O BİR KÖLEYDİ

1.5K 80 4
                                    

Hemen elini saçımdan çekip, şaşkın ve o kadar ürkek bakışlarla adamlara bakmaya başladı. Âdeta dili tutulmuştu. Bu sefer uzun boylu konuşmuştu

Namjoon: ne o bizi gördüğüne pek sevinmiş gibi durmuyorsun!

Bay Jeon: ş-şey efendim b-ben...

Taehyung: kes! benden aldığın paranın süresi neredeyse 2 hafta oldu ama görüyorum da verecek bi kuruş paran yok!

Bay Jeon: efendim ben de tam sizinle bu k-konuyu konuşacaktım lütfen içeri buyurun.

babam bunu der demez adamlar içeri girmişlerdi. Arkalarında silahlı korumalar girince, şaşkınlığım ve korkum ikiye katlanmıştı. Ben kapıyı kapatıp mutfağa doğru, yavaş ve temkinli adımlarla ilerlemeye başlamıştım. Mutfağı temizlemem gerekiyordu. Aslında temizlik bahaneydi, korktuğum için girmiştim.

TAEHYUNG

Jeon'ların evinin kapasındaydık. İçeride bağrışmalar filan geliyordu. Hoseok zile bastığında, kısa sürede kapıyı 16-17 yaşları arasında bir çocuk açtı. Ona baktığımda bakışlarındaki korku, yüzünde ki, boynunda ki ve bileklerindeki derin yaraları, morlukları görmem bir olmuştu.

Bakışlarındaki korkuya şaşmamalı. Çocuk ne hale gelmişti. vücudunun görülen kısımları böyleyse, görülmeyen kısımlarını hayel bile etmek istemedim.

O an düşüncelerimden sıyırıp ona Bay Jeon burda mı? diye sordum. biraz sert bir şekilde konuşmuş olmalıydım ki. Çocuk yerinde titremeye başlamıştı. Sanırım birisinin ona bağırmasından korkuyordu.

Çocuk tam cevap vereceği sırada, Bay Jeon gelip, çocuğun saçını çekmesi ile vurmaya kalkması bir olmuştu. Çocuk ellerini öne bağlamıştı. Canı acımasına rağmen hiç o adama karşı koymuyordu. Şimdi  anlamıştım. Çocuğun aslında bir çalışan değil de, köle olduğunu.
...

İçeri girdiğimizde, çocuk kapıyı kapatıp mutfağa gitti sanırım temizlik yapıyordu, içerideki su sesinden anlamıştım. Köle olduğuna şimdi  biraz olsa emin oldum. Çünkü eğer çalışan olsaydı, yüzündeki yaralara rağmen burda çalışıyor olmazdı.

İşi bırakırdı. Tabi ben çalışanlarımın hepsini satın aldığım için bunu yapamazlardı ama o yapabilirdi. Eğer köle olmasaydı. Hem fiziğine bakılırsa zayıflıktan neredeyse ölmek üzere olduğunu fark ettim.

Aynı şekilde, üstündeki kıyafetlere bakılırsa giyilmeyecek durumdaydı. Kan lekeleri ve yırtıklar fazlaydı. Bu da onun köle olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ama merak ettiğim tek şey şuydu: parası olmamasına rağmen bir köleyi nasıl almıştı? Muhtemelen benden aldığı borç parayla aldı. Ama neden? neden almıştı onu üstelik daha bir çocuk olmasına rağmen. Kesinlikle vücudunu kullanmak amacıyla almıştı çünkü yüzünde ki bunca yaralara rağmen çocuk çok güzeldi, bembeyaz teni vardı. Hoseok'in konuşmasıyla bu düşüncelerimden sıyırdım.
...

Hoseok: Bizimle ne konuşacaksan konuş ve paramızı ver acelemiz var seninle uğraşamayacağız.

Namjoon: Hoseok haklı bizi oyalama!

Bay Jeon: E-efendim aslında ben sizin parayı toplamıştım ama eşim çok zorlu bi ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Tabii bu ameliyat oldukça pahalı olduğu için s-sizin parayı vermek zorunda kaldım. Cidden çok özür dilerim bana bir ay daha zaman verirseniz paranızı çalışıp toplayabilirim. Z-Zaten yarısını toplamış sayılırım.

Sözlerinde nedense yalan sezdim. eşinin ve kendisinin hiç bir hastalığı olmamasına rağmen ne ameliyatıydı bu? Ona borç para vermeden önce iyice araştırmıştım ve hiç bir hastalığı olmadığını biliyordum. kesinlikle yalan söylüyordu.

Ona doğru dönüp konuştum " ne ameliyatıydı bu ve nerede hangi doktor yaptı?" Sanırım soru sormama korkmuş olacaktı ki yerinde titremeye başladı.

Bay Jeon: Ş-şey efendim o...

Daha cümlesini tamamlamadan dış kapının çalınmasıyla susup kapıya baktı. sonrada mutfaktaki çocuğa kapıyı açmasını söyledi

bay jeon: Jungkook kapıyı aç!

adamın konuşmasıyla isminin Jungkook olduğunu öğrendiğim çocuk adımlarını hızlandırıp kapıyı açtı. İçeriye eşi gelmişti. Gelir gelmez çocuğa bağırmaya başladı. " yüzüme bakacağına elimdeki poşetleri alsana ne bekliyorsun!"

Artık sinirlenmiştim ama belli etmemeye çalıştım çünkü beni alâkadar etmezdi. Sonuçta o bir köleydi , bu duruma alışması lazımdı. Çocuk sessiz bir şekilde elindeki poşetleri alıp mutfağa gitti. Kadın bizi görür görmez bütün neşesi sönmüştü...

THE END

THE END

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Prisoner SlaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin