İSTEMİYORUM!

1K 67 32
                                    

Bogum'la yaşadığımız olaydan sonra Jungkook'un kolundan tutup odama çıkardım. Kapıyı kapattığımda korkudan titreyen vücudu, kızarmış yanakları ve gözleriyle bir çocuğu anımsatıyordu. Bu hâli bana tatlı gelmişti. Kendimi tutamayıp onu duvarla arama aldım.

Amacım, sadece onun kokusunu içime çekip geri çekilmekti. Fakat Boynuna eğilip kokusunu içime çektiğimde bu güzel kokuyu benim dışımda kimse koklamamalı ve öğrenmemeli diye geçirdim içimden.

...

Jungkook'a, kendisini Bogum'a vermediğim için karşılığında beni öpmesini istedim. Fakat o,

" kusura bakmayın efendim fakat sizin dediğiniz gibi ben pis ve iğrenç bir insanım o yüzden sizi öpmem doğru olmaz" deyip odadan çıkmıştı.

Bu neydi şimdi? Ona vermiş olduğum emri itiraz edip, yerine getirmeyip, odadan mı çıkmıştı. Hangi köle efendisinin emrini yerine getirmeyi reddeder!? Sinirlenmiştim. Ona cezasını vermeden sinirimin geçmeyeceğini biliyordum.

Odamdan dışarıya adımımı atacağım sırada aklıma bundan tam 6 saat önce onu saatlerce kırbaçladığım geldi. Ben bunu resmen unutmuştum. Sırtını hayel bile etmek istemiyordum. Kesin canı çok acıyordur.

Odama geri gelip kapıyı kapattım. Şu an hiçbir işim yoktu ve saat daha sekizdi. Yani bu bol bol dinleneceğim anlamına geliyordu. Üstümü değiştirip yatağımı uzandım. Pike ile üstümü örtüp telefonu elime alıp sosyal medyada takılmaya başladım.

10 DAKİKA SONRA

Güncel haberleri okuduktan sonra telefonu kapattıp, masanın üstüne koydum. O sıra aklıma, Jungkook'un günlüğü geldi. Onu okuyacaktım. Hemen çekmeceden günlüğü alıp kaldığım yerden okumaya devam ettim.
...

Eve vardığımda kapıyı tıklattım. Açan babam idi. Beni görünce karnıma ayağıyla tekme atması bir olmuştu. O bana tekme atmasıyla merdivenlerden düşüp kafamı betona çarptım.Yerde acılar içinde kıvranırken babam;

"Nerede kaldın lan pezevenk!!" Demişti. Tabii ben acıdan ona cevap veremediğim de saçımdan tutup içeri sokmuştu. Kapıyı kapattım üstüme doğru yürümüştü. Ben geri geri giderek ondan uzaklaşmaya çalıştım. O ise her zaman ki gibi kemerini çıkarıp bana vurmaya başladı.

Ben acılar içinde bağırırken, o daha sert vurarak hatamı belli ediyordu. Bağırmamam gerekiyordu. Biliyordum fakat yapamıyordum. Küçük bedenim bu acıya dayanamıyordu.

Hem elbette bağıracaktım. Buna hakkım vardı sonuçta canım acıyordu bu normal değildi. Fakat babamın koymuş olduğu kurallar arasında şiddet gördüğüm sırada ne bağırmam ne de konuşmam yasaktı. Şiddet gördüğüm anda eğer ki bu kurallara uymazsam beni acımasız yöntemlerle. cezalandırdı.
...

Saatlerce kemer ile beni vurduktan sonra kapı dışındaki demire kelepçelenmiştim. Hareket etmek istiyorum fakat edemiyordum. Sanki hareket ettikçe canım daha fazla yanacaktı. Gözlerimi kapatıp bu acıya dayanmaya çalıştım. Bilincim her an kapanabilirdi.

Aradan yarım saat geçtikten sonra yağmur yağmaya başladı. Zaten hava soğuktu yağmurun yağmasıyla daha da soğdu. Üzerimdeki ince kıyafet kemerden dolayı yıpranmıştı. bu da yetmezmiş gibi de yağmurdan dolayı ıslanmıştı. Gördüğüm şiddetten ölmezsem soğuktan ölecektim kesindi bu.

...

Taehyung

Ben günlüğü okurken salondan bağırışlar geliyordu. Umursamamaya çalıştım. Fakat sesler artınca aşağı inmeye karar verdim.

Prisoner SlaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin