Taehyung
Jungkook'u banyoya götürdüğümde " Taehyung ben banyo yapmak istemiyorum" demişti. Onu biraz ikna etmeye çalışsam da yine de başaramamıştım.
En sonunda pes edip tek başıma banyo yapmaya başladım. Bitirdiğimde de üstümü giyinip odama döndüm. Benim içeriye girmem ile yatağın kenarına oturmuş ayaklarını sarkıtan Jungkook, beni gördüğünde ayağa kalkarak yanıma gelmişti.
Bir elimle onun yanağını okşadığımda gülümseyip kafasını eğmişti. Ben de yanağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekilerek; "Ben bugün doktora gideceğim sen istersen evde takıl." Dedim.
Buna karşılık bana bakıp; " Ne doktoru bir sorun mu var?" Demişti. Al işte Taehyung bul bir yalan şimdi.
- Ee... Jin'in bazı ilaçları bitmişte onların reçetesini yazdırmak için gideceğim.
- Neden Namjoon hyung gitmiyor?
- Çünkü... Çünkü onun depoda işleri varmış o yüzden benim gitmemi rica etti.
Jungkook, anladım der gibi kafa sallayarak beni onayladığında birden gözleri parlamıştı. Sanki aklına bir fikir gelmiş gibi bir hali vardı.
"Ben de seninle gelebilir miyim?"
Bana şirinlik yaparak söylediği söze karşı hayır demek isterdim hatta istiyordum ama onun güvenini ve benimle olan bağını şimdiden koparmak istemediğimden başka bir yolla onu ikna etmeye çalıştım.
"Bu kıyafetlerle mi!?"
Kafasını eğip kıyafetlerini inceleyip durdu.
"Sadece birazcık açığı var. Neden bu kadar büyüttün ki?"
Kısık sesle söyleyerek benim sinirlendirmemeye çalışmıştı.
Onun fiziği ten rengiyle uyumlu olup eşsiz bir güzellik bırakıyordu ortaya ve ben bu eşsiz güzelliğini benim dışımda kimsenin görmesini istemiyordum. Sadece benim gözümün şenlenmesini istiyordum.
Tamam ondan intikam almak istiyordum ve alacağımda ama benimle olacağı her an benim istediğim gibi giyinmesi gerekiyordu sonuçta onunla " şu anlık" sevgiliyiz
ve ben sevgilimin açık giyinmesini istemiyordum.Jungkook'a baktığımda halen kafasını eğik bir şekilde elleriyle oynuyordu.
"Bebeğim biliyorsun seni kıskanıyorum. Senin o güzel vücudunu bir başkasının görmesini istemiyorum. Beni anlıyor musun?"
Jungkook'un yüzündeki neşenin anında soğması ve gözlerinin dolmasıyla ağlacağını anlamıştım.
Ona sarılıp neden ağladığını sordum. Sonuçta bir kıyafet için ağlayacağını zannetmiyordum."Miniğim, neden ağlıyorsun."
- Sadece geçmişimi hatırladım da.
-Ne geçmişi?
- Annem ile babam... Onlarda senin gibi açık giymeme karışırlardı; ama onlar senden daha kötü ve acımasızlardı.
- Ne yani ben acımasız mıyım?
- Hayır... O anlamda demedim...
Aslında demişti. Benim kötü birisi olduğumu bizzat kendi diliyle söylemişti. Zaten ben de kendimi iyi zannetmiyordum. Sonuçta mafya lideriyim. Hangi mafyanın iyi birisi olduğu söylenebilirdi ki. Hiçbir mafya. Yoongi hariç tabii. Onun benim yanımda ayrı bir yeri vardı.
Yatağa oturup onun da yanıma oturttum ve ona "Ailen sana kıyafet konusunda nasıl davranırdı ki?" Diye sordum.
Jungkook ilk önce ağlamamak için derin bir nefes alıp vermişti. Ellerini önden birleştirerek çekinir bir tavırla konuşmaya başladı;

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner Slave
Fiksi PenggemarBorcunu almak için gittiği evde Jungkook'u gördüğü an ona aşık olup fakat bir türlü onuruna yediremeyen Taehyung, bir sebepten dolayı onu kendi evine götürür ve ona köle muamelesi yaparak kendinden soğutmaya çalışır ama Taehyung'un bilmediği bir şey...