(başlık kıtlığı yaşıyorum takmayın)
Hoseok
Tam bir saattir Jungkook'a takılan kanın bitmesini bekliyordum. Umarım Taehyung Jungkook'u hastaneye götürüldüğünü bilmez ya da fark etmezdi. Kana bakıp ne kadar sürede biter diye tahmin etmeye başladım. Eun 1,5-2 saat süreceğini söylemişti; fakat kan takıldıktan tam 1,5 saat geçmesine rağmen bitmemişti.
Can sıkıntısından ölmek üzereydim. Yatağın yanındaki sandalyeye oturarak beklemeye başladım. Bu sırada gözüm Jungkook'un vücuduna kaydı. Yaralarına pansuman yapıp sarılmıştı. Fiziği normal bir insanın fiziğine hiç benzemiyordu. Resmen kemikti.
Eun'un yapmış olduğu testlere baktığımda karbonhidrat dışında hiçbir besin öğesinin olmadığını gördüm. Diğer besin öğeleri vücudunda yok denilecek kadar azdı.
Yani annesi ve babası sanırım Jungkook sütten kesildikten sonra ekmek yedirmekten başka bir şey yedirmemişlerdi. Tabii ailesi yedirmediği için Jungkook yiyeceklerin hiçbirinin tadını bilmiyordu.
Bunu merdivenlerde bayıldığında onu odama götürüp yemek olarak rahat yesin diye çorba verdiğimde az çok fark etmiştim; çünkü Jungkook ilk tattığında gözlerinde ki yıldızları fark etmiştim. O da haklıydı sonuçta ilk defa bayat ekmekten başka bir şey tadıyordu. Sevmesi normaldi.
elimi kafasına koyarak saçlarını okşadım. Saçlarının bir kısmı dökülmüştü. Tam da istediğim gibi.
Acaba Jungkook saçlarının git gide döküldüğünü fark etmiş miydi. Bence etmişti. Hatta Taehyung bile etmiştir. Çünkü sürekli Jungkook'un saçlarından tutup çekiyordu.Tabii o çektiğinde eline bi miktar saç geldiğini görünce öleceğine biraz daha inanmış olabilirdi. Fakat Taehyung Jungkook'un öleceğini bilse dahil, bir türlü Jungkook'u rahat bırakmıyordu.
Halen Jungkook'a şiddet uygulayıp duruyordu. Buna ne kadar sinir olsam da benim elimden de pek bir şey gelmiyordu. Jungkook'un saçını okşamaya devam ettiğimde kıpırdadığı gördüm. Elimi saçından çekip ona baktım. O ise yorgun gözleriyle etrafına bakıyordu.
En sonunda gözleri beni bulunca ilk önce korkmuş sonrasında da ben olduğumu anlayınca sakinleşmişti." Geçmiş olsun Jungkook" dediğimde gülümseyip Teşekkür etmişti. Onun gülümsemesiyle resmen donakalmıştım. O kadar güzel gülümsüyordu ki resmen beni büyülemişti. Onu ilk defa gülümserken görüyordum.
Bence o her gün gülümsemeliydi. Ama gülümseyecekti geç bile olsa sonunda o gün geldiğinde hiçbir engel onu durdurmyacaktı sadece biraz beklemesi gerekiyordu.
...Odanın kapısı çalınca gel dedim. İçeri giren Jungkook'un doktoru Eun'du bana bakarak "Bay Hoseok bir bir dakikalığına dışarıya gelir misiniz? Özel konu hakkında konuşacaklarım varda. " Dedi. Jungkook'a bakıp; "Jungkook ben hemen geleceğim korkma kapının yanında olacağım dedim. Jungkook biraz tereddüt etse de sonrasında kafa sallayarak beni onaylamıştı.
Eun'la beraber odadan çıktım.
H: sorun nedir? Eun
E: efendim istediğiniz ilacı yaptım fakat bunu iğne yardımıyla koluna enjekte etmemiz lazım.
H: Enjekte mi? Normal ilaç olmaz mı hani daha öncelerde yaptığın gibi
E: hayır efendim bu ilacın etkisi ve maddesi farklı bu yüzden kullanma alanı da farklı. Bunu şimdi enjekte edelim mi hazır Jungkook burda iken
H: İyi fikir fakat ya bundan bir şey anlarsa o zaman bütün planımız suya düşer Eun
E: merak etmeyin efendim yaraları için deriz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner Slave
FanfictionBorcunu almak için gittiği evde Jungkook'u gördüğü an ona aşık olup fakat bir türlü onuruna yediremeyen Taehyung, bir sebepten dolayı onu kendi evine götürür ve ona köle muamelesi yaparak kendinden soğutmaya çalışır ama Taehyung'un bilmediği bir şey...