iyi misin?"

Çocuktan hiçbir şekilde ses gelmiyordu. Cildi kırmızıdan mora doğru olmaya başlıyordu. Hemşire adam onu muane etmeye başladığı sırada masadaki yemeğe baktı.

Prisoner SlaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin