18- Gece

7.2K 356 132
                                    

Sonunda...

Ben bu çifti çok sevsem bile yazarken zorlanıyorum amk o yüzden bölümler geç geliyor.

Bu bölüm çok uzun oldu bu yüzden yarısından kestim devamını da birazdan yayınlarım.

Birde yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar...

●●●

"Ahmet sen içme." Dedi Doğan içki bardağını önümden çekerken. Kaşlarımı çattım.

"Ben niye içmiyorum? Sen içme." Dedim ters ters.

Karşımdakilerden kısık gülme sesleri geldi ama umursamadım.

Altan ve Derin, Doğan ile olan her atışmamızda ya gizli gizli gülüyor ya da gülmemek için büyük bir çaba sarf ediyorlardı.

Doğan da bana aşkını itiraf ettikten sonra beni orada biraz öpüp kokladıktan sonra, hareket edip durduğu için bozulan sargısını değiştirmişti.
O sırada da Altan ile Derin, Doğan'ı görmek için gelmişlerdi.
Zaten Doğan ile ilişkimizi biz söylemeden onlar anlamıştı.

Sanırım onlardan yana bir sıkıntı yoktu ve yanlarında Doğan'a istediğim şekilde davranabilirdim.

"Oğlum çok sarhoş oluyorsun, hatırlarsan geçen sene üstüme kusmuştun." Yüzümü buruşturdum.

"Iyy." Dedim sanki kusan ben değilmişim gibi.
"O bir yıl önceydi, dayanıyorum artık." Gözlerini kısarak baktı yüzüme. Tabii ki yalan söylediğimi anlamıştı.

"Hem sarhoş olsam ne olacak sanki, korkma sikmem." Başını iki yana salladı.

"İyi iç." Gülümseyerek ona baktığımda yüz ifadesi yumuşadı.

Şu an evin arkasındaki bahçede çardak benzeri olan yerde oturuyorduk.

Etraf led ışıklarla ve büyük bir lambayla aydınlatılmıştı. Gerçekten baya güzel bir yerdi.

Elime aldığım büyük içki bardağından büyük bir yudum aldığımda uzun zamandır almadığım acı ama lezzetli tatla gülümsedim.
Özlemişim amına koyayım.

"Doğan Allah aşkına şu şirketin işleriyle sen ilgilen." Diye yakındı Altan.

"Bir kere vuruldum diye yaşlanmış mı oldum Altan?"

"Yok abi ondan mı diyorum sence?" Dedi Altan Doğan'ın onu yanlış anlamasını ayıplar gibi. "Ben şirkette daralıyorum, benlik bir iş değil. Aksiyon lazım bana."

"Para hangisinde çoksa ben onu yaparım." Dedi Derin sırıtarak arkasına yaslanırken.

"Keyfime göre ayarlıyormuşum gibi konuşmayın."

Ben konudan bağımsız bir şekilde masanın üzerindeki çerezlerden kemiriyordum.

"Altan gitsin tehlikeli olanlara." Diye mırıldandım gözlerim önümdeki tabaklardayken.

"Hah," Derken eliyle beni göstermişti Altan. "Bence sevgilini dinle Doğan."
Duraksadım.

"Sevgili mi?" Dedim mal gibi bakıp gözlerimi kırpıştırırken.

"Mal mısın Ahmet?" Doğan bana 'ciddi misin?' bakışları atarken mırıldandı.

"Heee, unutmuşum." Dedim tekrardan atıştırmalıklara dönerken.

Derin ve Altan kısaca gülerken Doğan'ın da dudakları kıvrılmıştı.

"Bir ben manita yapamadım amına koyayım ya." Dedi Altan sıkıntıyla.

BELA -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin