UYKU

1K 61 27
                                    

Jungkook ise zar zor ayağa kalkarak yavaş ve topallayarak banyoya girdi.

Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Tabii uyuyabilirsem. Jungkook'un benden izinsiz dışarıya çıkması üstelik bir başkasıyla dışarıya çıkması bardağı taşıran son damla olmuştu. Onu odama götürdüğüm de hangi cezayı versem diye düşündüm. Beynim, ona en ağır işkence aletleriyle işkence yapmamı, efendinin aslında kim olduğunu göstermemi söylesede,

Kalbim, aslında onu affetmemi söylüyordu. İkisi arasında seçim yapmakta zorlandığımda en sonunda kalbimi dinlemek zorunda kaldım. Sonuçta birkaç saat önce ona işkence yapmıştım ve tekrar işkence edersem yaşamayacağını tahmin ediyordum.

Zaten Jungkook'a baktığımda vücudu sargı bezleriyle kaplı; dikiş yapıldığını tahmin ettiğim kolu ve ayağı onun için ayrı bir işkenceydi. Daha fazlasına gerek olmadığını anladım. Fakat bu hiç ceza vermeyeceğim anlamına gelmiyordu.

Ona koymuş olduğum kurallardan en büyüğünü çiğnemişti. Hafifte olsa ona bir ceza vermek gerekiyordu. O yüzden ben uyurken odamı baştan sona temizlemesini istedim.
Böylelikle ben uyuduğumda bile ceza almış olacaktı.

Banyodan su sesinin gelmesiyle Jungkook'un temizliğe başladığını anladım. Yatakta soluma dönerek derin bir uykuya dalmak üzere uyudum.

Jungkook

Taehyungun bizi suç üstü yakaladığında çok korkmuştum. Kesin sağ kalmam diye geçirdim içimden. Beni odasına çıkardığında sorguya çekmişti. Sorgunun ardından yatağına uyumak için gitti. Ben ise banyoya giderek küçük bir kovaya su doldurmaya başladım.

Şuan tek istediğim birazcık uyuyup dinlenmekti. Fakat görüyorum ki bu imkansızdı. Acaba işim erken biterse uyumaya fırsatım olur mu? diye düşünsem de ayağımdaki sargı aklıma geldiğinde işimin erken bitmeyeceğini anladım.

Yerdeki su dolu kovayı alıp temkinli adımlarla odaya ilerledim. Temizliğe başlayacağım sırada bezin olmadığını fark ettim. Mutfaktaki dolaptan iki bez almak için odadan çıktım. Duvarlardan tutunarak yavaş yavaş merdivenlere doğru ilerledim.

...

Uzun uğraşlar sonucu sonunda mutfağa gelmiştim. Mutfaktaki dolapları karıştırarak temizlik bezlerini aramaya başladım. O sırada Jimin endişeli ses tonuyla "Jungkook bu halin ne! Kim yaptı bunu sana?" Dedi. Sanki benim bu hale gelmemin onun hiçbir nedeni yokmuş gibi davranması benim sinirlerimi bozmuştu. Ona cevap vermeden işime koyuldum.

Bu sefer de jimin yanıma gelip omzuma dokunarak kendine doğru çevirip; "sana diyorum Jungkook bunu kim yaptı sana!" Dedi. Onun bileklerinden tutup omzundaki elini sertçe çekip arkamı dönmüştüm.

Jimin: sana noluyor Jungkook ben sana hiçbir şey yapmadım. Neden bana soğuk davranıyorsun?

Cidden çok iyi masum rolü oynuyordu. Onun yüzünden bu halde olduğumu bilmesine rağmen yüzsüzce bana bunu kimin yaptığını soruyordu. Ben onu hem görmezden hem de duymazdan gelerek dolaptaki bezi alıp yanından olabildiğince hızlı adımlarla ayrılıp Taehyung'un odasına doğru gittim.

Jimin arkamdan seslenmesine rağmen ona cevap vermiyordum. Tam bir yürek yemiş olabilirdim fakat haklı olduğumu bile bile asla ona boyun eğmek istemiyordum. Merdivenlerden çıkmaya başlayacağım sırada kolumu tutup kendisine doğru çevirdi.

Jimin: Jungkook seninle konuşuyorum sanki sana zarar veren benmişim gibi davranma!

Bu sefer daha fazla dayanamayıp onunla konuştum.

Jk: Efendim zaten bana zarar veren sizsiniz.

Jimin: zarar mı? ben mi? Ben... Oh hayır! Yoksa...

Jimin'in son cümlelerinden sonra bana sarılıp ardı ardına kelimelerini sıraladı.

Prisoner SlaveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin