HASTANE

1K 58 37
                                    

Hoseok

Tam bir saattir kapıda Taehyung'un çıkmasını bekliyordum. Jungkook'un acı dolu feryatlarını dinlemek inanın hiç kolay değildi. Ne kadar çok İçeriye girip engel olmak istesem de yapamıyordum. Çünkü eğer engel olmaya kalkışsam bundan önce yaşananlar gibi Jungkook zararlı çıkardı.

İçeriden sesler kesildiğinde kesin Taehyung. Odadan çıkacak diye geçirdim içimden. Jungkook'a yardım etmem için Taehyung'a yakalanmamam gerekiyordu. Yoksa beni durdurup Jungkook'a yardım etmemi engellerdi.

Ceza odasındaki bir başka bir odaya girip Taehyung'un odadan çıkmasını bekledim. Kısa süre sonra Taehyung odadan çıkıp söylene söylene gitti.
Taehyung'un odadan çıkarken kapıyı kilitlememesi benim işime yaramıştı.

Hemen odaya girip Jungkook'un yanına gittim. Jungkook'u öylece hareketsiz, kanlar içinde yatarken buldum. Hemen yanına gelip onu kontrol etmeye başladım.

Nefes alış verişleri düzensizdi. Koluna ve ayağına baktığımda büyük bir kesiği olduğunu gördüm. Eğer müdahale edilmezse kan kaybından ölebilirdi. Zaten vücudundaki kan seviyesi düşük olduğu için bu durum onu daha da kötü hale getirmişti.

Hemen onu yerden kaldırıp benim odama götürmek için taşıdım. Adımlarımı olabildiğince hızlı atıp, bir yandan Taehyung'a görülmemeye, bir yandan ise Jungkook'un kan kaybından ölmemesi için çabalıyordum.

Odamın kapısına geldiğimde bana bakan iki kapı görevlisinden birisine " Derhal Jin'i odama çağırın! Durumun acil olduğunu ve ilk yardım çantasını da getirmesini söyle" dedim. Görevli hemen kafa sallayarak beni onaylayıp gitmişti. Diğer görevli ise bana kapıyı açıp geçmem için yer vermişti.

Ben hemen odaya girip Jungkook'u sırtüstü yatırıp Jin'in gelmesini bekledim.

Taehyung

Bodrum katından çıkıp odama doğru gittim. Ayağımın acısı bir türlü geçmiyordu ve geçmeyeceğini biliyordum. Banyoya gidip, banyodaki dolaptan yanık merhemi alıp yanmış olan ayağıma sürdüm. Normalde krem soğuk bir maddeye sahip olduğu için sızıyı kısa sürede geçirilmesi gerekiyordu.

Fakat ben odaya tekrar döndükten birkaç dakika geçmesine rağmen, acısı halen geçmemişti. Bu acıya artık dayanamıyordum. En sonunda kapıdaki görevliye Jin'i odama çağırmasını istedim.

Görevli hemen beni onaylayıp hızlı adımlarıyla gitti. Ayağımın yanması artık katlanamayacak duruma geliyordu. Umurım Jin fazla oyalanmadan gelirdi.

SEOKJİN

Namjoon ile film gecesi yapmak için ortamı hazırlıyordum. En sonunda filmi ayarlayıp Namjoon'u bekledim. Bu gecenin güzel ve huzurlu geçmesini istiyordum. Bunun için tüm engelleri olabildiğince kaldırıp geriye sevgilimle huzurlu bir gece geçirmek vardı.

Ben yatağa uzanmış bir şekilde Namjoon'un banyodan çıkmasını beklerken kapının çalınmasıyla tüm dikkatim kapıda oldu. Kapıyı çalan kişiye içeri girmesini söyledim.

İçeri giren kişi Hoseok'ün kapı görevlisi idi. Ona bakıp" Sorun nedir
Felix?" Dediğimde Felix" efendim Bay Hoseok sizi odasında bekliyor durum acilmiş ve ilk yardım çantanızı da almanızı söyledi." Dedi.

Felix'in söylediklerinden sonra acaba Hoseok'e bir şey mi oldu diye içimden geçirmedim değil. Görevliye bakıp "tamam sen gidebilirsin dedim. Görevli hafiften eğilip odadan çıktıktan sonra hemen ilk yardım çantasını alıp odadan çıkacakken; bu seferde Taehyung'un kapı görevlisi Chanbin gelip;

"Efendim Bay Taehyung sizi odasında bekliyor. İlk yardım çantanızı da alıp gelmenizi söyledi. " Dedi. Bu neydi şimdi. Ben şuan kimin yanına gidecektim. Kafam iyice karışmıştı. Bu evde tek mafya ve hemşire olan bendim ve bu sorunlarla tek başıma nasıl çıkacağımı bilmiyordum.

Prisoner SlaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin