15.08.2023
Sıcak.
Çok sıcak.
Hissettiğim yoğun sıcakla gözlerimi araladım. Birkaç saniye sonra gözlerimi tamamen açtığımda. İlk gördüğüm şey Doğan'ın boynu oldu.
Gözlerim büyürken benim Doğan'ın koynunda ne işim olduğunu düşündüm. Sonra aklıma bir süreliğine buraya yerleştiğim geldi.
Kendi kendime aydınmamla kaşlarım havalandı. Ağzımdan 'haaa' diye mırıltı çıkarken dün gece yaşananlar zihnimden geçti.
"Siktir." Diye mırıldandım ve ikimizin üzerindeki yorganı kaldırarak aşağı baktım. "Ohh."
Tamam bir şey olmamış.
Bu sefer başımı biraz yukarı kaldırarak Doğan'la yüzlerimizi hizzaladım.
Sessizce uyuyordu. Yeni uyandığım için kısılı olan gözlerimi yüzünde gezdirdim.
Uyumasına rağmen hafifçe çatık olan kaşlarıyla gülümsedim.
Kirpiklerine kaydı bakışlarım. Uzunlardı.
Güzel bir burnu ve keskin çene hatları vardı. Siyah saçlarının birazı alnına dökülmüştü. Saçları çok uzun veya çok kısa değildi, ona yakışıyordu.
Yunan Tanrısı mübarek.
En sonunda dudaklarına baktığımda gülümsemem yavaşça soldu.
Gül kurusu, dolgun dudakları uyuduğu için hafifçe öne doğru bükülmüştü. Dudaklarıda güzeldi.
Zaten her zaman ilgimi çekiyordu ama bu kadar yakın olunca... daha da güzel gözüküyordu.
Öpmek isteyeceğim kadar güzel...
İçimdeki sese yön verdim. Başımı kaldırıp yavaşça dudaklarına eğildim. Dudaklarımdan minik bir nefes onun dudaklarında dağıldığında yüzünü tavana çevirerek dudaklarını uzaklaştırdı. Yutkundum.
Siktir... Şimdi daha da öpmek istiyordum.
Çok yavaş hareketlerle uzandığım yerden doğruldum. Avuçlarımı başının iki yanına yasladım. Şimdi altımdaydı.
Nefesimi bile tutmuştum uyanmasın diye. Tekrar üzerine eğildim. Dudaklarımızın arasındaki santimler yavaşça yok olurken dudaklarımı araladım. Gözlerim kendiliğinden kapandı.
Kendime bile itiraf etmesemde... Doğan'la ne kadar yakın olursam ona o kadar kapılıyordum. Beni etkisi altına alıyordu.
Ve ben her defasında daha fazlasını istiyordum. Daha fazla...
"Yapma."
Doğan'ın boğuk sesiyle gözlerimi hemen açıldı. Hemen altımdaki yüzüne baktım. Düz bir ifade vardı yüzünde. Gözlerinde ise karmaşa. Bunu neden yaptığımı sorguluyordu.
Siktir!
Aralanmış dudaklarımda bir sırıtma meydana geldi. Dişlerimi göstererek sırıtırken arkaya doğru taradığım saçlarım geri önüme döküldü ve aramızdaki az mesafeden dolayı uçları Doğan'ın alnına değdi.
"Yakalandım mı?" Diye sordum.
"Yakaladım."
"Peki kızdın mı?"
Gözlerimin içine baktı. Gözlerini kısarak tepkimi kontrol etti. Bu soruya kızdım cevabını verirse ne olacak onu düşünüyor gibiydi. Tabii ki de kızdım diyecekti. Ona eminim de zaten.
"Kızmadım." Beklemediğim cevapla afalladım. Cidden kızmamış gibiydi ses tonu.
Fırsattan istifade yapma zamanı!
Hemen dudaklarına baktım. Onunda gözleri saniyelik olarak benim dudaklarıma düşmüştü ama hemen gözlerime çevirdi.
"O halde devam edebilir miyim?" Kısık bir sesle sordum.
"İstiyor musun?" Diye bu sefer o sordu. Gözlerim her bir kelimesinde oynayan dudaklarındaydı. Neden bu kadar güzel gözüküyordu ki?
"İstiyorum." Dedim büyülenmiş bir sesle. Gözlerine baktığımda göz göze geldik. "Sabah öpücüğü verecek misin bana abiciğim?" Dudaklarını yaladı.
Çevik bir hareketle beni altına aldığında beklemediğim bu hareketle gözlerimi kırpıştırdım.
Ellerini başımın iki yanından yastığa bastırdığında bir bacağının diziyle bacaklarımı aralamıştı. Yutkundum.
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
Lan cidden öpücek!
Heyecanla dudaklarımı yaladım. Saniyeler saatler gibi gelirken dudaklarım aralanmıştı. Doğan aralık dudaklarıma sıcak nefesini verdiğinde kalbim yerinden çıkacaktı.
Siktir ne oluyordu bana?!
Ve beklediğim hareket gelmedi...
Doğan dudaklarını dudaklarımın kenarına bastırdı. Yumuşak bir şekilde öptü ve geri çekildi.
Kapanmış gözlerimi açtım ve birkaç saniye boş gözlerle tavanı izledim.
Dalga mı geçiyor bu benimle?!
Hızla doğrulup ona baktım. Yatağın kenarında oturmuş ayılmak ister gibi ensesini ovuyordu.
"Bu kadar mı?!" Diye sordum.
"Hee bu kadar." Ofladım ve kendimi tekrar yatağa bırakarak gözlerimi yumdum.
Buna da şükür çünkü Doğan'dan bu minik öpücüğü bile beklemezdim. Şaşırttı beni valla.
"Bir daha da seninle yatmam ben." Dediğinde üzülerek kapattığım gözlerimi araladım. Sanki sapıkmışımda her gece üstüne atlıyormuş gibi tonlamıştı.
Tamam öpmeye çalışmamda doğru bir hareket değildi ama dürtülerime engel olamamıştım.
"Merak etme bir daha öpmem." Kırgın bir sesle.
"Yok o yüzden değil." Kaşlarımı çattım.
"Niye peki?" Dedim tavanı izlerken.
"Hayvan gibi yatıyorsunda ondan. Bir bacağını üzerime atıyordun, bir kolunu. Bir ara sinirden o uzuvlarını götüne sokacaktım."
Güldüm.
Yine sinirlendirmiştim onu.
Bu hayattaki en büyük zevkim her zaman bu adamı sinirlendirmek olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
SonstigesYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin"