Alnıma dökülen saçlarımdan bir damla su damlarken burnumu çekip Doğan'a kaçamak bir bakış attım. Doğan adamlarının evden benim için getirdiği giysileri poşetten çıkarırken sessizdi ve yüzü ifadesizdi.
Tuvaletin borularını patlattığım için tuvaleti su basmıştı ve davetteki herkes Doğan'ın sırılsıklam olmuş beni kolumdan tutup dışarı çıkardığını görmüştü. Doğan bir nevi rezil olmuştu benim yüzümden.
"Özür dilerim.." diye mırıldandığımda Doğan üstümdeki boğazlı ince body'nin eteklerinden tutup çıkarttı. Arabada olduğumuz icin kollarımı tamamen kaldıramamıştım.
Elindeki kağıt havlularla nemli gövdemi silerken "Canın sağ olsun yavrum." Dedi.
Bana kızsaydı umursamazdım onu ama bu kadar sakin olunca gözümde iki metre olan dağ gibi adam çok masum oluyordu ve üzülüyordum.
"Yanlışlıkla oldu. Hem borular kalitesizmiş, hemen patladılar."
Islak saçlarımı geriye taradı ve ıslak alnımı da sildi. "Doğrudur."
"Herkes yarın unutur zaten." Dediğimde hafifçe gülümseyip başını salladı.
"Unuturlar."
"Doğan ya..." diye mırıldandım.
Doğan elindeki kazağı başımdan geçirdi. "Efendim bebeğim?"
"Kızdın mı bana? Kızdın bence."
"Kızmadım bebeğim." Diyerek bel kısmı tamamen ıslanmış pantolonumun düğmesini açtı.
"Ben eve gideyim istiyorsan..."
"Gerek yok, arabada beklesen yeter. Bir şey istersen Bora'ya ya da Mehmet'e söylersin, onlar getirirler sana."
Dudaklarım bükülürken başımı salladım. "Tamam."
Bir eliyle ensemdeki saçları okşayıp dudaklarımı öptü yumuşak bir biçimde. Geri çekilip yüzüme baktı. "Kızmadım Ahmet, asma suratını."
"Sanki..." diye mırıldandım. Aklımdaki şeyi söyleyip söylememek arasında gidip geldim. "Sanki artık benden bıktığın için kızmak bile istemiyorsun."
Doğan'ın kaşları çatıldı. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" Dedi korkutucu bir sakinlikle.
"Bilmiyorum ki... mantıklı geldi ama emin değilim."
Sıkıntılı bir nefes verdi. "Senden bıkabileceğimi nasıl düşünebiliyorsun inanamıyorum." Yanağımı okşadı iri eliyle. "Bana bile mantıklı gelmiyor bu."
Ona hâlâ üzgün bir şekilde baktığımda çatık kaşlarını düzeltti ve "Emin ol senden bıkacak olsaydım bunu; bir hafta boyunca her gece yatağıma işediğinde yapardım." Diyerek hafifçe güldü.
Gözlerimi kırpıştırdım. "Hatırlıyor musun onu?"
"Unutmak mümkün mü Ahmet. Her sabah yatağım ıslak uyanıyordum. Bir de sen ıslak ıslak yapışıyordun bana kedi gibi."
Utanç verici olduğu için ellerimle yüzümü kapattım. "On yaşındaydım.."
Gülerek ellerimi tuttu ve yüzümden ayırdı. "Kafana salak saçma düşünceleri getirme sakın."
"Ama normalde kızarsın, bu sefer niye kızmadın?" Şu an ağzıma sıçıyor olması gerekiyordu, neden bu kadar yumuşak tepkiler veriyordu anlamıyordum.
Alnımı öptü ve tekrardan yüzüme baktı. "Bilerek yapmadığın bir şey için kızmam sana." Boruları tekme atarak patlattığımı bilmiyordu Doğan. "Hem sana bir şey olmamış ya, o önemli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA -BXB
SonstigesYaramaz kişiliğiyle başı beladan kurtulmayan Ahmet, Ve onun kurtarıcısı Doğan... "Benim ailem sensin"