3- "Rahat dur"

9.4K 649 119
                                    

15.08.2023

Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda görüş alanıma ilk yatağın boş tarafı ve kapalı perdeler girdi. Perdenin aralık kısmından gördüğüm kadarıyla geceydi. Yavaşça sırtüstü döndüm. Bir elimi kaldırıp gözlerimi ovaladım. Olduğum yerde çok hafifçe doğrulup sırtımı yatağın başlığına dayadığımda karşımda gördüğüm bedenle duraksadım.

Doğan siyah bir bornozla dolabının karşısındaydı. Kendine giysi seçerken diğer elinde tuttuğu beyaz havluyla saçlarını karıştırıyordu.

Uyandığımı fark etmemişti. Arkama yaslanarak onu izlemeye başladım. Bir dakika kadar sonra üzerindeki havluyu sıyırınca gözlerim büyüdü. Bakışlarım nemli siyah saçlarından, yapılı sırtına kaydı. Spor yaptığını belli eden bir sırtı vardı. Gözlerim biraz daha aşağılara kaydığında sıkı kalçalarıyla sırıttım.

Ellerimi enseme yaslayarak onu izlemeye devam ettim. O vücudunu kurutup altına baksır ve gri bir eşofman giydi. Dolabını kapattığında dolabın aynasında göz göze geldik. Benim sırıtmam genişlerken onun kaşları çatıldı.

"Sapık mısın lan?" Ters ters sordu.

"Bir tek sana sapığım." Diye saçma bir açıklama yaptım. Aslında doğruydu da.

Ben hayatım boyunca Doğan dışında kimseyle bu kadar samimi olmamıştım. Kişiliğimden dolayı çabuk arkadaş edinen biriydim ama kimseyle Doğan kadar yakın olamıyordum.

Doğan benim ailemdi.

Ben onun için öyle olmasamda.

"Yemeğini dolaba bıraktım, kalk ye." Derken odanın ışıklarını kapatarak yanıma gelmişti. Siyah yorganı kaldırıp içine girdi. Bir elini başının altına koyduğunda hareketinden dolayı gerilen kaslarına baktım.

Benim vücudumda onunki gibi kaslıydı ama onda daha güzel duruyordu.

Ya da bana öyle geliyordu.

Doğan gözlerini kapatıp uyku pozisyonu aldığında ben de az önceki gibi uzandım ve başımı Doğan'ın göğsüne yasladım. Dudaklarım kıvrıldı soğuk teniyle.

"Git yemeğini ye." Dedi. Cevap vermedim. Burnunu iki kere çekti. "Su yerine şampuan mı kullandın amına koyayım." Sanırım duş alırken şampuanı çok sıktığım için kokusu yoğun geliyordu.

Doğan sessizleştiğinde bugün onu yeterince sinirlendirmediğime kanaat getirdim. Aklıma gelen fikirle tekrar sırıttım.

Dilimin ucuyla esmer göğsünü yaladım. Diğer elimlede boşta kalan göğüsünün ucunu iki parmağım arasında dolandırdım.

Gözlerini açtığını hissettiğimde aynı yeri bir daha yaladım. Ağzının içinden 'tch' sesi geldi.

"Rahat dur."

Daha da keyiflenerek yaladığım yeri öptüm ve emer gibi yaptım. Ses vermediğinde minik öpücükler kondurarak göğüs ucuna geldim. Minik ucu öptüğümde karnı kasıldı. Orayıda öperek göğüs ucunu dişlerim arasına aldım. Hafifçe ısırdığımda Doğan sert bir nefes vererek ensemdeki saçları kavradı. Kafamı sertçe göğüsünden kaldırıp yüzüne hizzaladığında acıyla inledim. Acıtmıştı.

Ellerim reflekle saçlarımı tuttuğu elinin bileğine gitti.

"Rahat dur dedim velet." Sert sesiyle sırıtmam soldu.

"Şaka yapıyordum." Dediğimde saçlarımı hâlâ sıkı sıkı tutuyordu.

"Yapma."

İnadına yapacaktım.

"Yaparım." Dedim inatla. Saçlarımı tuttuğu elini sıkılaştırdığında yüzüm buruştu. Acıyordu.

"Yapma diyorsam yapma."

Bu dediğine kendinin bile inandığını sanmıyorum. Benim inadımı en iyi o biliyordu. Yaparım diyorsam yaparım.

"Saçımı bırak, acıyor." Dedim mızmızlanır gibi. Gözleri saçlarımı tuttuğu eline kayınca bunu yaptığını yeni fark etmiş gibi hemen elini gevşetti.

Saçlarımı elinden kurtarınca öfkeyle baktım ona ve arkamı dönerek yorganı üzerime çektim.

Şerefsiz o kadar sıkmıştı ki saç diplerim sızlıyordu. Dudaklarım kendiliğinden büzülürken öfkeli olmak istedim ama sadece kırılmıştım.

Sadece dalga geçiyordum neden bu kadar kızmıştı ki?

"Ahmet..." diye seslendi. Cevap vermedim.

"Bi-" sözünü kestim.

"Konuşma benimle." Kırgın sesimle sıkıntılı bir nefes verdi. Yatakta hareketlenme olduktan hemen sonra bedenini bedenime yapıştırdı. Sırtımda göğüsünü hissettim.

Kolunu karnıma sardığında karnım içine doğru kasıldı. Beni kendine çekerek çıplak bedenini hissetmemi sağladı.

Üzerimdeki rambo atletin açıkta bıraktığı enseme sıcak nefesini üfledi. Dudaklarını oraya yasladı ve yumuşak, tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı. Dudakları ensemde durduğunda sakin bir sesle konuşmaya başladı.

"Özür dilerim. Canını yakmak istememiştim... Sadece beni fazla zorluyorsun." Son cümlesini anlamasam bile özür dilemişti. Bu iyiydi.

Doğan'la benim yazısız kuralımızdı bu. Biri diğerini kırdığında ona sarılır ve özür dilerdi. Bunu ilk yetimhanedeyken ben yapmıştım. Doğan'ın kalbini kırmıştım ve sonra ona uyurken sarılıp özür dilemiştim. Bu birkaç sefer tekrarlandığında Doğan'da aynı şeyi yapmıştı ve ben de onu affetmiştim.

Affetmemek gibi bir şeçenek hiçbir zaman olmamıştı.

"Kalbimi kırdın." Dediğimde nefesini dışa vererek güldü. Sıcak nefesi tekrar ensemi okşarken yutkundum.

"Hâlâ çocuk gibisin... Ve ben de en çok bu huyuna hastayım."

● ● ●

Ahmet çok tatlısın, şimdiden kalbime yer edindin aslanım.

!!!Bu bölümden sonra bölüm numaralarına bakıp okuyun lütfen. Bölümler karışmış ve düzeltemiyorum.

BELA -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin