BELA -BXB

19- Tatlı haz

Önceki bölümü atlamayın.

-

Ben, Doğan'a tokat attım.

Doğan'ın başı beklemediği hamleyle sola savrulurken gözleri büyüdü.

"Cevap versene." Dedim ama az önce yaptığım hareket sanki Doğan yerine benim canımı yakmış gibi sesim kısık ve yalvarır gibi çıkmıştı.

Doğan sola doğru savrulmuş başını tekrar bana çevirdi ve yutkundu. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı ama neden vurduğumu bilmediği için çok masum gözüküyordu. O yüz ifadesiyle bakarken kızgın gözükemiyordum.

"Şu son zamanlara kadar sana olan duygularım benim için aşk değildi. Yani öyle olduğunun farkında değildim, sadece seni korumak istediğimi, zarar görmeni istemediğimi düşünüyordum. Zaten seninle çok fazla da görüşmediğimiz için hissettiklerime bir isim koyma gereği duymuyordum. Çoğu zaman seni öpmek istediğimi veya yanımda olmanı istediğim zamanlar oluyordu ama bunları aşk olarak düşünmüyordum. Biraz da duygularımdan kaçıyor, görmezden geliyordum. Bu yüzden biriyle yatmak benim için çok büyük bir olay değildi."

Doğan tane tane yavaşça anlatırken çatılan kaşlarım yavaşça düzeldi.

"Sen yanıma taşındıktan sonra fark ettim bu duyguların ne olduğunu, ama iş işten geçmişti bile. Ve o kadınla da düşündüğünün aksine sürekli görüşmüyordum. Sadece belli zamanlarda." Dedi sonlara doğru kısılan sesiyle. Belli ki benimle bu konuyu konuşmak hoşuna gitmemişti.

"Haaa." Diye mırıldandım.

Doğan başını olumsuzce sallayıp vurduğum için kızarmış yanağını yavasça ovaladı. Gözlerini benim arkamda bir yere kilitlemişti.

"Ben yanlış anlamışım."

"Bana vurdun..." Dedi kaşlarını çatarken. Sesini sert çıkarmaya çalışmıştı ama sesi oldukça kırıktı.

Yüzündeki hayal kırıklığına uğramış ifade ağlamamı bile sağlayabilecekken ellerimi yanaklarına koydum.

"Özür dilerim."

Göz ucuyla bana baktı. Bakışları yüzümün her kenarında dolaşırken
"Acıttı." Dediğinde gerçekten ağlayacak gibi oldum.

"Sen de bana vur, ödeşelim." Diye ortaya saçma bir fikir sunduğumda kaşları daha da çatıldı. Tam konuşmak için dudaklarını aralmıştı ki tek kelime etmeden öylece durdu. Ardından dudağının tek kenarı kıvrıldı.

"Tamam." Diyerek beni sırtımdan tuttu ve yerlerimizi değiştirip beni yatağa yatırdı.

Şokla gözlerimi kırpıştırdım. Bu teklifi ben sunmuş olsam bile kabul etmesi beni ciddi anlamda şaşırtmıştı.
Doğan'ın bana vurabileceğini düşünmemiştim.

"Do-" Sözüm tamamlanmadan yatakta yüzüstü çevrildim ve Doğan, altımdaki eşofmandan bile hissedilebilecek sertlikte kalçama tokat attı.

"Aghh!"

Ben şok içerisindeyken kalçama yediğim darbe yüksek sesle inlememi sağladı.

Ağırlığını tamamen vermeyerek kendini bana yasladı. Sertleşmiş aletini kalçama sürterken kulak mememi dudakları arasında kısaca emip bıraktı.

"Ödeştik kedicik."

Kalça arama konumlanmış aleti beni şoktan çıkarırken sırıttım ve belimi kaldırarak kalçamı Doğan'a sertçe sürttüm.

"Ahh, Doğan..." Diye onu çıldırtmak ister gibi, hatta gibi değil tam da o amaçla inledim.

Bir küfür mırıldandığını duydum.